24. Bölüm

353 61 11
                                    

Louis odaya girdiğinde düşes koltukta uyuklamaktaydı. Genç adam onun dik tutmaya çalıştığı başına yüzünü çevreleyen açık renk saçlarına giydiği beyaz fırfırlı sabahlığın arasından görünen yakası dantelli geceliğe ve önünde kenetlediği ellerine ve parmak uçlarına basarak yukarı kaldırdığı dizlerine bir müddet göz süzmesi ardından kapıyı ardından kapatırken peşinden gelmekte olan uşağa dönüp elinden geceliklerini aldı. "Odaya girilmeyecek sabah kapı çalınmayacak" dedi. Yerinde sallanmakta olan kadın kapının kapatılması ile sıçrayarak kendisine güçlükle baktığında nasıl bir tepki vermesi gerektiğini kesinlikle bilmiyordu. Genç adam derin bir nefes çekip yavaşça üflerken elindekilere bakarak giyinmek için çaba sarf etmesinin düşünmeye vakit kazandıracağını bildiğinden yatağa doğru yürüyüp yaka kolyesini çözmek için harekete geçti. Şu bir gerçekti ki bunca şeyi tek başına çıkartmak oldukça uzun zamanını alacaktı. "Uyukluyorsunuz orada" dedi elini ağzına götürüp esnerken.

"Biraz sakince oturmak istedim" Ellie omzunu kanepe kenarına dayayıp adamın kıstığı gözleriyle üzerindekilerden kurtulmaya çalışışını izlemeye koyuldu. Gümüşlerin sesi bile ninni gibiydi. "Bir uşaktan yardım alabilirsiniz" dedi.

"Alt tarafı iki süs" Louis dilini şaklatıp armaların iğnelerini gediklerinden çıkartmaya çalıştı. Sanıyordu ki iki değil on kadardı. Genç adam iğneyi eline batırdığında küfredip baş parmağını ağzına götürdü. Bunları ne diye giymek zorundaydılar ki... Uykusuzluktan çift görür haldeydi. Kadından çıkan sessiz gülüş odanın sakinliğinde kulağına geldiğinde gözlerini kaldırıp eğlenen haline baktı. "Çok mu keyiflendiniz?"

"Hep düşünmüşümdür bu kadar çok şey nasıl çıkarılır diye" Ellie dudaklarını birbirine bastırdı.

"Hep..." Louis derin bir nefes çekti. "Soyunan bir dük mü düşünmüştünüz leydim!" Hayır... Şu an İskoç damarlarının kabarması iyi değildi.

"Tanrım hayır..." Ellie yüzünü çevirdi. "Söylemeye çalıştığım o kadar çok şeyin nasıl çıkacağını merak etmemdi."

"Merakınızı gideriyorum ya... Seyrinizin keyfini çıkarın..." Louis iki arma daha çıkarıp komodine attı. Bir diğerini çıkarırken iğne yeniden battığında ise öfkeyle dudaklarını dişledi.

Genç kız elinde olmadan tekrar güldü. "Sağda iki adet daha var"

"Ya..." Louis dilini şaklattı. "Gelin de çıkarın öyleyse!" dedi terslenerek. Ardından çektiği havayı sıkıntıyla üfledi Buraya terslenmek için değil kibar ve sevilesi bir adam olmak için gelmişti.

Ellie esasen onu bırakıp sabaha dek uğraşmasını bekleyebilirdi lakin çabaladıkça sinirleniyor gibiydi. Bu sinirin kendisine nasıl döneceğini kestiremediğinden ayaklanıp adamın yanına yaklaştı ve ardına geçip tuniğin üzerindeki kemeri çıkarıp ön kısımdaki düğmeleri çözmeye koyuldu.

"Sağda solda bir sürü arma durmakta"

"Lakin hepsi bu tuniğe takılı" Ellie başını iki yana sallayarak güldü. Düğmeler bittiğinde yeniden dönüp tuniği adamın omuzlarından aşağı indirdikten sonra giydiği saten gömleğin dirseklerine dek uzanan düğmelerine geçti.

Louis gözlerini kırpıştırdı. Bunu akıl edemediği için onunla eğleniyordu şimdi de kesinlikle bu kadar yorgun ve uykusuz olmasaydı ederdi. Genç adam kolunu çekip elini sırtına atarak gömleği üzerinden çıkarttı ve kolsuz iç gömleği ve altındaki streç ile kaldığı vakit dönüp kadına baktı. "Af buyurun soyduğum bir leydi olsaydı şayet beş dakikadan uzun sürmezdi."

"Öyleyse leydi siz onu soyduktan sonra epey üşüyecekti..." Genç kız adamdan gelen ter kokusunu aldığında hafifçe alnını kırıştırdı. Kesinlikle kendisi de aynı vaziyetteydi ve kesinlikle böyle yorucu gecelerde bir başkasının yanında soyunmaya çalışmak mantıklı değildi. Sally onu soymuş ardından tenini sabunlu bir bez ile silmişti. "Sanırım kalanını halledebilirsiniz"

ÖLÜM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin