38. Bölüm

277 57 13
                                    

Louis geri dönecekleri vakit arkalarında kalan iki madencinin tartışmalarının kulağına gelmesi ile kaş çatarak ardına baktı ve yanında duran askerler ile birlikte dönerek az öteye doğru ilerledi. Diğerleri de peşlerinden geldiler. Adamlar aralarında itişiyor gibi görünüyordu. "Ne oluyor orada!"

Roney sesi duyması ile harold'a baş onayı vererek adamın onu ana kirişe doğru sertçe çarpmasına izin verdi. Bir patırtı çıkarıp iki gündür dengesini bozdukları desteklerin oynamasını ve fazladan çatırdayarak gürültü ile dökülmelerini sağlayacaklardı. SOn bir haftadır çok yağmur yağdığından toprak pek yumuşaktı. Gilbert ise sonda beklemekteydi domuz damı hasar görüp çatırdamaya başladığı vakit bir barut fıçısı kullanacak ve desteksiz kalan toprağı hareketlendirecekti ve bunun çıkaracakları gürültü ile aynı zamanda olmasının patlamanın sesini bastıracağını ümit etmekteydiler. Elbet kendilerine verilen talimat bu yöndeydi. Adam bağırarak Harold'a bir yumruk attı ve onlara doğru koşan askerleri gördüğünde yerdeki çapayı aldı Harold da görevi gereği çapayı Roneyden alarak gerinip adama savurdu ve Roney geri çekildiğinde elbet hedefini tutturarak kiriş birleşim noktasına oldukça sert bir darbe savurdu.

Louis duyduğu çatırdama ile birlikte olduğu yerde durup gözlerini irice açarak babasına baktı ve tahtalar devrilmeye başladığı vakit eliyle ona siper olmaya çalıştı.

Eathan dökülen tahtaları gördüğünde neredeyse babası gibi atak geçireceğini sandı lBir müddet kendini sağlama almaya çalışırken bu olayın devam edeceğini anladığı vakit gelen korkuç gürültü ile birlikte etrafına bakındı.

"Sığınak!" Louis bağırdı. "Sığınaklara!"

"Kirişler patlıyor ekselansları ne tarafa gideceğiz!"

"Başa! Koşun Baştaki ikisi! " Eathan şu dakika karısından mı korkmalı yoksa bu şanandan mı bilemeyerek baş tarafa doğru koşmaya koyuldu. "Çabuk!"

Louis geriden koşturan iki ahmağa bakıp kaş çatarak babasını kolundan tutup açılan yoldan baş tarafa doğru koşturdu geriye döndüğünde toprak hareketlrnmiş ve dökülerek peşlerinden gelmekteydi genç adam ardındaki iki asker ve koşan dört madencinin toprağın altında kaldığını gördüğünde babasını hızlanmaya teşvik etti. "Baba daha hızlı! Koşun çabuk!" Genç adam sığınaklara ulaştıkları vakit Babasını ittirip durdu ve ona yol veren madencileri içeri girmeye teşvik etti "Çabuk girin!"

"Ekselansları içeri girin!"

"Girin dedim!" Louis haykırdı. Buradaki tahtalar da dayanacakmış gibi değildi!" Gir!"

"Louis Buraya gel!" Eathan bağırdı ve öne atıldı lakin can havliyle içeri giren adamlar yüzünden girişe ulaşamadı. "Louis gir içeri!" Genç adam avazı çıktığı kadar bağırdı.

Louis ise adamların hepisinin girdiğinden emin olabilmek adına gözü tahtalarda onları ittirmeye koyuldu ve geriden gelen yaşı da ileride olanlardan biri düştüğü vakit düşünmeden atılarak adamı kaldırdı. Genç adam tahtaların düşmeye başlamasıyla adamı kolundan sürükleyerek koşmaya devam etti lakin içeri girecekleri anda üzerlerine düşen tahtalar ve toprak ile sığınak kapısı ağzında kaldılar. Louis birkaç tahtanın arasında sıkışmış vaziyette yuttuğu toprağı öksürerek çıkartmaya çalışırken çok ufak da olsa hareket edebildiğinin farkındaydı lakin adamı tutan kolu ezilmişti ve sıkıca tuttuğu eli oldukça hareketsizdi. Genç adam boştaki eliyle önündeki toprağı eşelemeye koyuldu. Lakin sarf ettiği çabanın onu güçsüz dahası iyiden iyiye havasız bırakması ile birlikte eline gelen taşı sıkarak duraksadı. Genç adam herşeyde olduğu gibi eline yüzüne bulaştırmış olduğu bu işten de fayda sağlayamayacaktı... Sağlamasındı... Kaç kişinin canına mal olduğunu bilmiyordu Louis ve şu dakika babası ve Eathanın ne halde olduğunu da kestiremez vaziyetteydi.

ÖLÜM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin