Louis akşam yemeğinden sonra eve dönen karısını biraz ardından iş çevirmenin vermiş olduğu tedirginlik mahçubiyet ile karşılamıştı lakin geri döndüğü için büyük bir rahatlama içerisindeydi de. Şimdi ona ait olan odada oturmuş birbirlerine bakmaktaydılar. Louis bu bakışmaları anlamlandırmamak adına bir süredir okuduğu kitabı eline alıp yatağa oturdu ardından karısına elini vurarak işaret etti ve sağlam olan konunun altına girebilmesi için hafifçe yerinde kaydı. "Şu dakika ne seni bırakmaktan ne de bu kitabi okumaktan vaz geçemeyeceğim lakin benim için sayfaları çevirirsen memnun olurum"
"Şu savaşçı kitabı mı?" Ellie derin bir nefes alarak kitaba baktı. "Epey ilerletmişsin"
"Neredeyse sona geldim sayılır..." Louis iç geçirdi.
"Sence savaşçı o korkunç adamı yenebilecek mi Louis?" Genç kız başını adamın göğsüne yaslayıp satırlara dokundu.
"Bunun için çok mücadele verdi. Yine de tamamlamadan bilemeyiz..." Genç adam ne diyeceğini bilemediğinden birkaç sayfa okuması ardından kitabı kapattırıp komodine koymasını rica etti. Ellie dönüp kitabı bıraktıktan sonra Louisin kolyuğu altına girerek sargılı kolunun parmaklarını okşamaya koyuldu.
"Acıyor mu hala?"
"Evet... Annen nasıl Ellie?" Louis kadının duraksayıp kolu altında kaskatı kesilmesiyle dudaklarını dişledi.
"Dua edilmesi gereken bir noktadaymışız gibi..." Genç kız güçlükle yutkunup sakin kalmaya çalıştı.
Louis tedirgin bir ifade ile kaykılarak yüzünü görmeye çalıştı ve genç adam gözlerinden akanları gördüğünde dişlerini sıktı. Şu dakika utanç içindeydi.
"S-sen nasılsın her şey iyi gidiyor mu? A, birde Cornwall dükünün birkaç güne ileri gelen soylular ile bir görüşme yapacağını biliyor muydun? Önemli bir toplantıymış ben oradayken davetiye geldi."
"Evet..." Louis kaş çatarak akşam vakti ulaşan davetiyeyi düşündü. "Bazı sıkıcı meseleler oldukça sıkıcı olacak bir sofra..."
"Anlıyorum... Sanırım b-babam da orada olacak..."
"Haliyle" Louis kadın göremediğinden rahatlıkla göz devirdi.
"Gidecek miyiz?" Ellie dudaklarını kemirmeye koyuldu. Georgeun davetiyeye verdiği tepki pek şendi. Bunun üzerine de bu davete mutlaka katılmak istediğini söylemesi gerekiyordu. Ellie yapmayacaktı. "Kolun rahatsız hala"
"Hı... Muhtemelen gideceğiz..." Louis dudaklarını ıslattı.
"Yarında av evine gideceksin... Biraz dinlensen iyi olmaz mıydı?" Ellie adama sıkıca sarıldı.
"Esasen av evi değil madenlere ziyaret yapacağız. Sanırım söylerken kafam karışıktı." Genç adam dudaklarını dişledi ve bir tepki bekledi. Ellie ise ona daha fazla sarılıp elini sıkıca tuttu. Louis yan dönüp kendince bir uygun pozisyon edinerek kendisine sinip sokulan kadının saçlarından öperek sarıldı. Bir hata etmişti lakin etsindi...
Ellie irice açılan gözlerini gizlemek amaçlı Louise iyice sokulup sarıldı. Şu dakika kokusunu içine hapsetmek kalan zamanının sonuna dek hatırlamak niyetindeydi. Louis anlamıştı. Belkide Marry konuşmuştu bilemiyordu lakin Görünen o ki bugün onu denemekti amacı... Belki ilaç da bahaneydi. Annesi bile sonunu bilirken o kadar büyük bir hekim ne diye anlamasındı... Genç kız son bir gece diye düşündü. Son kez sarılsındı ona... "Seni çok seviyorum Louis"
"Bende seni çok seviyorum güzelim"
---
Ertesi gün Av evi yol üzeri
![](https://img.wattpad.com/cover/339842183-288-k825153.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELEĞİ
Ficción históricaÖyle tutkuluydun ki hayata başlarken... Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni... Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek... Cezmi Ersöz Geçmişin sırları açığa çıktığında intikam uğruna hayatını baştan sona değiştirmeye karar veren genç...