ÖLÜM MELEĞİ

Bölüm 20

2 Gün Sonra 26 Nisan 1383

Kale karışıktı bunun iki nedeni vardı biri bugün Corwall, Cumbrio dük ve düşesi, Bolton belediye başkanı ve eşi birde Hampshire Kontu ile eşi kalede ağırlanacaktı. Diğeri ise dört gün sonra müstakbel kocasının doğum günü için Londrada verilecek seçkin balodan sebepti. Ellie londradaki balo için Sallyi dün malikaneye göndermişti. Bunu hiç mi hiç istemesede ona güveniyordu. Birlikte hazırladıkları talimatları eksiksiz yerine getireceğinden gram şüphesi yoktu. Buradaki mutfak hazırlıkları çok daha kolaydı ve az sayıda insan için bir orduyu doyuracak kadar yemek yapılmaması konusunda Ellie büyük özen göstermişti. Tabağın tamamını yemek dahi nezaketsizlik olarak görülüyordu ve çok beğenseler dahi bugün leydiler yemekleri bırakacaklardı. Hoş Ellie dükte böyle bir alışkanlık görmemişti. Güzelce tabağını bitiren bir çocuk gibi yemeğine odaklanıyordu buda İskoçlardan kaynaklanan bir özellik olmalıydı. Geri kalan programlar ile dük ilgileniyordu. Ellie o kadar kadını nasıl ağırlayacağı hususunda endişeliydi. Genç kız ağır adımlarla görümlük odalarda yapılan bir takım değişiklikleri kontrol etmek üzere peşinde Marry ile birlikte yürümekteydi. Yatak odalarından bir üst kata çıkmıştılar ve genç kız kesinlikle bu katta misafir dolaşmasının oldukça gereksiz olduğu kanısındaydı. Peşlerindeki askerler koridor başında durdular ve Ellie misafir odaları olduğunu tahmin ettiği bir odadan içeri girip içeride temizlik yapan birkaç uşağa ve mobilya yerleştiren iki adama baktı bunlardan biri Billdi. Gençkız yutkunarak Marrynin koluna girip kadını sıkarken bu kata çekilme nedeninin de bir takım özel konuşmalar yapacak olduklarından kaynaklanmış olduğunun farkına vardı. Odadakiler onu selamladı. Marry kolunu sıktığında Ellie uşaklara baktı. 

"Düşes burada yapılan düzenlemelerden önce alt kattaki oturma odalarına yardım edilmesini uygun buluyor."  

Genç kız Marrye göz ucuyla bakıp diğerlerine döndü. "Lütfen ana misafir salonuna daha çok özen gösterin. Herşeyin özenle hazırlandığından emin olmalıyız. Misafirlerimiz kalıcı değil. Londrada verilecek balo için kendi mülklerine geçeceklerini düşünüyorum."

"Emredersiniz Ekselansları." 

Marry kızın kolunu yeniden bu kez daha çok sıktı. "Bill ufak bir uyarıda bulunacaktı ve Marry bu konuda Ellieden daha çok telaşlanıyordu.

"Bayım şuradaki porselenleri çok hoş buldum onların odama taşınması için sizden yardım istiyorum." Ellie Bille baktı. Adam porselenlere diğerleri dışarı çıktığında Marry koridora bakıp geri döndü. "Burada olmaz Bill!" 

"Porselenler... Hadi onları sevgili düşesin odasına taşıyalım Marry!" Bill kadınlara baktı. 

Ellie titrek bir nefes çekip güneşten yanmış kırmızı teni kırçıllanmış kumral saçlarıyla oldukça düzgün bir adam görünümüne sahip olan Billden gözünü ayırıp arkasını dönerek odadan çıktı ve kendi mahiyetine doğru yöneldi. Ellie onlarla nasıl başaçıkacağını bilmiyordu. İşlerini öyle düzgün ve hassas bir şekilde yürütüyorlardı ki kimse ardını dönüp bakmıyordu bile. Sallynin gitmesini fırsat bilmiş olmalıydılar çünkü kız hiçbirşekilde gözünü üzerinden ayırt etmiyor. Marry bile onunla yalnız kalacak vakit neredeyse bulamıyordu. Elbet bu Ellie için şanstı lakin şans da bir yere kadardı. Şu dakika ayan beyan birsürü uşak ve asker arasından peşinde iki canavar ile odasına inmekteydi. Genç kız koridora döndüğünde ona tahsis edilen nedimelerden biri yanına gelip giyeceği elbisenin rengi hakkında bir takım sorular sordu. Ellie mavi yanıtını hızla verip Billin koşarak açtığı kapıdan içeri baktı ve girmesi ardından kapı kapanıp derhal kilit vuruldu. 

"Siz ikiniz ortalığı fazla boş buldunuz!" 

"Ne demek boş bulduk!"

"Bu görüşmeden neden haberin yok Marry!" Bill kıza döndü. "Senden bahsetmiyorum bile!"