Midlake - Small Mountain
"Şimdi bana bu üç elbise arasındaki farkı anlatacaksın çünkü ben sanırım kör olduğum için hepsini aynı görüyorum."
Sena'nın konuşmasıyla dudaklarıma ruj süren elim titremiş ve koyu tonlardaki ruj çeneme doğru taşmıştı. Sahte bir kızgınlıkla kaşlarımı çatarak Sena'ya bakarken masum bir gülümseme kondurdu yüzüne ona kızmayayım diye. Anında çatılı kaşlarım düzelirken sandalyeyi döndürerek iki elinde tuttuğu üç elbiseye baktım. Üçünün de hemen hemen modeli aynıydı. İnce askılı, siyah elbiselerdi ama birinin boyu diğerlerine göre daha kısaydı, birinin bel çevresi değişikti. Kendi içlerinde farkları vardı ama üzerine giyilmedikçe belli olmuyordu.
"Hepsini ayrı ayrı denersen farklarını görürsün." dedim geri aynaya doğru dönerek.
"Üşenirim," Masanın üzerindeki küçük ıslak mendil paketinden bir mendil çıkarıp taşan ruju temizlemeye başladım. "Neden aynı elbiseden üç tane var?"
"Bir tanesi benim mezuniyet elbisem. O dönem öyle bir model giymek istemiştim ve internetten sipariş ederken işimi garantiye alarak modelin üzerinde duruşları farklı olan bu üç elbiseyi almıştım."
"Sonuç olarak hangisini giydin?"
"Soldakini."
"Basit bir elbise gibi duruyor." dedi diğer ikisini yatağımın üzerine bırakırken.
"Evet ama üzerine giyince epey iddialı bir şey oluyor. Sırtı ve gerdanını açıkta bırakıyor, boyu da mini. Ben seviyorum o elbiseyi." Sadece iki kez giymiştim ve üzerimdeki duruşu çok güzeldi. Bu konuda mütevazı olamayacaktım ben bu elbiseyi çok iyi taşıyordum.
"Nişan yemeğine gelirken de bunu giymiştin sanki." dediğinde kafamı onaylarcasına salladım. "Bu gece bunu giyebilir miyim?" Boy aynasının önüne geçti ve elbiseyi üzerine doğru tutmaya başladı.
"Giyebilirsin."
"Sen ne giyeceksin?"
"Bir sürü elbise var dolapta. Birini giyerim."
"Tamam öyleyse," dedi üzerindeki deri ceketi sıyırırken. "Deneyeyim önce."
Sena gayet güzel bir şekilde hazırlanıp gelmişti aslında ama bana elbise seçmek için açtığı dolabımdaki kıyafetler onun daha çok dikkatini çekmişti. Ben ise hâlâ ne giyeceğime karar verememiştim. Makyajımı tamamladıktan sonra hallederim diye düşünüyordum.
Sena üzerindeki deri etek ve beyaz gömlekten bir çırpıda kurtulurken yatağın üzerine bıraktığı kıyafetlerine ayna aracılığıyla kısa bir bakış attım. "Niye seksi sekreter kombini ile gece kulübüne gider ki bir insan?" diye sordum anlamsızca. İşin kötü yanı siyah çerçeveli, muhtemelen numarasız, gözlüğü ve dudaklarına sürdüğü kıpkırmızı ruju ile gerçekten seksi sekreterleri andırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ŞEHİR
Teen FictionBir gece kulübünde barmaidlik yapan Rüya ve aynı kulüpteki grubun gitaristliğini yapan çocukluk arkadaşı Uraz'ın geçmişe dayalı hikayesi. * "Sana uzak olmak da yakın olmak da zor," diye fısıldadı kulağıma doğru. Boynuma çarpan ılık nefesi göz kapakl...