Ellie
Masada nispeten sakinliğini bozmayan tek kişi şu dakika benmişim gibiydi. Elbet dük de sakin tavırlar sergiliyordu lakin zaman zaman gülmesine ya da fazladan mimik sergilemesine engel olabiliyormuş gibi değildi. Bariz bir rahatlama içerisindeydi. Bill ile yaşanılanlar her ne kadar belli etmiyor olsa da onu fazlasıyla germiş olmalıydı. Bir yanım George'un foyalarının ortaya çıkmaya başladığı için ölesiye mutluydu lakin diğer yanım tüm o şeylerin en büyük ve tehlikesi olan kendimin ortaya çıkmasını istemiyormuş gibiydi. Düşeslik umurumda değildi. Tek istediğim şu yanıbaşımda oturan adam ile köyün bir yerlerinde dahi olsa karşılaşmış olmaktı. O vakitte kesinlikle yapışkanlaşabilir ve onu taciz etmekten alıkoyamazdım kendimi bundan emindim. Kendimi her daim soğuk yaklaşılmaz bir insan olarak nitelendirdiysemde daha evvel aşık olmuş Ellie ile hiç karşı karşıya kalmadığımdan yapabileceklerimin boyutunu da kestiremiyordum. Muhtemelen bir parça da var olan hırsımın tetiklemesiyle onu kendime çekmek için bir kasaba dolusu genç kız ile mücadele etmeye çalışırken rezil rüsfa olurdum... Louis aniden dönüp baktığında yüzümde oluşturmuş olduğum gülümsemeyi toparlamaya çalışıp önüme döndüm. Tanrım birde adamı boş boş seyre dalmıştım üstelik bu kadar insanın arasında. Boğazımı temizlemem ardından göz ucuyla Leydi SinClaire baktım ve kızın bana attığı muzip bakışları fark ettiğimde birde kızarıp bozararak yemek yiyor görünmeye çalıştım. Hoş görünmüyor baya baya da yiyordum. Neyse ki kayınvalidem de pek yemek olayına dikkat eden biri gibi görünmüyordu.
"Odamda bulunduğunuz üç gün boyunca sanıyorum ki yiyecek konusunda sıkıntı yaşamışsınız. Böyle bir talimatım kesinlikle olmadı ve buna cüret edeni söylemekten çekinmezseniz cezalandırayım" Louis hafifçe eğilip konuştuğunda çatalı bırakıp peçete ile ağzımı silerek doğruldum. davranışım düşündüğümdende abartılıydı ve dışarıdan büyük bir görgüsüzlük ettiğim dükün gözünden kaçmamışa benziyordu. "Aksine ekselansları boş kaldığım tüm vakitlerde bol bol yedim. Bu sabahki kahvaltım biraz alel acele olduğundan abarttım sanıyorum" Gözlerimi hafifçe kaldırıp adama baktım ardından iç çekerek suya uzandım.
"İçki ile aranız pek iyi değil gibi"
Su kadehini bırakıp dudaklarımı kemirdim. Esasen annem severdi ve bende ondan daha dayanıklıydım lakin içmem kesinlikle yasaktı. Sarhoş olup bülbül gibi şakıma ihtimalimi düşündüğümde her ne kadar bazen elim gitse de durdurmaya çalışıyordum kendimi. "Değil..." dedim geçiştirmek istercesine.
"Aşkım sık boğaz edici sorularını bir kenara bırakıp konuşulana odaklanacak mısın?"
Louis aniden doğrulup Lord Sinclairin tek kaşı havada duran muzip tavrına kaş çatarak cevap verdiğinde kendimden çıkan hafif kıkırtıya engel olamadım. Son günlerde öz kontrolümü sağlamakta güçlük çekiyor gibiydim. Adam dönüp aynı çatık kaşlarla yeniden bana eğildi.
"Üç günün ardından dahi iki kelimem sizi sıkboğaz ediyor anlaşılan."
"Hayır ekselansları özür dilerim kabalığımı mazur görün" Louisin sert bakışlarından kendiminkileri ayırıp tam karşımda oturan Laura ve kayınvalideme baktım.
"Dayısı ile çok vakit geçirdi sayın dük hazretleri..."
"Dayımın aşırı bir davranışını görmedim..." Louis bu kez kaşlarını annesine çattı. Bende sonunda eğlenceli bir şeyler anlatacakmış gibi duran eski düşesten yana dikkatimi verdim.
"Yanılıyorsun tatlım dayın aşırılığın tam tarifidir. Yine de cümleyi yanlış kullandım. Sen dayının ciddi yönüyle çok vakit geçirmiş olmalısın."
"Yanılıyorsun teyze dayım asabi lakin sıcak ve sevimlidir. Ekselansları ise duygusuz bir buz kütlesi" Eathan Sinclairin herkesin aksine keltçe konuşması üzerine iç geçirdim lakin adam tuhaf iri açık mavi gözleriyle beni yakalayıp "Buz gibi ve ifadesiz" dedi kısaca. Dük masadaki gülüşmeye babasının da başını iki yana sallayarak tebessüm etmesi üzerine kulaklarından yüzüne doğru kızarmaya başladığında "Sanırım bunlar bir dükte olması gereken vasıflar. Ekselansları omuzlarında fazlaca yük taşımakta. Samimi ve tatlı olan yönü ile etrafta dolaşması pek fazla işe yaramayabilir." Louisin kafasını çevirip dişlediği dudakları ile alel ade yüzüme bakmasıyla sesim gittikçe kısılmış bir kaçar yol aramak için düşünmeye başlamıştım. Kesinlikle karısı olarak nezaket gösterdiğimi düşünüyordum. Üstelik söylediklerim de gerçek düşüncelerimdi lakin Lauranın aniden gülmesi ardından ağzını kapatıp özür dilemesi ve Eathan Sinclairin hiç çekinmeden odada gürlettiği kahkahasıyla afallayarak çenemi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
أدب تاريخيÖyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek... Cezmi Ersöz Geçmişin sırları açığa çıktığında intikam uğruna hayatını baştan sona değiştirmeye karar veren genç...