Barıştırmak

2.6K 78 3
                                    

1 ay sonra
Yazar'dan
Gün geçtikçe herkes olağan hayatına dönmüştü. Alihan ise asla annesini affedememiş, artık ölen kadının arkasından anne diye bahsedemiyordu. Gökhan da aynı şekilde. Gerçeği kız kardeşlerinden de saklamamış, anlatmışlardı. Kızlar ikinci bir şok yaşasalar da çabuk atlatmışlardı iki abileri ve yengeleri sayesinde.
Sabah midesinin bulanmasıyla uyandı Neva. Gözlerini açmadan,eliyle yanını yokladığında Alihan'ın çoktan uyandığını gördü. Elini yüzünü yıkadı. Giyinip,ceketini eline alıp aşağı indi.

Neva'nın kıyafetleri :)Kızlar da uyanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neva'nın kıyafetleri :)
Kızlar da uyanmıştı. "Günaydıınn" diyerek indi aşağı. Ceketini ve çantasını koltuğun üzerine bıraktı. "Günaydın güzelim." Deyip öpücük kondurdu Neva'nın yanağına Alihan. "Günaydın yengem." Dedi Ceylin. Elif de öpücük atmıştı. Ceren'in dersi erken olduğu için erkenden çıkmıştı bile. Alihan, Neva'nın tabağına omlet koymak için uzandığında yumurta kokusu Neva'yı çok rahatsız etmişti. "Aşkım ben biraz peynirle ekmek yiyeceğim. Midem biraz kötü." Dediğinde Ceylin sinsi bir bakış atmıştı Neva'ya. "Allah allah neden böyle oldu ki? Üşüttün mü acaba? Doktora gidelim mi?" "Aşkım sakin.Biraz midem bulanıyor sadece." "Kötü hissedersen söyle." Başını salladı Neva. Kahvaltılarını da yapıp şirkete geçtiler. Öğlene kadar herkes işine gömülmüştü ki, Neva odasına Asiye'nin girmesiyle afalladı. "Çok acıktım,kızların toplantısı varmış. Yemek yiyelim mi?" "Olur hadi gidelim." Şirketin yakınında bir restorana geldiler. Her ikisi de tavuklu salata söyledi. "Çok kilo aldım şu sıra." Diye sızlandı Asiye. "Sorma.Bir aralık vermiştim hepsini kısa sürede geri aldım." Diye cevapladı Neva. Salatalar gelince tavuğun kokusu Neva'yı yeniden rahatsız etmişti. Hep bir bulantısı vardı zaten ama yemek kokuları daha da rahatsız ediyordu.
İttirdi tabağı. "Gökçe ne oldu?" Diye sordu Asiye endişeyle. "Midem bulanıyor sabahtan beri." "Ay hamile olabilir misin?" Diye sordu hevesle Asiye. "İmkansız." "Hayatım korunsanız da ihtimal var bir test alsak? Alihan çıldırır sevinçten." "Biz hiç birlikte olmadık." Asiye şaşırmıştı ama Neva'yı kırmamak için bir şey söylemedi. "Tamam kuzum. Üşütmüş falan olmayasın?" "Yok ya zannetmiyorum." Asiye'nin yemeğini bitirmesini bekledi. "Kuzum bari makarna falan söyleseydik daha sade bir şeyler?" "Yok canım yiyemeyeceğim." Şirkete geri döndüler. Neva Alihan'ın odasına çıktı. Kapıyı tıklayınca "Gir!" Sesini duydu. "Aşkım?Müsait misin?" "Gel birtanem." Deyip kollarını açtı. Girdim hemen kollarına. Dudağına da bir öpücük kondurdu Neva. "Kahve içer misin güzelim?" "Olur aşkım." Alihan masasına doğru gidip telefonla iki kahve söyledi. O sırada Neva başı dönünce masadan destek aldı. Yer ayaklarının altından kayıyorken
Alihan'ın korkuyla bağırmasını duydu.
Gözlerini arabada açtı. Alihan korkuyla sürüyorken güçsüzce Alihan'a seslendi. "Neva'm hastaneye gidiyoruz güzelim.Yorma şimdi kendini." "Gerek yok." "Neva nefesini boşa tüketme. Gidiyoruz dediysem gidiyoruz sabahtan beri iyi değilsin." Onlar bunun tartışmasını yaparken hastaneye geldiler. Alihan Neva'yı kucağına aldı. "Yürüyebilirim." "Eminim yürüyebilirsin ama yürümeyeceksin." Dedi Alihan. Çok gergindi. Sedyeye yatırdığı an hemşire ve doktor geldi. "Nesi var hastanın?" Diye sordu doktor. Neva tam ağzını açacaktı ki Alihan ondan önce davrandı. "Sabahtan beri midesi bulanıyor.Hiçbir şey yemedi doğru dürüst.Biraz önce de bayılınca geldik." Dedi hızlıca. "Gebelik şüphesi var mı?" Olumsuzca salladı başını her ikisi de. Alihan iç geçirdi. Ne çok isterdi şimdi bebeklerinin olacağını öğrenmeyi. Ama o da olacak bir gün diye geçirdi içinden.
Muayene tamamlandıktan sonra, "Tansiyonu çok düşmüş. Bayılma ve bulantısının bu sebepten kaynaklı." "Neden düşer tansiyonu?" "Beslenme eksiliği olabilir, stres olabilir, tuzsuz yemekten olabilir. Birçok basit sebebi olabilir. Biraz da dinlenme öneriyorum. Hastaneden çıkabilirsiniz. Biraz şu sıra yemekleri tuzlu yemelisiniz Neva Hanım." Dedi doktor. "Teşekkür ederiz." Dedi Neva. Alihan destek oldu yataktan kalkarken. Hastaneden çıkıp arabalarına binip evlerine gittiler. Herkes evdeydi. "Yengem. Geçmiş olsun. Nasılsın? Neyin varmış?" Diye sordu Elif. Asiye onlara midesinin bulandırıcı söylemişti. Sabah da onlar şahit olmuştu. Üç kız da yeğenlerinin olacağına hazırlamışlardı kendilerini. "Tansiyonum düşmüş canım. Ciddi bir şey yok." "Yaa çok şükür önemli bir şeyin yokmuş." Dedi Elif.
"Geç güzelim otur başın dönmesin." Oturdu Neva. "Yenge sen o zaman yarınki toplantıya katılabilecek misin?" Diye sordu Ceylin. "Tabi ki gel-" "tabii ki gelmeyecek" diye kesti sözünü Alihan. "Alihan hasta değilim. Tansiyonum düştü sadece." "Doktor dinleneceksin dedi. 2 gün evdesin. Yenge sen de göz kulak olur musun?" "Olurum tabi." Dedi Asiye. O da çok korkmuştu. Alihan hemen yemeğin de hazırlanmasını söyledi Nazan Hanım'a. Yemek yarım saat içinde hazırlanınca oturdular masaya. Alihan Neva'nın tabağını doldurup, biraz tuz koydu yemeğe. Kızlar abilerinin bu hareketine kıkırdamıştı. Çok başka bir adam olmuştu. Tabağını sonlara doğru zorlansa da bitirdi Neva. Çünkü eğer yiyemiyorum derse Alihan itiraz edecekti ve Neva artık dayanamayacak ve kavga çıkacak diye sesini çıkarmadı. Alihan tatmin olmuş şekilde baktı Neva'nın tabağına. "İstediğin başka bir şey var mı güzelim?" "Hayır bir lokma daha alırsam çatlayacağım." Alihan onaylar anlamda başını salladı. Yemekleri bitince salona geçtiler yeniden. Kahve ve çay içildikten sonra herkes yine kendi odalarına gitmiş, Gökhan ve Asiye de kendi evlerine gittiler. Sabah kahvaltısını Asiye'lerin evinde yapmak için sözleştiler.
Neva Alihan'ın göğsüne yaslandı yatağa geçtiğinde. Beline kollarını doladı Neva'nın. Boynuna bir öpücük kondurdu. "Ee Neva Hanım ne zaman, nerede evleniyoruz?" "Aşkım fırsat mı bulduk? Bilmiyorum valla. Bir aralık hallederiz." Dedi Neva. "Bana bak, sen beni oyalıyor musun acaba?" Neva bir kahkaha attı. "Yaniii bilemiyorum. Evlilik çok da bana göre bir şey değil, takılabiliriz." Dedi abartıyla. Alihan'ın dudaklarına uzanırken Alihan kafasını çevirip "evlenmeden olmaz." Deyince Neva gülme krizine girmişti. O gülerken Alihan da kahkaha atmaya başladı.
"Seni çok seviyorum Alihan." Dedi Neva kahkahasını bastırıp. "Sana çok aşığım güzeller güzeli." Dudaklarına bir öpücük kondurdu Neva'nın. Neva'nın başını göğsüne yasladı yeniden. Neva sevdiği adamın kokusuyla mest şekilde uykuya daldı kısa süre içinde.
Sabah da 07.00de uyandı kendiliğinden. Alihan uyuyordu. Nazan Hanım da yarım saate gelirdi. Mutfağın boş olmasını fırsata çevirmek istedi. Hızlıca dişlerini fırçalayıp, yüzünü yıkadı. Üzerine de bir tayt ve sweatshirt geçirip mutfağa indi. Buzlukta daha önceden yaptığı börekleri tepsiye dizdi. Fırını ısıttı. Üstlerine yumurta sarısı sürüp fırına attı börekleri. 8'de Asiye'nin evinde olacaklardı. Sonrasında kızlarla birlikte Gökhan'la Alihan şirkete gideceklerdi. Yarım saate börekler de hazır olur diyerek, yukarı yatak odalarına çıktı yeniden. Oradan da giyinme odasına geçtiğinde, Alihan'a beyaz gömlek ve gri takım elbise seçti. Sonra yanına oturdu Alihan'ın. "Aşkım uyan." Dedi çenesine öpücük kondururken. Gözlerini açtı Alihan. "Uyanasım yok gel uyuyalım." Dedi Neva'yı kendine çekerken. "Yaa hayır uyanıyorsun hemen Alihan." "Offf of tamam." "Oflama bana." Dedi Neva gözlerini kısarak.
O sırada aşağı indiğinde giyinmiş kızları gördü. "Günaydın yenge. Daha iyi misin?" Diye sordu Ceren. "Turp gibiyim kuzum." Diyip Ceren'in yanağına bir öpücük bıraktı. "Mis gibi kokuyor ya börek mi yaptın?" Dedi Ceylin. "Buzlukta hazırdı önceden yapmıştım. Pişiriyorum şimdi." "Oh midemiz bayram edecek." Dedi Elif de. Kıkırdadı.Börekleri çıkarırken Alihan'ın "günaydın." Diyen gür sesini duydu.Böreklerin dumanı çıkana kadar bekledikten sonra bir saklama kabına dizdi.Son böreği koyarken parmağı yanmıştı.
Neva Gökçe'den
"Üff" diyerek üflerken ne ara geldiğini anlayamadığım Alihan elimi tutup,acıyan yere dudaklarını bastırdı. Öptü. "Dikkat etsene sevgilim. Acıdı mı çok?" "Hayır çok acımadı" saklama kabının kapağını kapatıp elime aldım. Mutfaktan çıkarken "hadi gidelim" diye seslendim. Saat 8 olmuştu bile.
Kapıyı çaldıklarında çok geçmeden Gökhan açmıştı kapıyı. "Hoşgeldiniz" diyerek içeri aldı bizi. Neva ve kızlar da mutfağa Asiye'nin yanına geçtiler. "Ay sen niye zahmet ettin." Dedi Asiye elimdekini görünce. "Ne zahmeti canım,pişirdim sadece. Hadi bana bir tabak ver de tabağa dizeyim." Asiye hemen geniş bir tabak çıkardı. Ben de börekleri dizdim. Kahvaltıyı 5 dakika içinde tamamladığımızda Gökhan ve Alihan da masaya geçmişlerdi. "Her şey efsane. Yengelerim ellerinize sağlık." Dedi Ceren. "Midem bayram etti." Dedi Ceylin karnını ovarken. "Ben daha doymadım." Dedi Elif de. Küçük bir kahkaha attım. "Afiyet olsun." Dedik Asiye'yle birlikte. "Valla aşkım,yengem ellerinize sağlık." Dedi Gökhan. "Ellerinize sağlık, hadi çıkalım geç kalacağız." Diye ayaklandırdı Alihan onları. Hepsi işkolikti Arslanoğlu ailesinin. Neva Biz Asiye'yle onları geçirdikten sonra yardımcıları mutfağı toplamaya başlamışlardı bile.
Yazar'dan
"Ee gelin hanım düğün ne zaman?" Diye sordu Asiye. Sıkıştırmasını Alihan istemişti. Neva'nın niyetiyse, anneleri yeni öldüğü, babalarının ölümüyle ilgili gerçekleri yeni öğrendikleri için biraz zaman tanımaktı.
"Dün çok güldürdü beni." Diye yaptıklarını anlattı. "Kuzum adam deliriyor seni mutlu etmek için, istediğini yapmak istiyor. Sen niye erteliyorsun ki?" "Niyetim ertelemek değil, Alihan'ı çok seviyorum. O benim bu kadar gözümün içine bakıyorken ben de onu mutlu etmek istiyorum. Ama anneleri yeni vefat etti. E babalarını yeni öğrendiler biliyorsun. Bir de düğün düğün diye ben çıkıp da Alihan'ı zorlamak istemiyorum." "Alihan nesine zorlanacak Allah aşkına. Adam böyle olsun istiyor. Hem güzel bir bekarlığa veda, güzel bir düğüne hepimizin ihtiyacı var." "Öyle mi diyorsun?" "Öyle tabi. Sen artık gelinliğini bakmaya başla." Dedi Asiye. Neva da ilk başta ne gerek var dese de heveslenmeye başlamıştı aslında. Adam onu çok güzel seviyordu.
Şirkette ise Alihan, Alp'in odasına gitti. Kapıyı çaldı. "Gir" sesiyle içeri girdi. "Oo damat hoşgeldin" diye sırıttı Alp. Alihan dişlerini sıktı. Ben sana damatı gösterirdim de Neva'ma dua et diye geçirdi içinden. "Sana sormam gereken bir şey var." Diyerek direkt lafa girdi Alihan. "Nedir?" "Neva'ya evlenme teklifi ettim ya bir daha ben. Hiç böyle düğünü yapabileceğimiz, hayran olduğu bir yer var mı?" "İstanbul'da Sait Halim Paşa Yalısı'nı çok sever o. Bir tanıdığın düğününe gitmiştik. Çok sevmişti." Alihan birkaç saniye düşündü. En son İstanbul'a gittiklerinde küsmüştü genç kadın bu şehre. Ama şimdi Alihan onu İstanbul ile yeniden barıştırmaya kararlıydı.

Yeni bölüm geldiii :) vote ve yorumlarınızı esirgemezseniz çok mutlu olurum :)))

KıvılcımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin