Bir kırmızı ipe bağlanmış aşk sabırla beklemeye mahkumdur. Birini beklemek ya da sevmek zorlukların en zorudur. Asıl zor olan uzaktan sessizce göstermeden sevmektir. Belki bu kırmızı aşk ipliği bizleri kaderlerimize sürükler lakin kader gayretin ta kendisi değil midir. Aşk, bağlanan tüm ipleri koparmaktır. Aşk,olmazları oldurmaktır. Hangimiz bekledik de kazandık aşk gitme diyebilmektir ya da gitmektir.
Turan yatakta uzanan Sıla'nin elini sıkıca tuttu. Onları camın arkasından izleyen Ahmet elini kalbine götürüp gözlerini sıkıca kapattı.
-Ah be çocuk ah! Biliyordum gün gelip de sevda kapımızı çaldığın da sen ve Baran iki düşman olacaksınız. Siz iki kardeş aynı şeyleri severek büyüdünüz. Ah! Bu kader size gerçekten bunu yaptı mı?
Turan kafasını Sılanın eline koyup göz yaşlarını akıttı.
-Keşke sonsuza dek veda etseydi sana ve şimdi yanın da olduğum gibi hep tutsaydım elini. Sen bana sadece emanetsin hala parmağın da onun yüzüğü kalbinde onun ismi var. Gözlerini ilk açtığın da bana onun ismini soracaksın. Sıla, seni ona vermek istemiyorum bana gel.
Kafasını kaldırıp Sılanın yüzüne baktı.
-Hemen uyanma biraz böyle kalalım. Sen bana Baranı sorma bende sadece seni sevmeye devam edeyim. Ah! Bilsen seni uzaktan sevmek aşkların en ihtiraslısı. Keşke o gün tutsaydim elinden bir daha bırakmasaydım.
İçeriye giren hemşire Turanın omuzuna dokundu.
-Beyefendi artık çıkmalısınız.
Turan kafasını salladı.
Sılanın elini bırakıp odadan çıktı.
Kapısının önünde onu bekleyen Ahmet Turana doğru yürüdü.
-Doktoruyla konuştum durumu şuan kritik görüşüyormuş bu geceyi atlatır ise her şey yoluna girer dedi.
Turan kafasını salladı.
-Baran aradı mı seni? Dedi Ahmet.
Turan hayır anlamında başını salladı.
Ahmet yanına yaklaşıp elini Turanın omuzuna koydu.
-Sevda zordur, hele ki uzaktan sessizce göstermeden sevmek çok zordur.
Turan, Ahmetin gözlerine baktı.
-Bakma bana öyle ben senin babanım biliyorum içindekileri.
-İcimdekiler mi içimde ne olduğunu ben bile bilmiyorum. Bunca uzaklığa bunca imkansızlığa rağmen kardeşime rağmen nasıl bunları hissederim utanıyorum kendimden.
-Utanma sevmek güzeldir. Kaderin bilemezsin kader gayrete aşıktır.
-Kader be Ahmet amca kader bizleri hep yok sayıp kafasına göre davranıyor. Beni çok uzaklara savurup mahkum etti Baran ve Sılayı da bu hayata.
-Baran, Sılayı koruyamaz Turan o nedenle sen buraya geri döndün.
-Nasıl yani?
-Baran elinde sonunda ailesini seçecek seçmek zorunda ailesini ona ihtiyacı var. Fakat sen onu koruyabilirsin.
-Sen?
-Onu bende koruyamam bende günü gelince ailemi seçeceğim. Tıpkı bugün gibi bir gün onu tamamen alıp gideceksin.
-Baran onu bırakmaz.
-Zorunda kalacak. Bazen insan vazgeçer herkesin mutluluğu için bazen olur böyle şeyler. Baran benim oğlum ise o mutlu olsun diye onu bırakacak.
-Hayır. Baran güçlüdür onu asla bırakmaz.
-Sen sadece böyle olmasını istiyorsun. Bana bak Turan günü gelince onu alıp git.
Turan anlamsızca baktı Ahmetin yüzüne bir şeyler yapacağını anladı. Boşuna bu sözleri söylemiyordu tüm ettiği bu sözler hazırladığı yolun bir parçasıydı. Mırıldandı içinden:
-En başından beri sen bu oyunun neresindesin? Bu bütün olanların ve olacakların neden sebebi gibisin?Baran, arabasından inip hastaneye girip Burcunun yatırıldığı kata çıktı.
Odanın önünde feryatlar içerisinde olan aile üyelerini görünce göğsüne bir sancı saplandı. Burcunun öldüğünü şimdi idrak edebilmişti. Yavaş isteksiz adımlar ile onların yanına doğru yürüdü. Elini amcasının omuzuna koydu. Amcası kafasını yerden kaldırıp Barana baktı.
-Amca.
Amcası ayağa kalkıp Barana sarıldı.
-Ah Baran Ah oğlum biz neler yaşıyoruz.
Baran amcasının sırtını sıvazladı.
-Geçecek amcam hepsi geçecek.. Halam nerde?
-Fenalaştı sakinleştirici verip yatırdılar.
-Nasil oldu amca bu hani durumu iyiydi.
-Bilmiyoruz.. İyiydi birden doktorlar içeriye koştular sonra öldüğünü söylediler. Daha bir şey açıklamadılar.
Baran elini saçının içine daldırdı.
-Sen gelini buldun mu?
Baran bir kaç dakika cevap vermedi sonra hayır anlamında başını salladı.
Amcasının yanından ayrılıp sandalyede oturan annesinin yanına geçti.
Annesi kendini kaybetmiş bir şekilde bekirin kollarında ağlıyordu.
-Annem.
Armağan gözlerini açıp Baranın yüzüne baktı.
-Nerdeydin Baran sen?
-Anne...
-Kardeşinin katilini mi aramaya gittin? Bak şimdide diğer kardeşin öldü sen hala o kahpeyi mi arıyorsun?
Baran öylece baktı annesine bu söylediklerine anlam verememisti.
-Ne diyorsun anne bunun mu sırası şimdi?
-Baran!
Armağanın sesi yükselmişti.
-O kız yüzünden ailemizin haline bak her gün biri ölüyor. Bana bir daha sakın o kızdan bahsetme duydun mu beni bulduğum yerde öldüreceğim onu.
Bekir Armağanın elini sıkıca tutup Barana baktı.
-Sen merak etme yenge o kızı öldürmek bana farz oldu artık. Baran gönül işlerinden dolayı kanımızı yerde bıraktı bu saatten sonra kardeşlerimin kanını ben temizliyeceğim.
Baran bir hışımla Bekirin yakasından tutup havaya kaldırdı.
-Ne diyorsun lan sen? Bana Bekir seni gebertirim burda.
-Hala o kızı mı savunacaksin Baran!
Baran sesin geldiği tarafa çevirdi kafasını.
Hemşirenin kolunda olan halasını gördü. Halası ikisine doğru yürüdü. Baran Bekirin yakasını bırakıp halasina döndü.
-Hala...
Halası Baranın yüzüne bir tokat geçirdi.
Baran sesini çıkarmadan halasina baktı.
-Takatim kalmadı artık hiçbirimiz mutlu değiliz. Kızım birtanecik meleğim bugün kendine kıydı. Kardeşin onlar yüzünden öldü yeğenin annen sen ben biz bizim ailemiz onlar yüzünden eksik kaldı. Sen nasıl hala onları korursun.
Elini sertçe Baranın göğsüne vurdu.
-Burada ne olduğu beni ilgilendirmez Baran Bey adam gibi al intikamımızı. Yoksa kendi ellerimle karını öldürürüm.
-Onun bir suçu yok hala.
-Benim kızımın senin kardeşinin bizim ne suçumuz vardı. Sen Burcuyu bir kez olsun görmedin, onunla nişanlıyken başkası ile evlendin sen yaptın temizle bu pisliği yoksa yeğenim demem Baran...
-Hala!
-Hala deme bana. Bana o kızın ölüsünü getireceksin o zaman bu yüreğim soğur.
-O benim karım, onun bir suçu yok.
-Baran! Dedi Halası.
Amcası, kardeşinin kollarından tutup kendine çekip sarıldı.
-Sakin ol kardeşim.
Barana bakıp gözleri ile git işareti yaptı.
Baran, bekirin kolundan çekip hastaneden çıktılar.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPUS
Literatura FemininaAcının benliğinde nice mahpus bırakılmış kalpler, vedaların zindanın da ebediyen esir kalacaktır. MAHPUS Hayatımın ipleri kimin elinde? - Bu gece karanlığın içinde hapis kalacağım. Burası benim Mahpus'um ve hayatımın ipleri benim ellerimde.