Oy vermeyi unutmayalım, keyifli okumalar <3
Taylor Swift - Don't Blame Me
Saçlarımın arasında gezindiğini hissettiğim bir el uykumdan sıyrılmamı sağlamıştı.
Hafif dokunuşlardı, derin bir uykuda olsam hissetmezdim bile belki ancak bir kez o dokunuşu hissetmem yetmişti uykulu hâlimden eser kalmamasına, gözlerimin aniden açılmasına. Gözlerimi açtığım gibi saçımdaki eller kayboldu. Görüş açıma kimsenin girmemesi kısa bir anlığına yüreğimi hoplatmıştı ta ki odanın içinde bir nefes sesi duyana kadar.
Yatakta sırt üstü döndüğümde yatağın kenarındaki boşluğa oturmuş bir çift mavi gözle karşılaşmıştım. Rahatlamış bir şekilde nefesimi verirken gözlerim kapanmıştı. Gerildiğimi fark ettiğinden yatakta benden uzaklaşmıştı Uraz.
"Özür dilerim," dediğini işittim.
"Ne için?"
"Seni korkuttum." Kafamı iki yana salladım yavaşça. Korkmamıştım biraz tedirgin olmuştum sadece. Bu da uyku mahmuru hâlimle gayet normaldi. "Korkmadım."
Yatakta oturur pozisyona gelmek için doğrulurken arkamdaki yastığı da dikleştirmiştim. Sırtımı yatağın başlığına yasladım. Yeni uyanmış olmama rağmen kendimi dinç hissediyordum. Bunda kesinlikle bu dağ evinin bana iyi gelmesinin fazlasıyla etkisi vardı. "Günaydın," dedim neşeli çıkarmaya çalıştığım sesimle. İyi olduğumu görürse beni korkuttuğunu düşünüp üzülmezdi en azından.
"Günaydın." Mavileri bir sorun olmadığından emin olmak istercesine yüzüme kitlenmişti. Dikkatle beni izliyordu.
Elimi havaya kaldırıp gözlerine yaklaştırarak bana bakmasına engel olmaya çalıştım. "Sabah sabah bu kadar uzun uzadıya bakma bana. Uyandığımda çok çirkin oluyorum." Dünya güzeli de olsa insan sabah uyandığında kendini çirkin hissederdi bence. Kendimi beğenmeyen birisi değildim. Aksine güzel olduğumun farkındaydım ama herkes gibi benim de kendimi çirkin hissettiğim anlar oluyordu. Bunun da başını sabah ilk uyandığım zamanlar çekiyordu.
Uraz'ın güldüğünü duydum. Havadaki elimi tutup yatağa indirirken bana inatmış gibi bakışları yine yüzümü bulmuştu. Yatağın üstündeki elimi bırakmadan parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek ellerimizi birbirine kenetledi. "Günün her saatinde dehşet güzel olmak gibi bir özelliğin var senin güzelim."
Kendimi zorlasam da en fazla iki saniye dayanabilmiştim gülmemek için. Gülümserken bakışlarımı ellerimize indirmiştim. Parmaklarında her zaman görmeye alışık olduğum o yüzükler takılı değildi. Geceleri uyurken çıkarıyor olmalıydı. Aynısından bende de olan bilekliği takılıydı. Hatta parmaklarımızın kenetlendiği elimin bileğinde takılıydı. O bilekliğin yanında da Uraz'ın önceki gün komodinin üstüne bıraktığı kehribar taşlarından yapılmış bilekliğim takılıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ŞEHİR
Teen FictionBir gece kulübünde barmaidlik yapan Rüya ve aynı kulüpteki grubun gitaristliğini yapan çocukluk arkadaşı Uraz'ın geçmişe dayalı hikayesi. * "Sana uzak olmak da yakın olmak da zor," diye fısıldadı kulağıma doğru. Boynuma çarpan ılık nefesi göz kapakl...