Yazar'dan
O gün Demirhan konağında heyecan vardı. Alihan ile Neva'nın nişanı olacaktı. Havin Hanım ise hastaneden çıkmış, evine gelmişti. Gökçe sarıldı babaannesine. "Babaannem.." dedi yorgunca. "Güzel kızım.Gökçe'm, dualarım kabul oldu. Evlenip yuvanı kuracaksın en sonunda." Dedi. "Ben...istemiyorum babaanne." Diye mırıldandı. "Ah güzel kızım. Buralarda kaç tane kız isteyerek evlenmiştir ki? Böylesi senin için daha güzel olacak. Hadi çık odana hazırlan güzel kızım." Deyince babaannesinin yanından kalkıp odasına çıktı. Askıdaki elbisesine baktı. İçinde çok küçük bir kıpırtı olsa da korkuyordu. Bu istemediği evliliğin, aşina olmadığı hayatın ona neler getireceğini kestiremiyordu. İstanbul'daki hayatından kopacaktı mesela. Burada yaşayacaktı. Elbisesinin eteğini sevdi. Sevda odasına daldı Neva'nın. "Neva'm iki saate gelirler en fazla. Hadi hazırlanalım." Dedi heyecanla. Neva sakince onaylar anlamda başını salladı. Saç maşasını prize takıp ısıttı. Sevda, Neva'nın saçlarını kıvırmaya başlamıştı tutam tutam. Neva ise hiç konuşmadan aynadaki aksini süzüyordu sadece. Saçlarını kıvırması bitince Sevda, eline iki tel toka alarak, Neva'nın saçlarını yanlardan toplayıp tel tokayla tutturdu. Ön tutamlarını da serbest bırakmıştı. "Sevda'm, sen de saçlarını yap istersen, makyajımı ben yaparım." Dedi. Sevda ise maşa değil, düzleştiriciyle saçını düzleştiriyordu. O sırada da Neva, yumuşak bir göz makyajı yapmış, dudağına sadece bir parlatıcı sürmüştü. Saat 19.00'da geleceklerdi. Yarım saati vardı Neva'nın. Elbisesini giyinmek için giyinme odasına doğru adımladı. Elbisesini giyinmiş, altına da topuklularını giyip çıkmıştı giyinme odasından. Sevda da kendi elbisesini giyinmişti bu sırada.Neva'nın elbisesi :)
Sevda hayranlıkla bakıyordu Neva'ya. "Neva'm. Çok güzel olmuşsun." Dedi gözleri dolu dolu. "Teşekkür ederim" diyip sarıldı Sevda'ya. Aşağı indi iki genç kadın. Salondakiler büyülenmiş şekilde Neva Gökçe'ye bakıyordu. Alp hemen kollarının arasına aldı onu. Saçlarına bir öpücük kondurdu. O sırada kapının çalmasıyla herkes panikle ayağa kalktı. Gelmişlerdi.
Neva'yı herkes öne iteleyerek kapıyı açtırdılar. Neva, sırf büyüklerine saygısızlık olmasın diye yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirip "hoşgeldiniz" dedi. Alihan'ın annesi Fatma Hanım süzdü gelinini. Güzel kızdı. Uzun boylu, zarif yapılı, buğday tenliydi. Oğluna yakıştırdı. "Hoşbulduk gelin" diyerek elini uzattı öpmesi için. Neva derin bir nefes alıp elini öptü kadının. Kadın hafifçe Neva'nın yanağını sıvazlayıp içeri girdi. İçeri 3 tane genç kadın daha girdi. Biri kendi yaşlarında, diğer ikisi ise biraz küçüktü ondan. Neva onlara da "hoşgeldiniz" dediğinde Elif, Neva'yı kendine çekip sımsıkı sarıldı. "Ben Elif, üçümüz de Alihan abimin kardeşiyiz. Bu Ceylin, bu da Ceren" diyerek tanıttı. Hepsi sıcakkanlılıkla Neva'ya sarılmışlardı. Tatlı kızlardı. Ceylin 25, Elif 23, Ceren ise 19 yaşındaydı. Arkalarından da Gökhan ve eşi Asiye girmişti. Asiye 26 yaşında, ince, boyu Neva'dan az kısa güzel bir kadındı. Asiye de Neva'ya sımsıkı sarılmıştı. Neva'nın o konaktaki sırdaşı, arkadaşı olacağını düşünüyordu. Haklıydı da. Gökhan'la da merhabalaşmışlardı. Bir yandan da Arslanoğlu aşiretinin çalışanları buket buket, vazo vazo çiçekleri, hediyeleri evin içine taşıyorlardı. En son da o kalmıştı. Alihan Arslanoğlu.
Alihan ellerini tutmak istedi kadının. Ama yapamadı. "Çok güzelsin.." diye fısıldadı kendini tutamayarak. Neva şaşkınlıkla başını kaldırıp Alihan'ın gözlerine baktı. İçi titredi her ikisinin de sanki. "Teşekkür ederim" diye uzaklaştı Neva. İçeri geçtiler.
Alp, Alihan'a ters ters bakıyordu. Alihan farkındaydı ama bir şey demiyordu. Neva'yı üzmek, kırmak istemiyordu abisiyle tatsızlık çıkarıp. Alttan alabildiği kadar alacaktı. Annesi Neva'ya kaş göz işareti yapınca, kahveleri yapmak için Sevda ile birlikte mutfağa geçtiler. Ceylin, Elif, Ceren ve Asiye de arkalarından gelmişti mutfağa. Ceylin konu açmak istemişti kahveler yapılırken. "Hangi ismini kullanıyorsun?" Diye sordu. "Yani, aslında iki ismimi de seviyorum ama daha çok Gökçe diyorlar" dedi gülümseyerek. Elif de araya girdi. "Abim çok şanslı." Gökçe şaşırdı. "Neden ki?" "Sen güzelliğinin farkında değilsin sanırım." Dedi Ceren de. Gülümsedi Neva. "Siz benden çok daha güzelsiniz." Dedi. Asiye lafa girdi. "Hanımlar bölüyorum ama ilgilenmemiz gereken bir damat kahvesi var." Diye sinsice sırıttı. Kızlar da sırıtmışlardı. "Asiye yenge Allah aşkına sen damat kahvesini elini sürme. Gökhan abim 2 gün kendine gelemedi" diyerek güldü Ceylin. "Abart Ceylin" dedi Asiye. Ne vardı yani kahveye güzel bir baharat karışımı yapmışsa? Gökhan ile Asiye de görücü usulü evlenmişlerdi ama ikisi de birbirini seviyorlardı.
Ceylin endüstri mühendisliği mezunuydu. Elif de yeni mezun olmuş, abilerinin izinden giderek mimarlık okumuştu. Ceren de işletme 2.sınıf öğrencisiydi. Alihan kardeşlerinin okumasına, bağımsız ve güçlü olmalarına çok değer verirdi. Asiye de ekonomi mezunuydu.
Kahvenin içine Neva sadece tuz koyacakken, Asiye'nin müdahalesiyle karabiber ve kimyon da koymuşlardı. Neva kahveye iğrenerek baksa da tepsiyi eline alıp kahveleri dağıtmaya başladı. En son kahvesini Alihan'a verirken göz göze gelmemek için başını eğdi ama Alihan onun güzel yüzünü süzüyordu o sırada. Kahveleri dağıtınca da yerine geçti Neva.
Alihan, babasını 3 yıl önce kalp krizinden kaybetmişti. Amcaları da gelmemişti. Neva'yı kendine isteyecekti. Kahveyi bir dikişte içti. Hemen ardından suyunu da içince lafa girdi.
"Halit Ağa, Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle, kızınız Neva Gökçe'yi kendime istiyorum." Dedi tok sesiyle. Neva'nın babası onaylar anlamda başını salladı. "Madem istiyorsunuz,bize de saygı duymak düşer." Dedi adam. Dalga mı geçiyordu? Ona sormadan Gökçe'yi Alihan'a vermişti. Bir de istiyorsunuz diyerek çoğul konuşmuştu. Alp araya girdi. "Ne istemesi baba ne saçmalıyorsun sen? Bu şerefsiz herif zorluyor Gökçe'mi. Sen de buna göz yumuyorsun." Diye hiddetlendi. Gökhan araya girerek "Alp, sakin ol. Bir konuşalım." Dese de Alp'in hiç sakin olacak hali yoktu. Babasına döndü yeniden. Gökçe'yi işaret ederek, "şu kızın her göz yaşında senin payın çok büyük ve ben seni sırf bunun için, hayatım boyunca affetmeyeceğim Halit Ağa." Dedi sinirle. Alihan anlayış göstermek istese de, sabrını çok zorluyordu Alp. Abisi o... diye içinden geçirdi. Gökçe'ye baktı. Başını eğmiş, dolmuş gözlerini saklamak istiyordu. Halit Ağa da kendini zor durumda hissediyordu. Ne zaman zorlansa, altından kalkamayacağını hissetse, otoriter, sert haline dönerdi. "Yüzükleri getirin" dedi ayaklanarak. Alihan ve Gökçe de mecburen ayağa kalkmış, yan yana geçmişlerdi. Kadın yüzüne bakmıyordu asla Alihan'ın. Neva'nın kokusu ise, Alihan'ın ciğerlerini bayram ettiriyordu. Yüzükler takılıp kurdele kesildiğinde resmen nişanlı olmuşlardı artık. El öpme faslı da bitince yerlerine geçtiler yeniden. Onlarca bilezik, altın, takı takılmıştı Neva'ya ama gözü bunlarda değildi. Onun zaten her şeyi vardı. Babası ona sevgisini göstermese de, ne istese ayaklarına sermişti.
Gökçe'nin gözünden bir damla yaş düşünce, Alihan dayanamadı. Kalkıp kadının yanına gitti. "Biraz konuşalım mı?" Dedi kısık sesle. Neva Gökçe başını kaldırdığında, Alihan'ın içi parçalandı sanki. "Ne konuşacaksın ulan kardeşimle?" Diye araya girdi Alp. Neva Gökçe ayaklandı. "Alp tamam, konuşup geleceğim." Dedi. Yalnız bırakmak istemiyordu kardeşiyle Alihan'ı. Bir nefes verdi Alp. "Ben de geleceğim." Dedi. Alihan güldü. "Alp.. nişanlım ya o benim. Hani yakında da evleneceğiz ya. Nereye kadar onu benden kaçırabilirsin aslanım?" Dedi. Alp sinirle dişlerini sokarken Gökhan elini Alp'in omzuna koydu. "Kardeşim, gel hadi yalnız bırakalım onları biraz konuşsunlar." Dedi. Alp onaylar anlamda başını salladı. "Gökçe'm, Alp desen yanında biterim hemen tamam mı?" Dedi. Gökçe onaylar anlamda başını sallarken, genç kadın ile adam avluya çıktılar. Sedire oturdular.
Alihan derin bir nefes aldı. "Neva...Biliyorum, istemediğin biriyle evlenmek zor. Hele ki bu kadar özgür yetişmişken." Neva Gökçe başını kaldırıp Alihan'a baktı. İlk defa birisi ona Neva diye seslenmişti. Herkes ona Gökçe derdi. Alihan içinse o, isminin vücut bulmuş haliydi. Neva'sı, ahenk içindeydi. "Sana eskisi gibi özgür bir hayat veremem belki. Mardin burası sonuçta. Ama seni her zaman kollayacağımın, değer vereceğimin ailenle arana girmeyeceğimin sözünü veririm sana. Korkma bu kadar benden. İstemediğin hiçbir şey olmayacak." Dedi adam genç kadına.
Gökçe'nin ağlaması şiddetlenmişti. "İstemediğim daha ne olabilir ki zaten? Ben evlenmek istemiyorum Alihan. Bu seninle ilgili değil, ben evlenmek istemiyorum." Diye tekrar etti.
Alihan derin bir nefes verdi. Zannettiğinden daha zor olacaktı bu. "Birbirimize alışmak zorundayız Neva." Dedi soğuklukla. Oysa Alihan kadına çoktan alışmış, onu düşüncesinde bile olsa hayatının merkezine almıştı. Kolay kolay da buradan çıkaramazdı artık. Neva onaylar anlamda başını sallasa da kalbi araftaydı. Adamın yanında güvende hissediyordu, etkileniyordu da ondan. Ancak adamla yan yana olmaya, aynı hayatı paylaşmaya hazır değildi.
Neva ayağa kalkınca Alihan da kalktı hemen. "İçeri geçelim, Alp merak etmesin. Ona kızma olur mu?"Dedi Neva. Alihan onaylar anlamda başını salladı. "Benim de kız kardeşlerim var, ne hissettiğini az çok tahmin edebiliyorum, merak etme." Dedi. Aklında bir yerlerde bu kadını abisinden ayırırsa, solacağını düşündü. Alp'e bir teklif sunacaktı burada kalması için. Yarın da bunun hazırlıklarına başlayacaktı.
İçeri girdiklerinde ise, düğün tarihi konuşuluyordu. Halit ağa Alihan'a döndü. " 2 hafta sonrası uygun mudur Alihan ağa?" Dedi. Alihan Neva'ya baktı. Neva'da bir tepki göremeyince "Uygun mu Neva?" Diye sordu Alihan. Genç kadın şaşırdı. Tüm Arslanoğlu ailesi de şaşkınlıkla Alihan'a bakıyordu. O kimseye bir şey sormaz, kendisi ne istiyorsa öyle yapardı her şeyi. Neva onaylar anlamda başını sallayınca Alihan da "2 hafta sonrası uygundur Halit ağa." Dedi.
Fatma Hanım kıskançlıkla baktı gelinine. Oğlu bir gün bile ona bir şey danışmamıştı, sormamıştı. Onlar kalkıp gittiklerinde Havin hanım gözleri dolu dolu torununa bakıyordu. "Güzeller güzeli kızım. Asma o gül yüzünü. Benim sayılı günüm var, hele bi evlendiğini, evladın olduğunu görsem, daha ne isterim?" Dedi. Bir de çocuk meselesi vardı değil mi diye geçirdi kadın içinden. Ama Alihan ona söz vermişti, sen ne istersen o olacak demişti ona. Çocuk için de zorlamaz diye düşündü. Adama güvenmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomanceAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...