47. Bölüm

256 59 32
                                    

Ian bir müddet odada volta atarak gezmesi ardından Elliota Jenna ve Caledoniayı çağırmasını emredip yeniden Adelard'a baktı. Adam dudaklarını birbirine bastırıp omuz silkerken Harrison nota bakmaktaydı.

"Bundan emin misin Sinclair?" Adalard kaşlarını çattı. Adamın ortaya attığı şey öldürücüydü. "George keltçe bilir... Onun sinir bozmak için yaptığı aptalca şeylerden biri olsa gerek..."

Ian dudaklarını ıslatıp çenesini sıvazladı. Kuzuyu keltçeye tam anlamıyla çevirip kullanmaya çalışan başka biri tanımamıştı şimdiye dek... Adelardın bakışları onu kendinden şüphe duymasını sağlarken sessiz kalıp Jenna ve Caledonianın gelmesini beklemeye karar verdi lakin adam duracak gibi değildi. Yanına yaklaşıp elini siper ederek sessizce konuştu. "Hazel... Gecenin incisi... O kadın ç-çok güzel bir kadındı Sinclair. Ellie'nin ona pek de benzer bir yanı yok"

Ian da adama eğildi. "Georgeda bir o kadar çirkin ortaya anca Ellie çıkmış Sinclair ki buna rağmen yeterince güzel çıkmış..."

Adelard yanaklarını kemirerek Louis'e baktı. "Saçmalama Ian! Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? Bu olayı ortaya çıkardığımızda kadın da Elliede George ile birlikte engizisyona çıkar! Koca İngiltere önünde, kral önünde, baş piskopos önünde evlenmeye kalktı bu kız! B-belki evli bile değiller!"

Ianda dudaklarını kemirmeye koyuldu. Adam haklıydı. "Bu konuyu duymamış gibi yapacağız!"

Louis saatler sonra bulunduğu yerden hafifçe kıpırdanıp yüzünü sıktı. Heryeri uyuşmuş kolu fena ağrır olmuştu. "Bahsettiğiniz Linebery her kim ise onu da ele geçireceğiz!"

Ian huzursuzca kıpırdanarak Adelard'a baktı. Louis muhtemelen kızın annesi olduğu kısmı anlamamıştı lakin şu dakika bunu anlaması kesinlikle yararına olmayacaktı. O düşünmeye çalışırken Callie ve Jennanın odaya girmesiyle onlardan yana döndüler.

"Ah tanrım!" Callie odanın haline bakması ardından Louis'in yanına giderek eli altında taşa dönen oğlanın koluna baktı. "İyi misin Louis?" Cevap alamaması üzerine derhal dağılan eşyaları kaldırmak üzere hareket eden Jenna ile göz göze geldi. "Maeve'e haber verelim."

"Önemli değil... Hep yaptığımız şey..." Ian karısına masanın üzerini işaret etti. Ardından kardeşine baktı. "Sizden şu kağıtta yazana bakmanızı istiyorum."

"Onu yazan kişinin H-" Adelard adamın kendisine el işareti yapmasıyla durdu. Callie gözlerini kısarak kağıda bir süre bakıp Jennaya döndü kadın ise okuduktan sonra kaş çatarak Ian'a baktı.

"Hala keltçede birbirimize küçük baş olarak seslenmekten haz ettiğimizi sananlar var mı?"

"A, kim yapıyordu onu?"

Jenna gözlerini Callie'e çevirdi. İki kadın aynı anda "Hazel Lineberry" dediklerinde Louis'in gürlemesi ile oldukları yerde sıçradılar.

"Kim bu Linebery!"

"Louis o..." Adelard oğluna doğru yürüyüp "Eski bir tanıdık George ile ortak" dedi

"Bulunsun o vakit!" Genç adamın tahammül edecek gücü kalmamıştı. Kolunu sıvazlayarak gidip kanepeye oturdu.

"Pekala Ian, Lord Harrison! Ne duruyorsunuz gidip bulsanıza!" Callie adamlara çenesiyle kapıyı işaret etti. "Şu koluna bakalım Louis... Elliot hekim çağır!" Callie burada alelade hekimlik oynayamayacağının farkındaydı. "Çözelim şunu hadi"

Jenna ağabeyinin ardından kapıyı kapatıp odada paralanan şeyleri toparlamak için harekete geçti. Masanın üzerindeki hokkayı gördüğünde ise duraksayıp gülümsedi. "Bu nasılda zarif bir şey Louis... Daha önce hiç bu kadar güzel bir divit görmedim"

ÖLÜM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin