Unutulmayan aşklar yüreklerde geçmişin günlerine takılır. Ansızın bir gece üstü olmak istediğimiz yerde ruhlarimiz kavuşur. Eskide kalan eski gibi atmaz yüreğimizde, muhtaç olan yalnızlık boynu bükük bekler gözü yaşlı aşkı.
Armağan hanımın odasının kapısı çaldı.
-Gir.
Turan kapıdan girdi.
Koltuk da Alaz ile oturan Armağan hanım Turani görünce uzun uzun baktı yüzüne.
-Konuşmamız lazım.
-Kapıyı kilitle.
Turan dönüp kapıyı kilitleyip Armağan hanımın yanına geldi. Kadın bebeği koltuğun diğer tarafına bıraktı.
-Niye geldin?
-Böyle konuşmamıştık. Bana verdiğiniz vaatler nerede?
Armağan güldü.
-Sana neler neler verdim hala vaat mi diyorsun.
-Armağan hanım!
-Kes sesini! Kimsin ki sen bana hesap soruyorsun. Adabını bil.
-Ben buraya sizin eteginizi öpmek için dönmedim gel Sılayı götür dediniz. Geldim ama ortada ne Sıla var ne başka bir şey daha ne kadar bu saçmalık devam edecek.
-Sana gel onu götür dedim sen bir halt beceremiyorsan bu benim mi suçum?
-Armağan hanım ya bu işi hemen bitirin ya da ben biliyorum ne yapacağımı.
Armağan bir hışımla ayağa kalktı.
-Bana bak Turan senin o karnının doyuyor ise benim sana verdiğim ekmek sayesinde şimdi it gibi neye havlıyorsun. Bir emirim ile yok olursun.
-Sizden tek bir yardım istedim diye yıllardır burnumdan getirip bütün pis işlerinizi yaptırıyorsun Baran...
-Baranin adını azına alma. Sabret kızı alıp gideceksin sakın tek kelime edeyim deme.
-Size daha fazla zaman vermeyeceğim halledin yoksa herkes her şeyi öğrenir.
Armağan Turanın yakasından tuttu.
-Kim neyi öğrenecek.
Turan kırık bir gülüş attı.
-Sılanın annesini siz öldürdünüz.
Armağan Turanın boynunu sıktı.
-Ben değil sen öldürdün sen kendini akıllı mı sanıyorsun.
-Siz emrettiniz diye ben yaptım. Ben onun Sılanın annesi olduğunu dahi bilmiyordum.
-Sonra öğrendin ve beni tehtid edecektin bende sana Sılayı vaad ettim. Sıla bunları öğrenince senin ile gelecek mi sanıyorsun? O çeneni kapat kızı alıp git. Ayarlayacağım her şeyi sadece bekle şimdi değil.
Turan kendini geri çekti.
-2 hafta veriyorum. Sonrasında olacakları aklınız dahi almaz. Benim ile birlikte sizde yanarsınız Baran annesinin yaptıklarını öğrenir.
Kapıyı vurup odadan çıktı.
Armağan telefonu alıp bir numarayı aradı.
-Alo.
-Buyrun Armağan hanım.
-Neredeler.
-Yazliktalar hala.
-Tamam gözün üzerlerinde olsun saatlik rapor ver.
Telefonu kapatti.
-Bu işi temizleyeceksin Armağan oğlun zarar almadan bitecek her şey.Sıla, perdenin arasından süzülen güneş ışıklarıyla tatlı bir uykudan uyandı. Baran kendisine sımsıkı sarılmış baş ucunda duruyordu. Yüzünü döndü Barana.
Elini kaslı çıplak göğsüne koydu, sanki onun kalbi ellerinin arasında atıyordu.
Gülümsedi.
-Burada olduğumu biliyorsun.
-İyi ki buradasın.
Sıla, Barana baktı. Gözlerini açmıştı.
-Uyandın. Ben mi uyandırdım seni.
Baran alnından öptü.
-Evet çok güzel uyuyordum.
Sıla gülümsedi.
-Uzun zaman bu kadar güzel uyumamışım.
Baran sımsıkı sarıldı.
-Senin ile uyanmak ne kadar güzel yıllar sonra tekrar doğmuş gibiyim. Bende uzun zamandır bu kadar güzel uyumamıştım.
Sıla Baranın kollarının arasından çıktı.
-Nereye?
-Duş alacam.
Baran kolundan tutup çekti.
Dudaklarını öptü.
-Demek duş alacaksın, iki kez duş almanı engelliyeceğim.
Sıla Baranı itti.
-Çok komik.
Yataktan çıkıp banyoya girdi.
Baran tekrar kafasını yorganın altına koydu.Sıla banyodan çıktığında Baranı göremedi.
Gitmesi iyi olmuştu, çünkü Sılanın giyecek hiçbir şeyi yoktu. Baranin dolabını açtı. Kendisine göre bir şey ne kadar arasada bulamadı.
-Armağan hanımın kıyafetlerini mi giysem?
Başka çarem yok ki neyse Barana açıklarım.
Koridora çıkıp etrafına baktı. Barani göremedi yan odaya girdi. Dolabi açtı, Armağan hanımın sadece beyaz bir elbisesi vardı.
Onu alıp giydi.
Tekrar odadan koridora çıkınca merdivenlerden çıkan Baran onu gördü.
-Sıla.
Sıla arkasını döndü.
Baran sılaya doğru yürüdü.
-Bu annemin elbisesi değil mi?
-Evet... Ben üzerime bir şey bulamadım. Hemen çıkarıyorum...
Baran elbiseye uzun uzun baktı.
-Yakışmış..
-Sana sormalıydım ben....
-Annemin düğün elbisesi, babam gidince annem onu dolabindan bir daha çıkarmadı.
-Baran..
Sıla baranin elini tuttu.
-Hemen çıkarıyorum.
Tekrar odaya girmek için dönünce Baran kolundan tuttu.
-Hayır. Çıkarma çok güzel gözüküyor.
Elini tuttu.
-Hadi benim ile gel.
Birlikte aşağıya indiler.
Baran masanın üzerindeki çantayı aldı.
-O ne?
-Bize bir şeyler hazırladım.
-Nereye gidiyoruz.
-Pikniğe.
-Piknik mi niye?
-Hep burayı gezmek istiyordun bugün birlikte gezelim.
-Unutmamışsın.
-Asla. Senin ile ilgili hiç bir şeyi unutamam ben.
Sıla Barana sımsıkı sarıldı.
-Seni seviyorum, sevgilim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPUS
ChickLitAcının benliğinde nice mahpus bırakılmış kalpler, vedaların zindanın da ebediyen esir kalacaktır. MAHPUS Hayatımın ipleri kimin elinde? - Bu gece karanlığın içinde hapis kalacağım. Burası benim Mahpus'um ve hayatımın ipleri benim ellerimde.