Ertesi Gün
Ellie dük masaya yerleşmeden evvel aşağıda bulunmak istemişti neredeyse yirmi dakika evvelden hazırlanmış yemek odasına yönelmişti. Karşılanmak istemiyordu ne diyeceğini bilemiyordu. Sally kadının gecenin yarısından sonra gönderildiğini işittiğinden bahsetmişti. En azından masada olmayacaktı. Ellie yeniden çıldırmaktan korkuyordu. Genç kız hızlı adımlarla yemek odasına girdiğinde adamın sofra başında oturuyor olduğunu görünce omuzlarını düşürüp açılan ağzını kapatmak durumunda kaldı. Tanrı aşkına ne ara kalkıyor ne ara takıp takıştırıyor ve oraya yerleşiyordu. Bu kadar enerjiyi nereden buluyordu hiçbir fikri yoktu. Genç kız tedirgin adımlarla yanına yaklaşıp eğilerek selam vermesi ardından kendi köşesine çekilmek için hareket etmeye koyuldu lakin bileğini sertçe kavrayan parmakların farkına vardığında durup düke baktı. Adam kendisine değil sofraya bakıyordu. "Ekselansları?"
"Otur" Louisin eli kendinden habersiz harekete geçmişti. Genç adam bütün gece sağa sola dönmüş gidip kadını paralamamak için kendini zor tutmuştu.
Ellie hizmetli ve uşaklara bakıp tedirginlikle gülümsedi ve ardından sandalyenin çekilmesi ile oturdu. Servisi de derhal önüne yerleştirildi. Sağa sola bakıp gülümsemeye çabaladı. Bu iyi değildi. Dük onu ne vakit yanına çekse bu azarlamak aşağılamak için oluyordu. Genç kız yavaşça başını çevirip adamın tek bir ifade dahi okuyamadığı yüzüne baktı. dilediği kadar ifadesiz olsun Ellie onun elinin basıncından başına gelecekleri anlamıştı.
"Servisi yapıp çıkın" Louis kadını bırakıp geri çekilerek peçeteyi yerleştirmeye koyuldu.
"Çok erkencisiniz" Ellie sakince konuşmaya çalıştı.
"Ne yapayım alt tarafı iki lokma için bu kadar insanı masa başında mı dikeyim" Genç adam gözlerini kıstı. Kesinlikle pek soylu bir cümle kurmamıştı ve bu duyulursa alt tabaka alışkanlıklarını üzerinden atamamış bir dük olarak konuşulmaya başlanabilirdi.
"Bu çok mütevazi bir hareket" Ellie bu kez rol yapmıyordu.
"Mütevazi hareketlerim yüzünden başınız boynunuz üzerinde gezmeye devam ettiğinizi hatırlatırım." Louis kadına döndü. "Sözümü çiğnediniz ve bunun bir özrü olmalı aksi takdirde cezası olacak."
Ellie dudak büküp tek gözünü kısarak baktı adama "Af buyurun..." demekten alı koyamadı kendini. Önce onun üzerinde tatmin olup peşine başka bir kadının kollarına gitmesine izin vermediği için özür mü dilemek zorundaydı.
"Bu hiç samimi değil..."
"Çünkü samimi değilim şu dakika" Genç kız dudaklarını dişleyip önüne baktı.
"Öyleyse samimi olun Leydi Bethany!" Louis bacak bacak üzerine attı.
"Kapıyı o şekilde yüzünüze çarpmamalıydım" Ellie hızla kafa salladı. Kapıyı söküp adamın kafasına geçirmeliydi hata etmişti... "Bir adım daha var ekselansları..."
"ve?" Louis parmağını havada çevirdi.
"Ellie... ve üzgün değilim!" Ellie hayretler içinde baktı adama. Aynı şekilde karşılık bulduğunda ise nefesini tutmak zorunda kaldı.
"Ben sizin efendinizim ve siz bunu unutmuş gibisiniz" Louis kesinlikle kurduğu çirkin cümlenin farkındaydı lakin kadının tepesine basıp yukarı çıkmaktan vaz geçip en azından göz hizasına inmesini istiyordu. "Ellie..."
Genç kız hayretle kafa salladı. "Önüne gelen efendim olabileceğini düşünüyor..." diye geveledi ağzının içinde. Ardından yeniden adama döndü. "O vakit özür dilerim efendim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
Fiction HistoriqueÖyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek... Cezmi Ersöz Geçmişin sırları açığa çıktığında intikam uğruna hayatını baştan sona değiştirmeye karar veren genç...