Kıvılcım

Düğün

14 gün sonra
Yazar'dan
Çok hızlı geçen bir 14 gün olmuştu. Alp, Alihan'ın teklifini kabul etmiş, ama kardeşine sürpriz yapmak için Gökçe'ye bir şey söylememişti. Bu 14 günde, Alihan sürekli Neva'yı görmek istemiş, Alp türlü bahanelerle kovmuştu Alihan'ı. "Kardeşimin canı istemiyor, kardeşim senin yüzünden hasta oldu, kardeşim günlerdir banyoda, Gökçe'm uyuz oldu, karantinaya aldık." Gibi türlü yalanlarla Alihan'ı uzak tutmuştu. Alihan biliyordu elbette bunların yalan olduğunu. Sabret...şunun şurasında ne kaldı, hep yanında olacak artık... diye geçirdi içinden hep. Alp'in içi Alihan'ı tanıdıkça biraz olsun ferahlasa da, yine de kardeşini paylaşamıyordu kimseyle.
Alihan, damat tıraşını olmak için berbere gitti. Tüm Mardin Alihan Arslanoğlu ile Neva Gökçe Demirhan'ın akşam olacak düğününü konuşuyordu. Gökhan sağlam bir bahşiş bıraktı çırak çocuğa. Berberin parasını da ödeyerek evlerine geldiler. Alihan, siyah bir damatlık diktirmişti. Gökhan da siyah bir takım giyecekti. Asiye ile Gökhan hazırlanmak için kendi odalarına geçmişlerdi. Asiye salık bıraktığı maşalı saçları, kırmızı elbisesiyle göz alıcı görünüyordu. Gökhan kıskanç bir adamdı. Asiye'yle öğrenmişti kıskançlığının ne aşamada olduğunu. Alihan da henüz farkında değildi. Kız kardeşleri abilerinin sınırlarını bilirler, o çerçevede hareket ederlerdi. Bu yüzden hiç uyarma ihtiyacı hissetmemişlerdi. İki erkek de hem şehir dışı hem yurtdışında eğitim alıp modernleşmiş olsalar da , ikisinin de içinde Mardin ağası yatıyordu sonuçta. Asiye'ye sarıldı arkasından Gökhan. "O ruju biraz silseniz mi Asiye Hanım?" Dedi yanağından bir öpücük alırken. Asiye Gökhan'ın kolları arasında döndü ona doğru. "Siz silmek ister misiniz Gökhan Bey?" Diye sordu cilveyle. Adam, kadının dudaklarına yönelirken "memnuniyetle" diye fısıldadı. Biraz öptükten sonra, geri çekilen Asiye oldu. "Hadi toparlanıp inelim. Ben bir kızlara bakayım." Diyerek çıktı odadan. Gökhan karısına bakarak iç çekti. Çok güzeldi.
O da abisine bakmaya gitmişti. Abisi hazırlanmış, viskisini yudumluyordu. "Ooo bu ne yakışıklılık Alihan Ağa. Bana da var mı?" Diye sırıtarak sordu viskiyi gösterirken. "Olmaz mı? Gel." Diyerek doldurdu boş kadehi. İki kardeş keyifle sohbet ederek viskilerini içerken Asiye de kızların hazırlandığı odaya girmişti. Ceylin yengesini gördüğünde "Üfff yengeme bak. Abim seni nasıl saldı odadan?" Diye sinsice sırıttı. "Ceylin kapa çeneni görümcem falan dinlemem başını yolarım şimdi senin." Dedi utanarak. Asiye kızları süzdü şöyle bir. "Hepiniz çok güzelsiniz." Dedi gülümseyerek. Ceren'i hariç tutarak diğer iki kıza döndü. "Kız düğünde ortada bir iki salının da belki kısmetiniz açılır." Dedi. Ceren üniversiteyi bitirecekti, sonra evlenecekti. Alihan ve Gökhan'ın kız kardeşlerine öğretileri buydu. "Aynen yenge Alihan abimle Gökhan abim de o kısmetleri bir yerimize soksunlar." Dedi bıkkınlıkla. "Alihan için bişey diyemem ama Gökhan'ı hallederim ben." Diyerek güldü Asiye. "Yenge abime ne yapıyorsan artık parmağında oynatıyorsun adamı" diyip sinsice güldü Ceren. Asiye Ceren'in yanağından makas alarak "sen sus kız mini boy görümce." Dedi. Fatma hanımdan çekinirdi ancak evlendiği günden beri bu kızlar onu aralarına almışlar, kardeşi olmuşlardı. Asiye'nin de kıymetlisiydi Ceylin, Elif ve Ceren.
