Herkese merhaba. Bu benim ilk hikayem.Umarım beğenirsiniz.Elimden geldiğince sık bölüm yüklemeye çalışacağım ancak sizlerden ricam, eğer hikayem hoşunuza giderse vote ve yorumlarınızı esirgemeyin olur mu? :) Eleştiriler olursa da lütfen paylaşın :) Sevgiler :)
Yazar'dan
Yine yoğun bir güne uyandı genç kadın. Lavaboya girip dişlerini fırçaladı önce. Sonrasında da yüzünü yıkayıp güneş kremini sürüp giyinme odasına geçti. Siyah kalem, v yakalı bir elbise seçti dolabından. Hemen dizinin üstünde bitiyordu. Altına da siyah stilettolarını seçince vakit kaybetmeden giyindi. Makyaj masasına geçti. Toprak tonlarında, hafif buğulu bir göz makyajı yaptı kendine. Siyah incecik bir kalem çekti. Rimelini sürüp, uzun kirpiklerini dolgunlaştırdı. Hafif bir allık sürerek, dolgun dudaklarına şeftali tonlarında bir gloss sürüp kahverengi saçlarını düzeltti. Kadının bu duru güzelliğine rağmen çok az ilişkisi olmuş, bu ilişkiler de çok kısa süreli olmuştu. Arkadaşlık ilişkilerinde de, partner seçimlerinde de oldukça seçiciydi. Hiçkimseye tam olarak güvenemiyordu. Bir arkadaşı hariç...
Parfümünü boynunun yanına doğru sıktı. Yalnızca 2 fıs sıkardı parfümünü. Parfümüyle duş alanlara asla anlam veremezdi. Makyaj masasından kalkarak boy aynasında süzdü şöyle bir kendini.
Neva Gökçe Demirhan...
25 yaşında, genç, fakat yaşına göre çoğu rakibini titreten, gözü kara bir avukattı. Mardin'de doğmuş olsa da henüz 8 aylıkken ailesiyle İstanbul'a taşınmıştı. 22 yaşında Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş, 1 yıl yasal stajını yapmış ve ruhsatını alır almaz İngiltere'ye ticaret hukuku alanında yüksek lisansını yapmaya gitmişti. 1 yılın sonunda yüksek lisansını tamamlamış ve henüz geçen sene ülkeye dönmüş, kendi bürosunu açmış ve çok sayıda dava almıştı. Ağırlıklı olarak şirket davalarına bakarak büyük meblağlar kazanıyordu. Kendisine sığınan kadınları da asla geri çevirmiyordu.
Babası Halit Demirhan, Mardin'de Demirhan aşiretinin ağasıydı. Oldukça saygın, ailesine düşkün, işkolik bir adamdı.Eşi Selma Hanım ile 28 yıllık evliliklerinden iki çocukları vardı. Alp ve Neva...
Selma Demirhan'ın ise Mardin ile ilgisi yoktu aslında. Sevdiği adamı bırakmamak için gitmişti Mardin'e... Aslında Ankara'da doğup büyüyen bu kadın, Mardin'in kültürüne kısa sürede alışmış, sevdiği adamla bir yuva kurmuştu. Önce oğulları Alp doğmuştu. Ondan hemen 2 yıl sonra ise Neva Gökçe'yi almışlardı kucaklarına. Halit Bey, kızı doğunca oldukça korkmuştu. Kızının değer görmeyeceği, töre safsatasının arkasına sığınarak iş gören insanların, kızına dokunmalarından, zarar vermelerinden korkmuştu. Sonrasında ise Neva Gökçe 8 aylıkken kızını, sevdiği kadını ve oğlunu almış, ablaları, kardeşleri ve annesini Mardin'de bırakarak İstanbul'a gelmişlerdi.
Halit Bey ile Selma Hanım için çocuklarının başarısı önemliydi yalnızca. Onlar başarılıysa, gerisi teferruattı. Her zaman en iyisi onların çocukları olmalıydı. Her iki çocuğundan da hiçbir şey esirgememişler, her şeyin en iyisi ile büyütmüşlerdi. Hep en iyi okula göndermişler, özel dersler aldırmışlardı. Çünkü bu çift, sevgiyi yalnızca çocuklarının istediklerini almak, derslerini sormak zannediyorlardı. Alp ise mimar olmuştu. Kendi şirketini kurmuştu. Babası gibi aksi biriyle yapamazdı o.
Neva Gökçe'den
Odamda hazırlandıktan sonra çantamı da alıp aşağı indim. Çantamı salona koltuğa bırakınca bir ıslık sesi duydum. "Üff bee kardeşime bak güzeller güzeli" diye seslenmişti Alp. Küçük bir kahkaha attım. "Sana da günaydın Alp" diyip gülümsedim. Annemle babam da masaya gelince "Günaydın" dedim gülümseyerek. Her ikisinden de aldığım cevap somurtkan şekilde "günaydın" oldu. Zaten annemle babamın güldüğü, saçımızı okşadığı anlar o kadar nadirdi ki... Hepsi Neva'nın hafızasına kazınmıştı sanki. Mesela annesi bir tek lise mezuniyetinde sarılmıştı ona. Babası Hukuk Fakültesi'ni bitirdiğinde yalnızca gururla bakmıştı ona. Onun bu evdeki tüm dünyası Alp'ti. Aynı şeyi de Alp, Neva için hissediyordu.
Başımı iki yana sallayarak kahvaltı masasına oturdum. "Gökçe'm?" Alp'in sesiyle ona doğru baktım. "Bugün müsaitliğin varsa bana uğrayabilir misin?Mardin'den gelen bir mimarla ortaklık sözleşmesi imzalayacağım. Avukatım olarak sen de ol istiyorum." Gülümsedim. "Tabi ki" diyecektim ki babamın gür sesi duyuldu. "Ne ortaklığı bu?Tabii sen kim kendi işini kurup bir de yönetmek kim?Batırdın işleri şimdi de ortak arıyorsun değil mi kendine?" Alp'in bir şey söylemesine izin vermeden araya girdim. "Baba yeter... Alp'in ne kadar büyük işler yaptığını bilmiyor musun? Koskoca bir alışveriş merkezinin mimari projesini üstlendi. Nasıl tek başına altından kalksın? Ortak olmak için illa şirketin batması mı lazım?" Diye söylendim. Annem alayla güldü. "Hah.. Konuştu avukatın Alp" diye güldü. Alp ayağa kalktı. "Gökçe'm gel güzelim ben sana şirkette kahvaltı ısmarlarım. Karı-koca yine boğazımıza dizdiler"
Ayağa kalkıp, annemle babama sitemli bir bakış atıp Alp'i takip ettim. "Sen arabanı al, ben seni takip edeyim" dedim Alp'e. Başıyla onayladı. O siyah Range Rover'ına binerken, ben de gri Mercedes Gla'ma binerek onu takip ettim. Bu araba babamın bana mezuniyet hediyesiydi. Bize böyle pahalı hediyeler alarak sevgilerini gösterdiklerini düşünüyorlardı yalnızca. Belki onların da öğretisi böyleydi ama işte... Böyle büyütülerek kalbinde bir yerlerinde eksiklikler vardı. Doldurulması güç eksiklikler...
Yazar'dan
Nihayet işyerine geldiklerinde indi arabasından. Alp'in güvenliklerinden birine anahtarı verdi arabayı park etmesi için.
Şirkete Alp ile birlikte girdiler. Koridorda Neva Gökçe'nin topuklu ayakkabılarının sesi yankılanıyordu sadece. Çalışanlar Alp'i görünce başlarını eğip çalışmalarına geri dönmüşlerdi sadece. İş yerinde Alp de babası gibi çok titiz, sert ve katıydı. Hataya tahammülü yoktu ama babasından farklı olarak o Gökçe'sine, kız kardeşine kıyamıyordu. Göz yaşı için dünyayı yakardı.
Alp'in odasına girdiklerinde Alp, siyah ceketini dilsiz uşağa astı. "Gökçe'm, kahvaltını yapmadın ne söyleyeyim sana? Tost, omlet?"
"Yok Alp, yemeyeceğim.Ama bir kahveni içerim" dedim gülümseyerek. "Şimdi ısrar etsem de yemeyeceksin değil mi inatçı keçim?" Gülümseyerek ayağa kalktı genç kadın. "Cık" sesi çıkarıp abisinin yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Alp odasına iki kahve söyleyip arkasına yaslandı.
"Kimmiş bakalım bu ortağın?" Dedi Neva Gökçe.
"Alihan Arslanoğlu" Dedi Alp ve devam etti "Ben aslında kardeşi Gökhan'ı tanıyorum.Aynı okulda okumuştuk, aynı dönemdeydik de. O da abisi Alihan ile çalışıyor aslında.Ben bu alışveriş merkezi işini aldığımda tek başına nasıl altından kalkacağım derken Gökhan imdadıma yetişti, hallederiz dedi sağolsun"
"Alp, ben seninle gurur duyuyorum. Emin ol ki babam da seninle gurur duyuyor ama onun da bizi hırslandırma şekli bu maalesef. Babama üzülüp de sırt çevirme olur mu?"
"Güzelim benim..Sen düşünme bunları. Alışkınız sonuçta Halit Bey'in Selma Hanım'ın git gellerine" diyip gülümseyip kardeşini kolunun altına aldı.
Alp'in asistanı kahveleri getirdikten sonra yarım saat sonra toplantılarının başlayacağını haber verdi. Bu sırada Neva Gökçe, sözleşmeyi inceliyordu. Toplantıda hazırlıksız yakalanmamak için...O sırada sözleşmede gördüğü bir detayla kaşlarını çattı.
"Alp... avukatın olarak sözleşmenin 4.maddesine şerh koyduracağım.Sözleşmenin feshi durumunda koydukları cezai şart çok fazla, altından kalkamayız."
"İyi de sözleşmeyi feshetmeyi düşünmüyorum ki.O cezai şart da sorun olmaz bu yüzden."
"Alp ne olacağı belli olmaz. Kaç müvekkilim oldu senin gibi söyleyen. Biz işimizi sağlama alalım."
Gökçe'nin bu kendinden emin, garantici halleri Alp'in çok hoşuna gidiyordu. Toplantı saatinin geldiğini gördüğünde ayaklandı.
"Sen nasıl uygun görüyorsan öyle olsun avukat hanım. Hadi gel toplantı salonuna geçelim." Dedi. Gökçe onu takip ederek toplantı salonuna girdi.
Girmesiyle iki tane yakışıklı, neredeyse birbirinin kopyası olan adam gördü.
Alp kollarını açarak "Gökhan'ım!" Diye girdi içeri. Gökhan ayağa kalkıp gülümseyerek sarıldı Alp'e.
Yanındaki adam ise Neva Gökçe'den oldukça etkilenmişti. Dik, kendinden emin bir şekilde elini uzattı Gökçe'ye doğru.
"Alihan Arslanoğlu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomansaAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...