Özlem

1.1K 58 12
                                    

Neva Gökçe'den
"Yenge...Abim...vuruldu."

Duyduğum cümleyle nefesimin kesildiğini hissettim. Başımın dönmesiyle tutunacak yer ararken Gökhan kolumdan tuttu.

"N-nasıl Gökhan? Alihan nasıl? Hastanede mi?"

"Hastanede yenge. Gel Yiğit Efe'yi bize bırakalım. Sonra hastaneye gidelim."

Başımı onaylar anlamda salladım. Ama gözyaşlarım resmen önümü görmeme engel oluyordu.

Yiğit Efe'nin birkaç eşyasını çantasına koyarken uyandı minik oğlum. Huzursuzca ağladığında kucağıma aldım onu.

Mis kokusunu içime çektim. Alihan'ım gibi kokuyordu.

"Baba gelecek annecim. Bizi bırakmayacak."

Resmen anlıyormuş gibi bakıyordu.

Hızlıca emzirip, hazırladığım çantasını omzuma astım. Oğlumu da sıkıca giydirip çıktım odadan. Gökhan beni aşağıda bekliyordu.

Gökhan omzumdan çantayı aldı. Evden çıkıp oğlumu Asiye'ye bıraktıktan sonra hastaneye gitmek için yola çıktık.

Oğlum kucağımdayken göz yaşlarımı tutabilmiştim. Ama onu bırakınca sinirlerim boşalmış, deli gibi ağlamaya başlamıştım yine.

"Yenge yapma böyle ne olursun. Abim iyi olacak."

Buna inanmayı o kadar istedim ki.

"Ya ona bir şey olursa?" Dedim hıçkırıklarımın arasında.

"Olmayacak abime bir şey."

Hastaneye vardığımızda Gökhan'ı takip ederek ameliyathanenin önüne geldim. Kızlar ve Alp de oradaydı.

"Gel güzelim." Diyerek kolunun altına aldı beni Alp.

"Bir gelişme var mı?" Diye sordu Gökhan. Hepsi olumsuz anlamda başını salladı.

"Alp, Alihan'a bir şey olmayacak değil mi?"

"Olmayacak güzelim. O seni, oğlunuzu bırakmaz ki. Güçlüdür o, atlatır bunu da. Senin de Yiğit Efe ve Alihan için, en önemlisi de kendin için güçlü olman lazım güzelim." Dedi Alp, kardeşinin saçlarına öpücük kondururken.

"Gökhan, nasıl oldu bu olay? Daha birkaç saat önce konuştuk. Şirketten çıkıyorum, eve geleceğim demişti." Diye sordum.

Gökhan derin bir nefes aldı. Hepimiz Gökhan'a odaklanmış, ağzından çıkacak cümleleri bekliyorduk.

"Abimle birlikte çıktık yenge. Ama ayrı arabalarla gelip gidiyoruz biliyorsun. Tam arabama oturdum. Telefonumu unuttuğumu fark ettim. Abim yola çıktı o sırada. Ben de yukarı telefonumu almaya çıktım. Sonrasında arabama tekrar binip biraz ilerlediğimde yolun ortasında abimin arabasının durduğunu gördüm. Merak edip arabasına doğru ilerlediğimde kanlar içinde gördüm onu." Sonlara doğru sesi titremiş, benim de gözyaşlarım hızlanmıştı.

"Kimin yaptığını görebildin mi abi?" Diye sordu Elif.

"Göremedim abim. Görsem sağ bırakır mıyım?Kaçmış şerefsizler. Adamlar peşlerine düştü, arıyorlar her yerde."

"Gökhan. Bu ihaleye girdiğimiz Korkmaz'lar olabilir mi? Çok pisleşmişti herifler. Alihan da çekilmeyi düşünüyordu ihaleden."

"Olabilir. Ben Barış'a söyleyeyim. Onları da bir incelesinler." Diyip telefonla konuşmak için ayağa kalkıp biraz uzaklaştı Gökhan.

"Bu Korkmaz'lar kim Alp?" Diye sordum merakla. Bir yandan da gözüm ameliyathane kapısındaydı.

"Bir ihaleye hazırlanıyorduk. Korkmaz Grup Şirketi'yle çok sağlam çekişmeye girmiştik. Fakat herifler bize tehdit savurmaya başlayınca Alihan çekilmek istedi ihaleden. Gökhan'la ben karşı çıktık. Çekilmeyelim dedik. Bunlardan korkan bunlar gibi olsun dedik. Ama Alihan artık tek tabanca olmadığımızı, eşlerimiz olduğunu, Gökhan'la kendisinin çocukları olduğunu, onları da düşünmek zorunda olduğumuzu söyleyince, ikna olduk mecburen. Yarınki toplantıda da geri çekildiğimizi söyleyecektik ama şerefsizler erken davranıp vurmuşlar Alihan'ı."

KıvılcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin