40

8.8K 717 380
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım, keyifli okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım, keyifli okumalar <3

Modern Talking - Cheri Cheri Lady

🌊

Saat sabaha karşı dört.

Uykunun kollarında olmam gereken saatte Uraz'ın kolları arasında onunla sohbet ediyordum. Bu öylesine bir sohbetti. Bir ana fikri yoktu. Anlamlı hiçbir yanı da yoktu. Bir konudan başkasına atlıyor, bir saniye önce konuştuğumuzu unutup yenisine adapte oluyorduk. Sürekli kahkahalar havada uçuşuyordu ama bize sorulsa ne konuştuğumuz hakkında fikrimiz olur muydu bilmiyordum.

Mesela az önce Uraz, birlikte gece kulübünde çalıştığımız zamanlarda birlikte çaldığı grupla arasında çıkan birkaç tartışmadan bahsederken biraz sonra abim hakkında konuşmaya başlamıştık ve şimdi de nasıl konu buraya kadar gelmişti bilmiyordum ama küçüklük anılarımıza geçmiştik.

Ayrıca laf arasında bir şeyler öğrenmiştim. Uraz o kulüpte sırf benim yanımda olabilmek için çalışmış aylarca. Gruptakilerle çok anlaşamasa bile oradaki işinden ayrılmamış, ki Uraz sevmediği insanların olduğu bir ortamda bir dakika bile durmazdı. Benim yanımda olmak, uzaktan da olsa görebilmek için grupta kalmaya devam etmiş.

Her gece bana belli etmeden, o karanlık sokaklarda peşimden beni takip ediyormuş. Benim eve girdiğimi gördükten sonra ancak öyle kendi evine gidebiliyormuş. Bunu öğrendiğimde yumruk yaptığım elimi omzuna geçirmiştim. Bazı geceler arkamda adım sesleri duyar ve gerilerek hızlı hızlı yürümeye başlardım. Kimsenin ilgisini çekmemek için arkama bile bakmazdım oysa her seferinde peşimden gelip beni korkutan oydu.

Bu tepkime karşılık yaptığı şey sırıtmak ve yumruk yaptığım elimi açıp avucumdan öpmek olmuştu. Sırıtık.

Genel olarak fazlasıyla huzurlu son birkaç saat geçiriyordum. Sevdiğin insanla gülüşünün birbirine karıştığı, saatlerce süren bir sohbet en büyük terapi olmalıydı.

Öyle ki daha kalkıp duşa bile girmemiştik. Üzerime çektiğim çarşafla beraber yatakta yüz üstü dönüp dirseklerimin üzerinde doğrulmuştum. Gözlerim Uraz'ın güldüğü için kısılmış mavilerinden ayrılmıyordu ve benim de yüzümde derin bir tebessüm hakimdi. Mutluyduk.

"Gülme ya." diye homurdandım aşk dolu bakışlarla gülüşünü izlemiyormuşçasına. "Rezilliğime haykıra haykıra gülüyorsun resmen."

Bu tam bir trip sebebiydi ama ben iyi bir insan olduğum için ona trip atmayacaktım. Trip attığımı fark ettiği an iki güzel sözle bütün direncimi kırardı zaten.

"Asosyallik atağın tuttuğu için sınavdaki yanlış soruyu hocaya söyleyemedin ve on puan düşük almaya gönlün razı geldi yani öyle mi?" Kafamı onaylarcasına salladım istemeye istemeye. Öyle bir şeyler yapmıştım ne yazık ki.

KAYIP ŞEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin