Ellie balo ardından odasına çıkarılmış Lanchestera gidiş için üzeri değiştirilmişti. Genç kız o elbiseyi çıkarmak istemediyse de yarım günü bulacak yolculuklarında rahatsız edici olabilirdi. O daha çıkmadan odada altın sarısı bir elbise hazır edilmişti bile.
Ellie hizmetli kızlar gelmeden evvel peşinden odasında ona talimatlar veren Marrye balo elbisesininin kaleye gelip gelmeyeceğini sormuştu. Marry ise yaptığı görgüsüzlük yüzünden onu bolca azarlamıştı lakin kayınvalidesinden hediye olduğundan geleceğini söylemişti. Bu da genç kıza yeterliydi. Hazırlanmadan evvel şişen ayaklarını dinlendirmek için papuçlardan çıkarıp ovalarken kadında ona sabah anlattığı detayları tekrar etmekteydi neyseki kapı çalındığı anda susuyordu da rahat ediyordu. Kaleye de peşinden gelecekti kocası olarak gösterilen adam da gelecekti. Bu da demek oluyordu ki Marry onu bulduğu her köşede sıkıştırmaya devam edecekti. Genç kız hazırlanırken tüm gün boyunca dük ile olan muhabbetlerini hatırladığında kaş çattı. Adam ona bariz nefret kusuyordu. Üzülmesini ve ağlamasını yürekten diliyordu Ellie bir an için o değilde yerinde evlilik hayalleri kuran masum bir Leydi olsaydı dükün tutumunun oluşturacağı hayal kırıklığını düşünmeden edemedi. Tüm bunlara hazırlıklı ve rol yapıyorken bile tahammül etmesi oldukça zordu. Çocuğunu Quinton ve eşinden ayırıp üzmek istiyordu adam. Ona kalırsa Harrieti kurtarma çabası ve Bethanyi koruması bu yüzdendi. Onları seviyor olmalıydı. Peki Ellie i neden sevmemişti? Annesi bir soylu olmayabilirdi ama pek çok soylunun başka kadınlardan metreslerinden çocukları vardı gerçi annesi ile Quinton evlenmeden evvel görüşmüşlerdi. Genç kız o konuları anlayamıyordu ve anlamakta istemiyordu. Tanrıya şükür o adamdan uzak bir hayatı olmuştu yirmi altı yılı onun için kardı. Şimdi ise Quintona katlanmak mı kolaydı yoksa düke karşı rol yapmak mı bilemiyordu. Eğer normal bir karşılaşmaları olsaydı ya da Ellie kendi olarak dük ile evlenmiş olsaydı ona dilediğini söyleyebilir istediğini yapabilirdi o vakit genç kız asla takılmazdı. Karşılığını da Pekâlâ verirdi. Derin bir nefes aldıktan sonra hazırlık faslının bittiğine kanaat getirdiğinde yatağa gidip annesinin bir parça eski de olsa aldığı kahve rengi pamuklu şalı alıp üzerine sarındı.
"Leydim onu bırakın" Marry kızın üzerine sardığı eski şala kaş çattı.
"Bunu şalın benim için kıymetini biliyorsunuz dadı. Bir parça eski ama annemin"
"Annenizden yeni bir şal alın sayın düşes" Marry başını olumsuz manada salladı.
"Olmaz bu kıymetli dadıcığım" Ellie kadına baktı lakin şu an düşes olduğundan ona diğerlerinin yanında karşılık vermeyecekti. Gittiklerinde de bir köşede sıkıştırılmayı göze alıyordu. Yavaş adımlarla açılan kapıdan dışarı çıktı genç kız ardından merdivenlere doğru ilerlemeye koyuldu. Bir alt kata indiğinde dük, Lord Sinclair babası ve birkaç iskoç Lord daha konuşmaktaydılar. Onu fark ettiklerinde hepsi başarıyla selam verdi ve Lord Harrison ile dük dışındakiler aşağı indiler. Ellie in gözünden oldukça iri ve sarışın olan kırmızı ekoseli in düke yakışıksız bir hareket yapıp güldüğü kaçmamıştı o ise bu duruma sırıtıp kafa sallayarak karşılık verdi lakin ona döndüğünde yüzü donuklaşıp eski tuhaf halini aldı buna karşın genç kızda gülümseyerek inmeye koyuldu. Son birkaç basamağa geldiğinde Lord Harrison çıkıp elini tutarak ona yardımcı olduğunda Ellie istemsizce adamın elini sıkıp koluna girdi. Bunun için izin istememişti lakin nereye gidecekse onunla gitsindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
Historical FictionÖyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek... Cezmi Ersöz Geçmişin sırları açığa çıktığında intikam uğruna hayatını baştan sona değiştirmeye karar veren genç...