ÖLÜM MELEĞİ

46. Bölüm

Ellie oldukça uzun bir vakittir düşünmekteydi. Elinde yalnızca bir kroki birde anahtardan başka bir şey yoktu. Öncelikle buradan çıkmalıydı genç kız bunun için elbet annesinin rahatsızlığını kullanacaktı tekrar. Noah Ferguson dan bir ilaç daha isteyip hazırlattığını Louise söyleyecek araba hazır ettirmesini isteyecekti. Sabaha karşı yola çıkabilirdi. Lakin önceliği söz verdiği üzere Marryi çıkartmak olmalıydı işte bu oldukça zor olacaktı. Onunla birlikte kaleye gelmesini isteyemez miydi? İsteyemezdi. Ellie kafasını avuçları içine sıkıştırarak ileri geri sallanmaya koyuldu. Şu aklı son birkez daha çalışsındı ne olurdu... Kötülük düşün Ellie! diye kendini teskin etti. Kötü düşünsündü. Quinton ilk geldiğinde onun kafasına birşey ile vurulmuş ve annesi o şekilde götürülmüştü. Ellie i Bethany kılığına sokmuştu... Genç kız Marryi kimin kılığına sokabilirdi ki? Yerinden fırlayıp birkaç tur atmaya koyulduğunda onu bir nedime kılığına sokabileceğini düşündü böylelikle kendisiyle birlikte gelebilirdi... Kaleden çıktıktan sonra ne yapacağına kendisi karar versindi Ellienin sözü kaçmasına yardım edebilmekti. Pekala öyleyse Ellie onu bir nedime olarak peşinden sürükleyecekti... Genç kız bunu yapmak için kadının odasına girmesi gerektiğinin bilincindeydi lakin nasıl yalnız girsindi? Ellie dudaklarını dişleyip birkaç tur daha attı. Yalnız girmeyecekti. Peşinde bir nedime ile içeri girecek nedimeyi Marry dadıyıda nedime yerine sokarak peşinden çıkaracaktı. Onu nasıl yapacaktı? Genç kız yükseksesli bir oflama ardından o kısmı da Marrynin düşünmesine karar verdi. Peşinden onu York topraklarına götüreceğini işittiğinde elbet kaçmak için kafasını çalıştırırdı değil mi... Ellie dudaklarını kemirirken şimdi aşağı inmesi gerektiğinin farkındaydı. Annesi ona bir iki keltçe cümle ezberletmiş ve kaleden çıkarken mutlaka peşinde bırakmasını istemişti. Pekala yapsındı. Böyle saçma birşeyi ondan ne diye istediğini bilmiyor olsa da bir yardımı dokunur ya da dokunmazdı... Şu bir gerçekti ki fazla hızlı düşünmeye başlamıştı. Beceriksiz, kafasınca bir plan kuruyordu ama denemek zorundaydı. İki adım sonrasını ise düşünmüyordu Ellie çünkü onun için iki adım sonrası yoktu. Tek bir hedefi vardı o da Quintonu iyiden iyiye panikletmeden evvel annesine bir zarar gelmemesi gerektiğiydi. Onu tutabilecek tek şeydi. Belki ikinci Louisdi lakin Quinton kocasına bir zarar veremeyecekti. Bundan emindi. Louis çok sağlam bir aileye sahipti. Onun için her şeyi yapacak kadar seviyorlardı onu. Kapı çalındığında yerinde sıçrayıp o tarafa doğru baktı.

"Leydim akşam yemeği hazır" Sally leydisine gülümsedi.

"Pekala..." Ellie kafa sallayarak yemeğe inmek üzere harekete geçti. Elinden geldiğince normal davranmalıydı genç kız.

Louis çenesini kapatmış sofrada oturmaktaydı. Yakın zamanda dönmüştüler ve son günlerde onu memnun eden tek birşey vardı ki o da Dorisin şu an karşısında tuhaf bir adam kılığında dikiliyor oluşuydu. Genç adam hizmetli kılığında annesinin arkasında dikilen kadına muzip bir gülümseme gönderip annesine baktı. Keyfi pek yerindeydi. derin bir iç çekerek Eathan ve diğerlerinin nerede olduğunu düşünmeye koyuldu. Kaleye döndüklerinde hala burada olmadıklarını gördüğünde gerçek bir telaşa kapılmıştı lakin Ian Sinclair kendisine milyon tehdit savurup ne yaptığını bildiğini söylediği vakit içi rahattı. Robert Connor ve Dayısı onlarlaydı... Öyleyse güvende olacaklardı. Yalnızca Louis onlar gelene dek neden böyle bir şey yaptığından söz etmeyecekti. Kesin bir sonuca ulaşmak zorundaydı genç adam... Ian ve babası ayağa kalktığında o da dşüncelerinden sıyrılarak ayaklandı ve kapıda dikilen karısına baktı. Ardından yerinden fırlayıp elinden tutarak onu masaya çekti ve yanına oturttu.

"Geç kaldım üzgünüm" Ellie kendisine pür dikkat bakan Lord Sinclairden gözlerini kaçırıp etrafa bakınmaya başladı. Adam kesinlikle gözlerini kırpmıyordu ve bakışları kendisine deli bir rahatsızlık vermekteydi. Ondan kaçınmaya çalışırken bu kez kayınvalidesinin ardında duran siyahi hizmetli ile göz göze geldiğinde orta yaşlı kadına kirpiklerini kırpıştırarak şaşkınlığını sundu. Daha önce onu görmemişti. Ellie gözlerini kırpıştırmaya devam ederek kadına bakarken Lord Sİnclair kesinlikle onu yemekteydi ve tuhaf bir şekilde siyahi kadında gözlerini üzerine kenetlemiş görünüyordu. Şimdi patlayacaktı Ellie. Nefesinin hızlandığını anladığı vakit Louis'in aşağıdan ona dokunmasıyla kendisine gelerek dönüp kocasına gülümsedi.