Bölüm 46

31 2 0
                                    

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım

Kız elindeki şiiri okuyup bir heyecan ile bütün sınıfa döndü.
-Atilla İlhanin şiiri Üçüncü Şahsın biliyor musunuz?
-Üçüncü şahsi bilmiyoruz da arkanda Ömer hocanın olduğunu biliyoruz.
Dedi sınıftakiler her bir ağızdan
Kız arkasinda duran Ömere döndü. Ömer gülümseyip sınıfın kapısını kapattıktan sonra öğretmen masasına geçti.
-Ne güzel okuyordun öyle Adile.
Kız sırıttı.
-Hocam dün Instagram sayfama düştü okuyunca çok sevdim bugün arkadaşlara da okumak istedim.
-demek sınav döneminde ders çalışman gerekirken şiirlere merak saliyorsun.
Sınıf gülmeye başladı
-Hocam Adile amansız bir aşka düşmüş haberiniz yok mu? Dedi birisi.
Ömer, ayakta olan kıza baktı.
-Ne aşkıymış bu Adile?
-hocam yalan söylüyorlar ya ben sadece şiiri sevdim.
-Hocam şiirden de anlayacağınız gibi malesef Adile bir ilişkinin üçüncü şahsi olmuş.
Adile hemen söze atladı
-Hocam gerçekten de bu şiiri yazan Üçüncü bir kişi mi?
-Nasıl?
-yani aslında ilişkinin gerçek kahramanı değil de bir ilişkiye dahil olmuş Üçüncü kişi mi?
Ömer kafasini salladı
-Malesef Adilecim öyle
-kim bilir nasıl acılar ile yazmıştır benim bile kalbime bu denli dokundu.
Ömer kıza uzun uzun baktı
-Yerine geç canım.
Kız geçip oturunca Ömer yerinden kalkıp tahtanın önünde dikildi.
-Bazen olmamamız gereken yerlerde olunca üzülürüz Adile bu da hayatın sillesidir.
Aklına kendi durumu geldi o an niye geldiğini de bilmiyordu belki de bedeni ona gerçeği söylüyordu. Aslında bu hikayenin Üçüncü sahsiydi kendisi.
-Belki bazen üçünculerde kazanır Hocam.
Arkasında oturan çocuk güldü
-Nerede görülmüş Adile çık hayal dünyandan böyle geldi böyle de geçer üçüncüler kaybetmeye mahkumdur
Ömer ellerini sıktı
-Belki gerçekten de değişir nereden bilebiliriz ki ,dedi.
-Aman hocam sizde bunca yaş gormussunuz hiç değiştiğine şahit oldunuz mu?
Ömerin göğsü daraldı
-Aralık kapılar için umut vardır Ozan.
-Ben buna boşuna beklemek derim hatta aksini iddia edenle iddiaya bile girerim.
-Tamam kesin zırvalamayı hadi derse dönüyoruz.
Ömer masaya geçip kitabı açınca Adile sessiz bir şekilde seslendi Ömere
-Hocam
-Hı
-Gerçekten de değişir mi bu gerçek
Ömer gözlerini kitaptan çekip Adileye baktı.
-Zamanın merhameti gösterir bunu.

Sıla odada volta atarken dün gece rüyasın da gördüğü Baranın hala etkisindeydi.
Bir şeyler yapması gerektiğini söylüyordu bir yanı bir yanı da  artık bitirmesi gerektiğini haykırıyordu. Hala Baranin hasreti ile sürünmesi kendisine yaptigi en büyük haksızlıktı bunu biliyordu. Ama onu özlediğini hiçbir şey degistiremezdi. Gerçekten de Baran onu bırakıp başını alıp gitmiş miydi? Hiçbir şey bilmiyor sadece şuan nefes alırken kendini tekrar o girdaba atıp atmayacağını düşünüyordu.
Ömer peki Ömer onun yeni nefesi olabilir miydi? Dün geceden sonra omerin kendisinden hoşlandığını anlayabilmişti onunla yol yürümek istiyor muydu bilmiyor kalbinden emin olamıyordu. Ya Baran bi gün çıkıp gelseydi o zaman ne yapacaktı?
Çok fazla düşünmek kendisine iyi gelmediğini bildiği için odanın anahtarını alıp dışarıya çıkmak istedi.