Fatma hanım oğullarının olduğu odaya girdi. Alihan'a bakarak, "oğlum hoca efendi ne zaman gelecek?Gelin hanım da yok ortalarda." Dedi. "İmam nikahı yarın kıyılacak anne." Dedi Alihan. Buralarda önce imam nikahı sonra resmî nikah kıyılırdı. Evlenmeden önce araştırmıştı Alihan. Hukuken önce resmî sonra dini nikahlarının kıyılması gerektiğini öğrenmişti. Neva'yı tedirgin etmemek için öyle yapacaktı, karşısındaki kadın cevval bir avukattı. Alihan'ın da hakkından bir tek o gelirdi zaten. "Bu ne saçmalık oğlum? Bunca zamanlık adetimiz, ne gereği var şimdi hem bu gece aynı odada yatmanız da haram o zaman." Dedi kadın. Alihan derin bir nefes aldı. "Ayrı yatacağız bu akşam zaten anne." Dedi. Kadın sinirle odadan çıktı. Neva Gökçe oğlunu etkiliyordu.
Neva Gökçe'nin geldiğini duyunca herkes avluya inmişti.
Alihan Arslanoğlu'ndan
Merdivenden indiğimde karşımda gördüğüm güzellikle olduğum yerde durdum. Kalbim... Bu kadın kalbe de akla da zarardı. Çok güzeldi. Bir fanusa kapatılacak kadar güzeldi hem de. Beyaz, kabarık gelinliğinin içinde prenses gibiydi. Ensesinde zarif bir topuz yaptırmıştı. Uzun bir duvak takmıştı.En sonunda hareket edip ona doğru yönelmeyi akıl edebilmiştim. Yaklaştığımda, adamlarıma işaret edip kutuları getirmesini istedim. Pırlanta kolyeyi boynuna takarken parmaklarım tenine değdiğinde o elektrik çarpması hissi yeniden geldi. Diğer kutudan büyük tek taşı da çıkarıp narin parmağına taktım. Gülümsedi zoraki şekilde. "Alihan, 2 dakika bakar mısın?" Diye seslendi Alp ilk defa insanca çağırınca merakla gittim yanına. Gözlerimi ondan alıp Alp'in yanına gittim. "Alihan, benim göz bebeğim sana emanet. Ben buradayım, onun hep yanındayım ama olur da ayağı takılır, yakınında olamam. Onu tut tamam mı? Düşmesin, düşerse kalkamaz. Bana seslenir, olur da duyamam. Sen duy olur mu?" Dedi gözleri dolu dolu. Elimi omzuna koydum. "Bana emanet. Onun değil düşmesine, tökezlemesine bile müsaade etmeyeceğim." Dedim. Etmezdim. "Gök gürültüsünden çok korkar Gökçe'm. Ama saçını okşasan hemen sakinleşir. Bakma bu kadar dikbaşlı göründüğüne, kırılgandır benim kardeşim. Onu kırarsan, canımın canını yakarsan, senin canını alırım Alihan." Dedi Alp. Kafamı salladım. Birkaç dakika sonra karım olacak güzelliğin yanına gidip girmesi için kolumu açtım. Girdi koluma. Ceylin'in iki gün önce gelin çiçeği seçmeyi unuttuklarını söylemesiyle, aklıma Neva'nın en sevdiği çiçeğin şakayık olduğu geldi. Mardin'de bulamayıp civardaki illerde aratmış, buldurmuştum. Kenardan çiçeğini alıp ona verdim. Şakayıkları görünce gözlerinden bir parıltı geçti. Ölsem unutamam. "Teşekkür ederim." Diye mırıldandı. Gerçekten kırılgandı bu kadın. Karşımda son 15 gündür gördüğüm kadın ile, bana İstanbulda meydan okuyan dişi aslanın alakası yoktu. Nikah memurunun geldiğini öğrenince içeri girdik. Çok kalabalıktı. 2500 kişilik bir düğündü. Tüm Mardin'in beklediği bir düğün. Nikah masasına geçtik.