Bölüm 17

292 7 0
                                    

Hiç intikam almak istediniz mi?
Anlamsız geliyor değil mi yandığın yerden yakmayı istemek. Her istediğimiz elimize geçmez uğruna savaşlar vermedikçe. Belki dünyanın bir ucunda belki içinizde bir yerde bunun yanlış olduğuna insansanız da kader sizi bizi hiç olmadığımız kişilere döndürmek için yok mu? Lakin acısını çilesini bilmedikçe yanlış olsada yandığımız yerden yakmadıkça dinmez yürek sancısı. Dilerim hayat size gül pembe yollar serer.

Baran odaya girince ne bebek ne de Sıla yoktu. Aşağıya inip mutfağa baktı yoklardı.
-Zeynep Abla.
-Buyur beyim.
-Nerde onlar.
-Gelin hanımlar mı?
-Evet.
-Çıktılar beyim.
-Nereye çıktılar.
-Gelin hanım sabah bebeği gezdiriceğini söyledi.
Elindeki notu Barana uzattı.
-Bunu size bıraktılar.
Baran notu alıp açtı.
Selam kocacım
Şuan bu notu okuyorsan deli gibi bizi arıyor kesin onuda alıp kaçtı diyorsundur. Hayır hayır kaçtığım falan yok bizim yerimiz senin yanın. Sadece ona şehri göstermek istedim. Bizi ararsan her zaman gittiniz sahilde olacağız biz dönünceye kadar kendine iyi bak bizi özlemeyi unutma. Ayrıca yüzüğünü de tak çıyan falan göz dikmesin. Öptüm.
Baran önce yüzünü eksitti. Sonra gülümsedi.
-Allahın manyağı.
-Noldu beyim?
-Ne olacak manyak işte ne bekliyoruz ki.
Zeynepte gülümsedi.
-Amcama, burcuya ve bekire söyle çalışma odasına geçsinler işle ilgili toplantı yapacağımızı söyle.
-Olur beyim söylerim.
Baran kağıdı katlayıp ceketinin cebine koyup gülerek mutfaktan çıktı.

Baranin amcası ve diğerleri odada oturmuş Baranın gelmesini bekliyorlardı.
-Dayı.
-Efendim kızım.
-Bu işi halletmemiz gerek.
-Evet baba.
-Sen Bi karışma Bekir. Unuttunuz mu Baranin lafının üstüne laf edilmeyeceğini.
Burcu ayağa kalktı.
-Siz beni delirteceksiniz ya dayı sen ondan büyük değil misin? Hem seni dinler  hani kızı yollayacaktı.
-Burcu kıs o senini bak duyacak otur konuşuruz tamam mı yavrum.
Bekir tekrar atladı.
-Abi inanamıyorum ya vallahi benim aklım ermiyor ne kızmış bu Allah belamı versin oldurmezsem.
-Bekir!
Baran kapıyı açıp içeriye girince hepsi yerinde oturup sustu.
Baran yüzünde tebessüm şımarık bir çocuk gibi yürüyüp yerine oturdu.
-Ne oldu oğlum?
-Ne olacak amca manyak işte.
Birden kahkaha patlattı.
-Ne manyağı yavrum.
-Şey ya Si...
Sonra sustu karşısındaki insanlar ondan nefret ediyordu.
-Yok bir şey bi video izledim ona güldüm.
-Hiç öylede görünmüyor da neyse.
-Ne dedin Bekir bey.
-Yok bir şey abi.
-Ne mi dedi açık açık konuşamıyoruz ama o kızı ne zaman göndereceksin diye soruyor.
-Burcu!.
-Sen Bi dur amca. Bakalım Burcu hanım ne istiyor. Konuş hadi.
-Baran, hani gidecekti o sen ne zamandan beri onu ailene tercih ediyorsun?
-Sanane Burcu. Benim karım değil mi? Sanane.
-Sanane mi bilmem hatırlar mısın biz evlenicektik.
-Evlenmedik ama uzatma kendini bu işin içine koyup durma. Ayrıca ikinizi de uyarıyorum benim karım o bir şey yapacaksa ben yaparım saçının teline dokundugunuzu görmeyeceğim. Duydunuz değil mi?
-Baran!
-Bekir önce o sesini kıs kimsin olum sen iyice tepeme çıktın.
Bekir ayağa kalkınca baranda kalktı.
-Çocuklar.
-Dur bir amca dur ki öğrenelim Bekir beyin de acısını.
-Ya oğlum bizim kardeşimiz öldü. Senin aşkın için biz bunlara katlanmak zorunda mıyız?
Baran yakasını tuttu.
-Lan sanane kardeş benim kadın benim çocuk benim sanane oğlum.
-Ne demek sanane bizde bu ailedeyiz ne çabuk kendini bir şey sandın.
-Bekir! İleriye gitme senin nasıl biri olduğunu unutmadım amcamın hattı için bu evdesin kendi derdine duş kesmiyeyim o dilini.
-Yine dımdızlak ortada kaldığın da gorucem ben seni o kadına mi güveniyorsun o fahişenin teki.
-Lan!
Baran yumruğunu sertçe bekire geçirdi. Bekir yere düşünce defalarca kez vurdu.
-Şerefsiz sen nasıl benim karımın namusuna dil uzanırsın.
Burcu ve Amcası Baranı tutmak için çekseler de güçleri yetmiyordu.
-Yapma oğlum Baran dur oğlum.
-Çekil amca bu itin yerini hatırlatayım.
Baranın yakasından tutup ardından sürükleyerek evden çıkardı.
Sonra kapının önüne fırlattı.
-İt seni bir daha karımın adını azına alirsan seni gebertirim siktir olup git gebertirim seni şerefsiz köpek!
Baran giriş kapısından gelen sılayı görünce geriye çekildi.
Sıla şaşkın gözler ile olanları izliyordu.
Bekir ayağa kalkıp Sılaya doğru yürüdü.
-Bekir!
Baranin seninj dahi durmuyordu.
Sıla kucağındaki Alazı şofore uzatıp  kendisine doğru gelen bekire baktı.
-Noluyor?
Bekir bir hızla sılaya tokat atınca Sıla yere düştü.
-Hepsi senin yüzünden kahpe.
Tekrar tokat atmak için yeltenince Baran elini tutup ters çevirerek bileğini kırdı.
-Sen benim karıma dokunmaya cüret edersen işte böyle kırılır elin.
Olum o Baran Keskinerin karısı.
Eğilip sılayı düştüğü yerden kaldırdı.
-iyimisin sen.
Saçını itip yüzüne baktı.
-Yukari çık buz koysunlar geliyorum.
Sıla kafasını sallayıp oradan uzaklaştı.
Burcunun yanından geçerken Burcu kolundan tuttu.
-Senin yüzünden bütün bunları yaşıyoruz.
Sıla gülümsedi.
-Daha fazlası da olacak izlede gör. Sende orada olacaksın.
-Ne?
-Ben bu evin hanımı onun karısıyım. Sence ben mi sen mi ben senin yerinde olsam bir yerde susup otururdum.
-Yılan.
-Ben değil sensin o ben sadece görevimi yapıyorum bu evin hanımı olarak. Onun karısı ve kızının annesi olarak tek bir şey de gidecek olan sensin.
Kolunu çekip gülümseyip içeriye girdi.

Baran odaya girince Sılanın yatakta Alaz ile oynadığını gördü.
-iyimisin?
Sıla kalkıp barana yaklaştı.
-Ben iyiyim.
Eline baktı.
-Elin?
-Yok bir şey. Odadan çıkma.
-Baran...
-Sonra Sıla sonra.
Baran odadan çıkıp gitti.
Baran çıktıktan sonra Armağan hanım odaya girdi.
Sıla kadının yüzündeki nefrete bakınca ne kadar sahipsiz olduğunu anladı. Annesi geldi aklına bir anne nasıl bu kadar nefret ile bakar diye düşündü.
-Annem olsaydı şimdi beni sıcak bir yüzle karşılar güzel kızım derdi.
Armağan hanım yanına yaklaşınca yüzüne bir tokat geçirdi.
Sıla yatağa düşünce, saçından tutup yüzünü kendine çevirdi.
-Sana elimi surmemek için çok dayandım. Lakin abin nasıl ailemi mahvettiyse sende aynısının peşindesin bana bak ucube seni sana bi kök söktürürüm o zaman görürsün bu dünyayı. Sırf oğlum sana iki güler yüz gösteriyor diye kendini hanım mi sandın sen . Sen burada tolet bile yikiyamazsin duydun mu adam olup otur şu odada yoksa pis yakarım o canını. Ölmek için dua edersin.
Saçını bırakıp. Doğrulup üzerini düzeltti.
-Torunuma iyi bak gelin hanım dizini otur kır kirmamayayım onları.
Sonra arkasını dönüp odadan çıktı.
Sıla akan göz yaşlarını sildi.
-Yemin ederim ki annemi nasıl öldürdüyseniz size mislini yapacam bu daha hiç bir şey her gün biriniz yok olacaksınız.
Bebeğin yanına geçip uzandı.
-Bir tanem merak etme ben varım abim ve annemin intikamını aldıktan sonra gidicez buralardan sadece güven annene ben yanındayım.

Baran gece eve dönünce herkes uyumuştu. Aileye daha Bekir için hesap vermemişti. Ailesi her geçen dakika ona sırt dönüyor kararlarına karşı çıkıyorlardı.  Olduğu girdap gittikçe batıyordu.
Yatak odasına geçip, Yatakta uyuyan Sıla' nın üzerini örtüp banyoya girip bir duş aldı.
Aynadan kendine baktı. Çok değişmişti. Kendisi olmak istiyordu fakat Sıla varken hiç bir şey olamiyordu. Onun gitmesi gerekti yapamıyordu, onu kolundan tutup dışarı atamıyordu. Kalbi hep düşman gibi onun adını sayıklıyordu.
Odadan çıkıp elindeki havluyu koltuğa fırlattı.
Sılanın yattığı yatağın köşesine geçip oturdu.
-Gitmen gerek fakat sen gitmiyorsun. Çok değişik değil mi gitmeni istiyorum ama istemiyorum da. Bana yardim et bir kere olsun yardım et. O kadar güçlüsün ki her şeyi hallediyorsun banada yardım et.
Sıla gözlerini açıp Barana baktı. Göz yaşları aktı.
-Baran..
Baran Sılanın göz yaşını sildi.
-Sen hayatıma girdikten sonra ben bir kez güldüğümü hatırlamıyorum. Sen hayatımı karanlık bir yere çevirdin Sıla. Gitmen gerek.
Sıla yatakta doğruldu.
-Gidemem. Senden başka kimsem yok ki.
-Kalırsan benimde kimsem kalmayacak bugün kuzenim gitti yarın bi başkası ondan sonra hepsi. Sen olduğun sürece kimse mutlu olamayacak. Dönmen hataydı.
-Gerçekten gitmemi mi istiyorsun.
Baranin gözleri doldu.
Öylece baktı sılaya.
-Git. Bir daha dönme.
-Nereye giderim Baran bir yerim yok ki benim buradan başka yerim yok.
Sıla gittikçe ağlamaya başladı.
-Ağlama. Sen yardım edicem sana rahat edeceksin söz veriyorum.
-Peki Alaz hani ona aile olacaktık.
-onuda hal edicem.
-Anladım ben tek sorun benim. Eğer ki benden bu kadar nefret ediyorsan gidicem. Bir daha dönmicem.
Her söz ikisinin de kalbinde bıçaktı.
Sıla parmağındaki yüzüğü çıkarıp  Baranın avucuna koydu.
-Anlamalıydım beni hiç aramamandan anlamalıydım yüzüme bakmamandan. Şimdi  gidiyorum söz verdiğim gibi. Kendine iyi bak olur mu?
Sıla yataktan çıkıp ayağa kalkınca Baran kolundan tutup kucağına çekip oturttu. Yaptığı bu hareket bilerek değildi. Onun dışında bunları yapan biri vardı ve o bunu durduramıyordu.
-Baran...
Baran Sılanın dudaklarına yapıştı.
Göz yaşları akmaya başladı.
Eliyle sılanın kafasını tutup dudaklarını iyice bastırdı.
Sıla gözlerini kapatıp sarmaladı kollarını Baranın bedenine. Gitmesini istemiyordu onu yıllarca soluksuz öpebilirdi, gitmek istemiyordu sahipsizliğini onun dudaklarında dindirebilirdi.
Baran Sılanın dudaklarından ayrıldı.
-Git.
Sıla ona baktı. Derin bir nefes aldı. Kafasını salladı.
-Gidiyorum.
Sıla kalkıp dolaptan montunu alıp giydi. Sonra gelip Alazı öptü.
-Ona iyi bak olur mu güzel bir ailesi olsun tek temennim bu.
Baran cevap vermedi.
Sıla arkasını dönüp odadan çıktı. Sonra dış kapının sesi geldi. Her saniyesinde Baranın yüreğinden bir parça koparıp götürüyordu. Baran kalkıp camdan bahçeye baktı. Sıla arkasını dönüp camdan onu izleyen barana baktı. Göz yaşlarını silip arkasını dönüp bahçe kapısından da çıkıp gözden kayboldu.
Baran uyuyan Alazın yanına çöküp göz yaşlarını akıttı.
-Bir masal okuduğunda söyle başlar birtanem. Bir varmış bir yokmuş. Şimdi de senin ve benim hayatlarımızda bir kadın vardı ve yok oldu. Sen belki onu hiçbir zaman bilmeyeceksin ama hissettiğini biliyorum. Küçük sahilimjzden bir gemi gelip geçti. Bize güzel günler bıraktı.
Elini cebine koyup sılanın yazdığı notu çıkardı. Gülümsedi.
-O hiçbir zaman var olmadı. Sadece sen ve ben güzel bir rüya gördük ve bitti.


















S.B.


MAHPUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin