ÖLÜM MELEĞİ

15. Bölüm

Louis tıklatılan kapı ile gözlerini güçlükle aralayıp günün çoktan aymış olduğunu fark ettiğinde başını çevirerek sırtı kendisine dönük yatan kadına baktı. uzun saçları karmakarışık olmuş ardına yayılmıştı. Kapı yeniden çalındığında yardımcısının içeri dalacağını bildiğinden ayağa kalkıp bu defa kendi çıplaklığına baktı genç adam. hızlıca yerdeki pelerini kiltmişçesine beline sararak gidip kapıyı araladı ve yatak ile arasında ufak bir bariyer oluşturdu.

"Ekselansları bu gün için ayarlamış olduğunuz toplantıların vakitleri yaklaşmakta. Hatırlatmak istedim"

"Bir saat ileri alın odaya iki kişilik kahvaltı hazırlayın. Düşesin yardımcısına bir saat sonrası için burada olmasını söyleyin" Louis kapıyı kapatacak oldu lakin yeniden açtı. "Odaya bir küvet yollayın. Askerler ve uşaklar ben emir vermeden içeri girmeyecekler. Hizmetlilerin hazırlamasını istiyorum."

"Emredersiniz ekselansları."

Louis kapıyı kapatıp yeniden yatağa yöneldi ve kapitoneyi sıyırdığında gördüğü manzara ile kaş çatarak kadının da belinden örtüyü sıyırıp attı. Tüm çarşaf yer yer lekeliydi. Louis yatağa oturup bacaklarını uzatarak ardına yaslandı ve kadının kıvrımlı beyaz tenine bir müddet baktı. Vücudunun derhal tepki verdiğini fark ettiğinde ise kendi kendine öfkelenerek dilini şaklattı. Bir değil iki değil tam üç kere sahip olmuştu ona Louis her seferinde bıkmadan usanmadan kendini bir gram dahi zorlamadan kabul ettiği için gerçek bir aptaldı. Düşes sağı solu belli olmayan bir kaçıktı. Bir an karşısına dünyanın en güçlü kadınıymış gibi dikiliyor hemen sonrasında yardıma muhtaç zavallı bir hale bürünüyordu. İtici ve sevecen tutumu an gelip buz gibi bir çekiciliğe dönüşüyordu. Louis dün gece o çekiciliğe öyle kapılmıştı ki kadının onu yönlendirmesine izin vermiş çektikçe gitmişti. Gizlemeye çalıştığı gözyaşlarını fark edene dek de durmamıştı. Kesinlikle öpüp seven bir adam değildi. Şimdiye dek annesi ve kız kardeşi dışında kimseye sarılmamış ya da öpmemişti ki o bile sınırlıydı. Yaşadığı tek gecelik ilişkilerde daima mesafesini korumuştu. Yine de işini dilediğinde biraz daha uzun sürdürebildiği için kadınları memnun edebilirdi. Gittiği yerler belliydi. Onu tanıyanlar da kendisinden asla fazla yakınlık beklemeyeceğini bilirlerdi. Louis dün gece tüm bu mesafeyi abartarak zorlamış görünen o ki kadının canına okumuştu. O da bunu isteyecek kadar çıldırmıştı. Ya da ne yaptığını bilmediğindendi tavrı. Her ne olursa olsun bu kaçık kadına uyarak onu kendine ait kılmak beraberinde büyük bir pişmanlığı da getirmişti. Genç adam gözlerini kapatıp bedenini saran rahatlamaya odaklanmaya çalıştı. Günlerdir yaşadığı gerginliği atmış adeta tüm olumsuz enerjisini boşaltmıştı. Defalarca yaptığı bu eylemin kadını korkutmuş olduğunu ümit ediyorudu ve tekrardan yaşanmaması için elinden geleni yapmak zorundaydı Louis.

Ellie gözlerini açıp karşısında duran duvara bir müddet baktıktan sonra tenine yayılan ürperti ile üzerinin açık olduğunun farkına vardı. Çıplak, sereserpe uyumuştu. Belinden aşagıda bir sızlama bacaklarında ve kollarında ağrılar hissetmeye başladığinda kendi kendine iç geçirip sırt üstü uzanarak yanında oturur vaziyette uyuklayan adama baktı. Yanlış görmüyorsa pelerini adama etek olmuştu. Ellie doğrulmaya çalışırken acıyla yüzünü sıktı. Son seferde canı gerçekten yanmıştı lakin genç kız bitkin düşmeseydi sabaha dek dükü bırakmamaya ant içmişti. Yatağın üzerindeki cinayet işlenmişçesine gördüğü lekeler onu bir an tedirgin edip mahremiyetinin parçalanıp parçalanmadığını düşündürürken aşağı baktı yerli yerinde durmaktaydı. Öyleyse hala iş görürdü. Bu şeyi ne sıklıkla yapması gerektiğinden emin değildi. Dükün kendisini yeterli bulup bulmadığından da emin olamıyordu. Adamın çıplak kaslı tenine ve oldukça rahat görünen yakışıklı yüz ifadesine bakarak kendince kafa salladı o gözünü açmadan evvel dizleri üzerinde doğrulup ağrı ile hareket ederek gidip adamın kucağına oturdu. Bacağını ayırdığında acı dolu bir inilti koyvermiş ve kendini aşağı bir parça sert bırakmıştı.