Duman - Yanıbaşımdan
Sabah, dün gece sadece bir bardak içmiş olmama rağmen yoğun bir baş ağrısı ile güne başladığımda kendime sövmekle meşguldüm. Sövme nedenim kendimi tutamayıp içeriğinde ne olduğunu bilmediğim içkiyi içmiş olmamdı. Öyle ortalıkta dolaşan değişik renklerde içecekler dağıtan garsona güvenip bilmediğin şeyi neden içersin ki?
Ben tek bardakla bu hâldeysem Sena'yı düşünemiyordum. Hiç değilse ben sarhoş olacak kadar içmemiştim ama o en son neredeyse bir cam şişeyi dolduracak kadar içki içmişti.
Gözlerimi açmak için kendimi zorlarken yatağın sol tarafına doğru dönmüştüm ki bacağım soğuk duvara çarpınca zorlamama rağmen birbirine yapışmış gibi açılmayan gözlerim bir anda aralanmıştı. Benim yatağım odanın ortasında olduğundan iki yanında da duvar yoktu. Kendi yatağımda olmadığımı duvara değen bacağımla anlamıştı.
En son arabada, arka koltukta uyuyakaldığımı hatırlıyordum. Yol o kadar uzun gelmişti ki arka koltuğa boylu boyunca uzanıp uyumuştum. Üzerime iki tane ceket örtüldüğünü az çok anımsıyordum ama hayal miydi gerçek miydi tahmin edebilecek kadar bilincim yerinde değildi o sırada.
Dirseklerimin üzerinde doğrularak gözlerimi odanın içinde gezdirmeye başlamamın üzerinden birkaç saniye geçmeden nerede olduğumu anlamıştım. Burası Uraz'ın eviydi. Evimize silahla saldırı yapılmasından sonra geceyi bu evde, bu odada geçirmiştim. Şimdi yine aynı yerdeydim ama neden buradaydım? Benim kendi evim varken hem de.
Kolumun uyuştuğunu hissettiğimde kafamı yastığa bıraktım. Açık ve gür saçlarım yastığın üzerine yayılırken gözlerimi tavana sabitlemiştim. Gece uyurken bir ara içeriğini tam olarak hatırlamasam da kötü bir rüya gördüğümü, uykuyla uyanıklık arasında ağladığımı hatırlıyordum. Tam o sırada abimin yanıma gelmesi, bana sarılması, saçlarımı okşayıp kulağıma bir şeyler fısıldayarak beni tekrar uyutması ise silik silikti. Karanlıkta uyku sersemi iken kendi odamda olmadığımı anlamamıştım.
Bakışlarım yan tarafa kaydı. Abim şu an burada değildi ama yanımda uyuduğu yatağın o tarafındaki kırışmış çarşaf izlerinden belliydi. Elimi diğer yastığa götürüp kollarımın arasına aldım ve yatakta yan dönerek gözlerimi kapattım.
Birkaç dakika sonra kapı açıldığında ben de eş zamanlı olarak gözlerimi aralamış ve kimin geldiğine bakmıştım. Zaten iki seçenek vardı ya abim gelmişti ya da Uraz. Gördüğüm mavilerle beraber başım tekrardan yastığa düşerken sıkıntıyla nefesimi dışarıya doğru üfledim.
Sorduğum ilk soru "Benim burada ne işim var?" olmuştu.
"Seni kaçırmışız gibi konuşma." dediği sırada odaya girmiş ve kapıyı hafif aralık kalacak şekilde yarım bırakmıştı.
"Bir nevi kaçırmak sayılır bu," Az önceki gibi dirseğimin üzerinde yükselirken ağrıyan başım yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. "Uyurken getirilmişim buraya ne de olsa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ŞEHİR
Teen FictionBir gece kulübünde barmaidlik yapan Rüya ve aynı kulüpteki grubun gitaristliğini yapan çocukluk arkadaşı Uraz'ın geçmişe dayalı hikayesi. * "Sana uzak olmak da yakın olmak da zor," diye fısıldadı kulağıma doğru. Boynuma çarpan ılık nefesi göz kapakl...