Lobiye indikten sonra dün omerin telaşla gelmesini hatırlayıp onu tekrar korkutmak istemediği için resepsiyona haber vermek istedi.
-merhaba
-buyrun, efendim dedi resepsiyonda ki danışman.
-Ben 404 numaralı odada kalıyorum. Bir kaç saatliğine dışarıya çıkacağım arayan olursa söylersiniz.
-Tabi efendim nasıl isterseniz. Dedi kadin.

Sıla arkasını döndüğünde kendisine dik dik bakan iki çift göze baktı.
-Hassiktir, dedi içinden.
-Ooo gelin hanım. Dedi Bekir alaycı bir yüz ifadesiyle.
Sıla görmemezlikten gelmenin en iyisi olduğunu düşünerek yürüyüp yanından gitmeye çalışsa da Bekir arsız bir köpek gibi durmayarak kolundan tuttu.
-Dur nereye ya bi sohpet edelim.
-Bekir hemen kolumu bırak ve uzak dur benden.
-Gelin hanım maşallah dilin epey uzamış.
-senin ki kadar olmasada öyle gözüküyor.
Bekir arkasından çekiştirip sılayı sessiz bir kısıma çekti, ardından kolunu bıraktı.
-Sen neden hala buradasın, dedi Bekir.
-bilmem Bekir sen bi kendine bu soruyu sor sonra konuşalım olur mu?
Sılanın kolundan sert bir şekilde tuttu.
- Bana bak, seni o piç abin yüzünden öldürmediysem Baranın hatri içindi.
Sıla kahkaha attı.
-Baranın hatırı  mı? Ne hatırı be köpek gibi korktuğun için dokunmadın bana.
-Sıla!
-Ne bağırıyorsun be sen bak uzak dur benden polis çağırmak zorunda kalmayayım. İşine bak Bekir.
-Cikma bir daha karşıma.
-Asıl sen çıkma. Bu keskinerlerde huy galiba Hı! Her haltı kendiniz yiyip başkasına atmak .
-Sen böyle kıvranmaya devam et. Senin sonun benim elimden olacak.
-Memnuniyet ile bekliyorum. Diye güldü Sıla.
Bekir geriye doğru çekilip sılaya uzun uzun baktı. Onun değiştiğini bariz bir şekilde görüyordu, çünkü gözleri korkusuz bir şekilde bakıyordu.
-Ne oldu seni götürmediler mı?
-Ne ?
-yine sana fazlalık muamelesi mı yaptılar diyorum Bekir.
-Ne saçmalıyorsun sen?
-Bütün ailen buradan gitmişken sen ne arıyorsun burada. Ahh acıyorum sana gerçekten benden farkın olduğunu hala düşünüyor musun gerçekten?
Bakır sinirli bir şekilde burnunu temizledi.
-Baran hiçbir zaman sana bir vasıf bir kimlik bahsetmedi ben sadece kısa bi süre o konakta olsam bile fark ettim bunu ölüp gitsen babanın bile umrunda olmaz hatta kurtulduğunu düşünür.
Bekir sinir ile Sılanın iki kolunu tutup sıktı.
-Bak seni  varya öldürürüm ke so sesini.
-Yapsana hadi unutma ki sen benden daha çok acınacak haldesin. Kendi derdine düş ve sakin bir daha yakınımda dolaşma.
Dedikten sonra Sıla kollarını Bekirin ellerinin arasından çekti.
-Benden sana tavsiye kendi yönünü bul seni ilgilendirmeyen şeylere çok burnunu sokma olan sana olur.
Dedikten sonra arkasını dönüp gitti oradan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHPUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin