Oliver Tree - Miss You
İyi okumalar <3
❆
"Bugün kahvaltı masasında bir şeyler olmuş diye duydum."
Uraz'ın bana doğru savrulan yumruğundan kafamı eğerek son anda kurtulduğumda kötü bakışlar atmayı ihmal etmemiştim. Genelde yumruğunu hafifçe savuruyordu, amacı reflekslerimin güçlenmesini sağlamaktı. Yine de tam yüzüme doğru gelmekte olan yumruk sinirlerimi bozuyordu. Vücudumda başka bölge mi kalmamıştı da yüzüme çalışıyordu?
"Abim mi anlattı?" diye sordum, cevabını bile bile.
İleriye doğru bir tekme atmak için bacağımı kaldırdığımda ayak bileğimden sıkıca tutarak ona atacağım tekmeyi engelledi. Bacağımı ileriye doğru ittirerek bıraktığında neredeyse düşecektim ki son anda dengemi toparlamıştım. Yanaklarımı şişirerek ofladım. Hiçbir hamleme izin vermiyordu, refleksleri çok güçlüydü. Onun aksine ben birkaç darbe almıştım ama abim gibi öküz olmadığı için vuruşları çok hafifti.
"Canı sıkkın görünüyordu, sorunca anlattı." Bir sonraki hamlenin Uraz'dan geleceğini tahmin ettiğim için bedeninden olabildiğince uzaklaştım. Bu çabama karşılık Uraz sırıtmıştı.
"Kaçarak mı kurtulacaksın sen şimdi?"
"Öyle olmasını umuyorum." Kafasını omzuna doğru yatırdı hafifçe. Hemen ardından boynunu kütletircesine sağa sola yatırma hareketleri yapmaya başladığında "Beni korkutuyorsun." diye mırıldanmıştım.
"Korkunu bana belli etmemen gerek," dedi bana doğru bir adım atarak. "Psikolojik çöküşünden faydalanabilirim."
Şansımı denemek istercesine sırıttım. "Ama yapmazsın?" dedim sorarcasına.
"Bana güvenme." Bir adım daha atıp aramızdaki mesafeyi iyice azalttığında yumruk yaptığım elimi yüzüne doğru savurmuştum ki bir adım geriye giderek benden kolaylıkla kurtulmuştu. Oflamamak için kendimi zor tutarken hiç beklemeden ayağımı havaya kaldırdım. Tekmem karnıyla buluşmak üzereyken yana doğru dönüp bundan da rahatlıkla kurtuldu.
Şimdi çıldıracaktım. Bir insanın refleksleri bu kadar hızlı olmamalıydı.
Abimle çalıştığım zamanlarda hiç değilse az da olsa ona vurabiliyordum ve bu beni motive ediyordu fakat Uraz hiçbir şekilde buna izin vermiyordu. Bu beni sinirlendiriyordu, üstelik daha da hırslanmama sebep oluyordu.
"Bıktım senden," dedim nefes nefese bir şekilde. "Senin hocalığını istemiyorum."
"Reflekslerimin gelişmiş olması benim suçum değil," derken ses tonu ne kadar eğlendiğini adeta haykırıyordu. "Senin beceriksizliğin."
"Beceriksizlik mi?" dedim iyice sinirlenmiş bir şekilde. "Sensin beceriksiz!" Amacı beni öfkelendirmekse bunda sonuna kadar başarılı olmuştu. Hatta öyle başarılı olmuştu ki kendimi tutamayıp ardı ardına vücuduna yumruklarımı savurmaya başlamıştım. Hepsinden kaçabilecek hâli yoktu, mutlaka birinden biri ona değecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ŞEHİR
Teen FictionBir gece kulübünde barmaidlik yapan Rüya ve aynı kulüpteki grubun gitaristliğini yapan çocukluk arkadaşı Uraz'ın geçmişe dayalı hikayesi. * "Sana uzak olmak da yakın olmak da zor," diye fısıldadı kulağıma doğru. Boynuma çarpan ılık nefesi göz kapakl...