Yazar'dan
Neva yorgunlukla arabasına binmişti. Bugün eve yalnız dönüyordu. Alihan ve kardeşlerin genel kurul toplantısı uzamıştı. Babaları sağken, hiçbir çocuğuna şirkette hisse vermemişti. Ölümünde ise başa Alihan'ın geçmesini vasiyet etmiş, Alihan şirketin başına geçtiğinde de Yönetim Kurulu Başkanı olarak tüm kardeşleriyle hisseyi eşit oranda bölüşmüştü. Buralarda kızların bırak şirkette hak sahibi olmasını, okula gitmeleri dahi hoş karşılanmayken, Alihan kız kardeşlerini hiçbir konuda ayırmazdı. Hatta bazen pozitif anlamda kayırdığı bile oluyordu.Neva da midesi bulandığı için erken gitmişti evine. Her ne kadar Alihan şoförle gitmesini söylese de uzun zamandır arabasını kendi kullanmıyordu ve özlemişti araba kullanmayı. Sakince evine doğru giderken siyah bir arabanın önünü kesmesiyle aniden durmak zorunda kaldı. Üç tane adam, onun arabasına doğru ilerlerken kapıyı kilitledi. Ancak adamlardan biri camı kırmış, Neva'nın ağzını ve burnunu bir bezle kapatmıştı bile. O sırada da diğer adam camdan elini uzatıp kapının kilidini açmış, Neva'yı kendi arabalarına bindirmişlerdi.
Alihan bunalmıştı artık toplantıdan ama belirledikleri günde bitirmek zorundalardı. Neva'ya mesaj atmak istedi.
Benim güzel karım ne yapıyormuş?
Yazıp kenara koydu telefonu. Nasılsa kısa sürede cevap veriyordu Neva. Alihan bir anlık toplantıya odaklanmış, yazdığı mesaj aklından çıkmıştı. Yeniden aklına gelince cevap geldi mi diye baktı telefona. Hala görmemişti.
Neva'm? Güzelim?
Yazdı bu kez. Ancak mesajı iletilmedi bile.
"Afedersiniz." Diyerek dışarı çıkıp aradı karısını ancak telefonu kapalıydı. Hiç huyu değildi böyle telefonunu kapatmak. Şarjı bitmiş de olamazdı. Her zaman powerbankiyle gezer, %20'nin altını gördüğü anda telefonunu şarj ederdi. Hemen evin güvenliğini aradı. "Hakan. Neva ne zaman geldi eve?" "Abi yengem gelmedi henüz?" "Ne demek gelmedi lan?" Kolundaki saatine baktı. Neva 2 saat önce çıkmıştı şirketten. "Ulan sen normalde eve geldiği saati biliyorsun. O kadar zaman geçmiş yengenin gelmediğini bana niye haber vermiyorsun!" Diye kükredi. Tüm toplantıdakiler sesi duymuş, toplantıyı kesmişlerdi. Gökhan dışarı fırladı hemen. "Abi ne oluyor?" "Neva yok Gökhan." Dedi kravatını gevşetirken. Nefesi kesilmiş gibi hissediyordu. "Abi dur telaş yapma belki bir işi vardır, duymamıştır." "Ulan telefonu kapalı. Hayatta Neva'nın telefonu kapalı olmaz." Sıkıntıyla nefes aldı. "İçeri gir. Bu toplantıyı bitirmek zorunda olduğumuzu söyle. Sonra yenisini düzenleriz." "Tamam abi." Alihan odasına gitti. Emniyet Müdürlüğü'ndeki tanıdık arkadaşlarından yardım istemiş, evlerine giden tüm yolların mobese görüntülerini istemişti. Kısa süre sonra arkadaşı Bekir ona göndermişti görüntüleri. Bir yandan da seferber olmuşlardı.
Neva eve doğru giderken, siyah araba tarafından kaçırıldığını gördü. Ama ne adamların yüzleri ne de plaka belirliydi. Gökhan nefes nefese içeri girdi. "Abi var mı bir şey?" "Kaçırılmış! Ama ne siktiğimin herifleri ne de plakası belli değil." Sinirle yumruğunu masaya geçirdi.
"Kızları korumalarla eve gönder Gökhan. Haber gelene kadar buradayım ben. Sen de yengemi yalnız bırakma istersen." "Kızları gönderirim abi sonra Asiye de onların yanına geçer. Ben de buradayım bu akşam." "Sağol aslanım." Gökhan birkaç koruma ile kızları eve göndermişti. Sonra Asiye de yanlarına geçmişti. Hepsi hem ne olduğunu merak ediyor hem de korkuyorlardı. Yengelerinin ortada olmamasından Neva'yla ilgili bir sorun olduğunun farkındalardı.
Neva ise yavaş yavaş kendine geliyordu. Ağrıyan kollarını hareket ettirmek istedi, ama sandalyeye bağlı olduğu için başaramadı. "Ne istiyorsunuz benden!" Diye seslendi. "Prensesim, günaydın." Diyerek bir adam girdi içeri.
Neva Gökçe'den
Bu adamı tanıyordum bir yerden ama, çıkaramamıştım. Sonra taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. "Cihangir!" "Benim güzelim." Ellerini saçlarımda gezdirmeye başladığında iğrenmiştim. Gözlerimi kapattım tiksintiyle. "Bırak beni yalvarırım. Ne istiyorsan veririm." "Benim istediğim tek şey sensin güzelim. Alihan'la zorla evlendiğini biliyorum. Kurtardım seni işte sevgilim." Bu adam hastaydı. Cevap vermemek belki de en doğrusuydu. "Hadi yemeğini ye prensesim." "Ama ellerim bağlı. Nasıl yiyebilirim?" "Ben seni ellerimle besleyeceğim." "Aç değilim Cihangir." Aniden öfke bürünmüştü gözlerine. Saçlarıma asıldı birden. Alihan'ın öpmeye kıyamadığı saçlarıma asılmıştı. Canımın acısıyla buruşturdum yüzümü. "Yiyeceksin dedim!" Başımı salladım olumlu anlamda. Zorla, tiksinerek yedim birkaç kaşık. Sonrasında ise bıraktı beni. Gittiğinde derin bir nefes aldım. Acaba Alihan anlamış mıydı kaçırıldığımı?
Yazar'dan
Bir gün geçmişti Neva kaçırılalı. Alihan'ın gözüne uyku girmemiş, kızarmış gözlerle karısından gelecek bir haberi bekliyordu. "Yok amınakoyayım hala bir haber!" Diyerek odasında duran vazoyu yere savurdu. "Abi sakin ol gözünü seveyim. Yengem seni bu halde görürse ne der?" "Gelsin de anamı ağlatsın, razıyım. Yeter ki gelsin Gökhan." "Abi gelecek yengem. Bulacağız onu. Kızlar birazdan burada olurlar. Bu şekilde görünmeyelim onlara" aniden sinirle Gökhan'a döndü Alihan. "Kimse, evden burnunun ucunu bile çıkarmayacak! Duydun mu!" "Tamam abim. Ben hemen arar söylerim şimdi. Sen söyleyene kadar evde dururlar." Alihan aklını kaçırmak üzereydi. Şuan suyuna gitmekten başka şansı yoktu Gökhan'ın.
Neva Gökçe'den
Tam 1 hafta olmuştu Alihan'sız. Ne gözüme doğru dürüst uyku giriyor, ne de yüreğimdeki korku azalıyordu. Aksine, her geçen gün daha da artıyordu korkum. Şu bir haftada mümkün oldukça Cihangir'in suyuna gitmeye çalışmıştım. En azından bu sayede ellerim ve ayaklarımı çözmüştü. "Güzelim, ben geldim. Özledin mi beni?" Dedi iğrenç sırıtışıyla. Sakin ol Neva... "hoşgeldin, evet özledim seni." Diyerek yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. İyice dibime girdiğinde midem ağzıma gelecekti. Tam dudaklarıma kapanacaktı ki, "Cihangir, ben hazır değilim." Dedim. Kafasını kaldırdı. "O güzel dudaklarını öpemeyecek miyim?" Öpemeyeceksin aptal herif "Ben hiç öpüşmedim. Hem de 1 haftadır bu karanlık depodayım. Kendimi pek iyi hissetmiyorum." Diye yalan attım. "Sen de haklısın güzelim. Ama sana biraz daha güvenmem lazım." Dedi saçlarımı okşarken. O pis ellerinden, suratından her şeyinden tiksiniyordum. Alihan bunu yapmak zorundayım sevgilim... ellerimi beline sardım Cihangir'in. Kulağına yaklaştım. "Bana birazcık zaman ver sevgilim. Sonrasında her şey senin istediğin gibi olacak." Diye fısıldadım. Kendimden de iğreniyordum şuan. Ama bu fısıldamam etkili olmuştu ki, bir elimi kemerinin çevresinde gezdirirken diğer elimle de belinden çekip arkama sakladığım silahını fark etmemişti. "Peki güzelim." Dedi sadece. "Benim biraz işlerim var. Sonra yine yanına geleceğim tamam mı?" Kafamı salladım onaylar anlamda. Cihangir çıkar çıkmaz şarjörünü boşalttım. Biraz uzağa attım silahı. Kurşunları ise sütyenimin içine saklamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomanceAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...