14

14.7K 1.7K 1.7K
                                    

Daya - Don't Let Me Down

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Daya - Don't Let Me Down

İyi okumalar <3

Yaklaşık dört yıl önce.

Kıraç elindeki telefonu hırsla sıkmaya devam ederken söve söve yürüyordu yolda. Adımları asfalt zemini dövüyordu adeta. Kendinin de ilk kez duyduğu yaratıcı küfürleri dudaklarından dökülürken telefonun ekranını açıp yaklaşık bir dakika önce aramayı denediği numarayı tuşladı tekrardan.

Telefonu kulağına yasladığında adımları kısa süreliğine de olsa durmuştu. Bu defa bir cevap alacağını umsa da saniyeler sonra kulağına dolan 'aradığınız numaraya ulaşılamıyor' cümlesinden sonra öfkeyle soludu ve aramayı sonlandırdı. "O telefonu seni bulduğum ilk yerde bir yerlerine sokmazsam bana da Kıraç demesinler."

Hızla yürümeye devam ederken yolun sonunun sahile çıktığını görünce Uraz'ın buralarda olduğundan neredeyse emin olmuştu. Canı sıkkın olduğunda sahilde takılırdı genellikle Uraz. Şimdi de burada olma olasılığı yüksekti. Tek sorun kilometrelerce uzanan sahilin neresinde Uraz'ı bulacağıydı.

Ayrıca eğer burada bulursa o geri zekâlı herifi denize atacağına yemin etmişti.

Arabaların geçip gittiği caddede sağına soluna bakınarak karşıya geçtiğinde sahile ulaşmıştı. Bir o yana bir diğer yana bakarken hangi tarafa yürüyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Evlerine daha yakın olan tarafa doğru yürümeye başladığında telefonundan bir kez daha Uraz'ı aramış ancak telefonu kapalı olduğu için ulaşamamıştı.

Sahil kenarındaki banklarda oturanlara tanıdık bir yüz görme umuduyla bakarak ilerlerken telefonunun verdiği düşük şarj uyarısına göz devirmişti. Telefonu ceketinin cebine sokmadan önce kardeşi Rüya'ya eve geç geleceğini bildiren bir mesaj atıp kafasını kaldırarak önüne bakmaya başladı.

Yaklaşık yarım saat boyunca sahil şeridinde boş boş yürümeye devam etti. Saat ilerledikçe daha da soğumaya başlıyordu ve Kıraç soğuğu hiç sevmezdi. Bu yüzdendi normalden iki kat fazla sövmesi ve sinirlenmesi ancak hava eksi derecelerde de olsa Uraz'ı başına bir bela açmadan bulup eve götürmek zorundaydı zira en son telefonda konuştuklarında Uraz körkütük sarhoştu. Bir yerde sızıp kalma olasılığı bu kadar yüksekken Kıraç eve gidip rahat rahat uyuyamazdı.

Son bir kez daha telefonunu cebinden çıkarıp Uraz'ı aradı. "O kafayla nerene soktun acaba telefonu?" dedi diğer aramalarından farklı bir sonuç alamadığında.

Telefonu cebine göndermeden önce saati kontrol etmişti. 00.23.

Kafasını kaldırıp bakışlarını etrafta gezdirirken denizin olduğu taraftan gelen esinti ceketinin içine iyice gömülmesine sebep olmuştu. Sağ çaprazında kalan bankta gördüğü bedenle beraber sinirle soluyup adımlarını o tarafa yönlendirmişti. Birazdan Uraz'ın Kıraç'ın elinden çekeceği vardı.

KAYIP ŞEHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin