Neva Gökçe'den
Alihan'ım olmadan koskoca bir hafta geçti. Hepimiz, Alihan'ın her uyanmadığı gün daha da çöküyorduk sanki.Ben ise iki gündür oğlumu emziremiyordum. Sütüm kesilmişti. Ona bile yararım dokunmuyordu.
Mamasını hazırlayıp biberonunu alıp çıktım odaya. Hala Gökhan'ın isteği üzerine onların evinde kalıyorduk. Hala Alihan'ı yaralayan adamı bulamadıkları için tehlikenin devam ettiğini söylüyordu.
Oğlumun ağlamasını duyunca hızlandırdım adımlarını.
"Yenge susturamadım. Çok acıktı herhalde." Dedi Ceylin kucağında sakinleştirmeye çalışırken.
"Tamam canım sorun yok. Sen ver bana ben onun mamasını içireyim hemen." Diyerek aldım oğlumu.
Hemen biberonu ağzına götürdüğümde kavrayıp mamasını içmeye başladı. Alihan'ımın minyatürü resmen.
"Yenge sen Yiğit Efe'yi doyur. Ben de hazırlanayım. Sonra çıkarız hastaneye gitmek için. Olur mu?"
"Olur tabi. Ben üstümü giyindim zaten. Doyurayım, çıkarız."
Ceylin başını sallayıp çıktı odadan.
Oğlum ise mamasını içerken güzel gözlerini bana dikmiş, beni seyrediyordu. Babası kılıklı...
"Annem, sen de çok özledin babayı dimi? Ben de çok özledim aşkım. Benim güzel oğlum. Babayla birlikte evimize döneceğiz. Söz veriyorum sana bebeğim." Diyip başına bir öpücük kondurdum.
Biberondaki mamayı bitirdiğinde gözleri kapanmaya başlamıştı. Fırsatı değerlendirip hemen uyutup yatırdım yatağa.
Yanına yastıkları da koyduktan sonra çıktım sessizce odadan.
"Asiye kuzum, biz çıkıyoruz. Yiğit Efe'yi uyutup telsizini yanına bıraktım. Sana emanet." Diyip sarıldım Asiye'ye.
"Aklın kalmasın canım. Güzel haberleri bekliyorum."
"İnşallah..."
Kızlar da hazır olunca arabalara binip hastaneye geldik. Her gün görmemize izin veriyorlardı. Çok kısa kısa da olsa hepimiz tek tek giriyorduk yanına. Tabi süre konusunda bazen biraz daha kalmak isteyip hemşirelerin sabrını zorlayabiliyordum.
Hepsi tek tek girdiğinde ben en sona kaldım.
Steril kıyafetleri giyip yatakta yatan kocamın yanına doğru ilerledim. Büyük elini kavrayıp avuçlarımın arasına aldım.
"Çok üşümüşsün..." diye mırıldandım.
Buz gibi ellerini ısıtmaya çalışırken artık günlerdir korumaya çalıştığım o dik duruşum gitmişti. Yine sinirlerim boşalıp deli gibi ağlamaya başladım.
"Alihan uyan artık! Yalvarıyorum uyan ne istersen yaparım uyan ne olursun! Ben yapamıyorum...Oğlumuza tek başına yetemiyorum. Bizim sana ihtiyacımız var..." sonlara doğru sesim kısılmış, yüzümü eline kapatmıştım. Kokusu verilen tüm ilaçlara rağmen aynıydı hala...
Yüzümü elinden kaldırıp, bir elimi yanağına koydum. Diğer elim hala buz gibi olan elinin üzerindeydi.
"Yapamıyorum Alihan'ım... Yalvarırım uyan artık."
Gözyaşlarımın arasında güldüm aklıma gelenle. Psikolojim gerçekten iyi değildi...
"Hem hani sen 7-8 çocuk istiyordun? Hani sen isteklerini mutlaka yapardın? Alihan uyan da oğlumuza ve bana gel sevgilim. Ne istersen yaparım, sen yeter ki uyan..."
![](https://img.wattpad.com/cover/349805449-288-k12718.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomanceAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...