1 ay sonra
Asiye'den
Bugün bebeğimizin cinsiyetini öğrenecektik. Karnım bayağı bir belirgindi artık. Tabii bunda 4 ay içerisinde aldığım altı kilonun da büyük etkisi vardı.
Bebek her ne kadar birkaç gram da olsa, yarattığı iştahım çok fazlaydı. Ben de karşı koyamıyordum önümde yemek görünce. Artık bulantılarım da bitmişti tamamen.
Yatakta doğrulup yanımda yatan kocama baktım. Nasıl huzurlu uyuyordu. Elimi yumuşakça yanağına koydum. Kirli sakalları avuç içime hafifçe batıyordu.
"Aşkım?" Diye seslendim. Tepki vermediğini görünce eğilip dudaklarına bir öpücük bıraktım. Gülümseyerek açtı gözlerini.
"Günaydın."
"Günaydın güzelim." Derken yüzüme düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırmıştı.
"Hadi kalkalım sevgilim. Kahvaltı yapıp hastaneye gideceğiz." Dedim heyecanla. Heyecanım ona geçmiş olacak ki doğruldu hızla.
"Karım bana duşta eşlik etmek ister mi acaba?"
"Neden olmasın?" Diyip gülümsedim. Şu sıra Gökhan'a karşı duyduğum istek de bitmiyor, tükenmiyordu.
Hormonlarım tüm vücudumu ele geçirmişti...
Güzel bir duş aldıktan sonra giyinme odamıza geçtik.
Ben beli lastikli, saten bir etek ve üstüne bir kısa kollu tişört seçmiştim. Artık Nisan ayındaydık ve hava benim için yeterince sıcak hale gelmişti.
Gökhan'ın da giyindiğini gördüğümde beğeniyle süzdüm. Bu adam bana bir süredir çok daha karizmatik geliyordu.
"Yine çok yakışıklısın." Diyerek bu düşüncemi sesli olarak dile getirdim. İçten bir kahkaha attı.
Yerim seni be adam. Yer bitiririm..
"Eh yanınıza yakışmak için bir şeyler yapıyoruz Asiye Hanım." Diyerek yanağıma bir öpücük kondurunca mest oldum.
"Saçmalama aşkım." Diyip bir öpücük de ben kondurdum yanağına.
O sırada karnımdan gelen gurultuyla yerin dibine girebilirdim. Tam Gökhan gülecekti ki kaşlarımı çattım.
"Sakın güleyim deme!" Dedim. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Önden buyrun güzel hanımefendi. Kızımla sizi doyuralım."
Güldüm. Bir yandan yürürken bir yandan da konuştum.
"Kız olacağından fazla eminsin aşkım?"
"Evet yavrum belirleyici kromozom benden geldi ya." Deyince bir kahkaha attım.
"Nasıl bir mantık bu Gökhan ya." Dedim kahkaha atmayı durdurmaya çalışırken.
O da güldü.
"Sen hep böyle gül Asiye'm." Dediğinde yine eridim.
Masaya oturduğumuzda şöyle iştahla masaya bir göz gezdirdim.
"Hadi hadi başla güzelim."
İştahla yemeğe başladığımda tabağıma aldığım şeylerin sadece hamurişinden ibaret olduğunu biraz geç fark etmiştim.
"Yavrum şu omletle peynirden de ye biraz. Besin değeri yok ki yediklerinin güzelim." Derken biraz omlet ve peyniri tabağıma bırakmıştı.
Kafamı salladım hızlıca. Midemde her şeyi yiyecek kapasite varmış gibi hissediyorum.
Kısa bir süre sonra tabağımdakileri bitirdiğimde nefes alamadığımı hissetmiştim.
"Of Gökhan niye durdurmuyorsun aşkım beni. Yine çok yedim." Diye sızlandım.
Gökhan şaşkınlıkla ağzını aralamıştı.
"Güzelim dün durdurmaya çalıştım. Bana lokmalarımı mı sayıyorsun çocuğumuz için yiyorum diyip muz kabuğunu kafama atmıştın?" Dedi şaşkınlıkla.
Evet yapmıştım. Kıpkırmızı olduğumu hissediyorum utançtan.
"Şey.. ama o dün yediklerim için geçerliydi." Diye geveledim.
Gökhan akıllı adamdı. Beni de çözdüğünden konuyu kapattı. Saatine baktı. Her hareketini süzmeyi çok seviyordum.
"Güzelim hadi gidelim randevuya geç kalmayalım."
Heyecanla ayaklandım. Çantamı alıp Gökhan'ın arkasından onu takip edip arabaya bindim. Önceden eli sürekli karnında gezen hamilelerle alay ederdim. Tut tut da düşmesin dediğim bile olmuştu tabii içimden. Ama hamilelikle birlikte gelen güncellemeyle o el karından hiç ayrılmıyormuş. Özellikle de içindeki canın büyüdüğünü hissettikçe, elimi hep onun üstünde tutmak istiyordum.
"Neyi düşünüyorsun güzelim?"
"Hiç..Bebeğimizin nasıl bir mucize olduğunu düşünüyorum. Gökhan, iyi ki yolum sana düşmüş sevgilim. Sen olmasan ne aşkı bilirdim, ne de başka doktor arayıp tedavi olurdum. Sen benim en büyük şansımsın." Diyerek içimde tuttuklarımı söyledim.
O kadar içten gülümsedi ki. Dayanamayıp biraz doğrulup yanağına bir öpücük kondurdum.
Geldiğimizde arabayı park ettiğinde indim. İçim içime sığmıyordu.
Gökhan hastaneye geldiğimizde elimi tuttuğunda çektim kibarca. Buralarda pek hoş karşılanmazdı. Ama o inatla elimi alıp sıkıca tuttu. Hep öyleydi zaten. Benim bıraktığım noktada o elimi alır, sımsıkı tutardı. Gökhan'ım...
"Çok heyecanlıyım Gökhan."
"Sorma..Al benden de o kadar. Gerçi cinsiyetinin ne olduğu bizim heyecanımızı, mutluluğumuzu değiştirmeyecek de işte. Merak ediyorum."
"Ben de öyle sevgilim."
"Sen otur güzelim,kimliğini de ver bana." Kimliğimi verdiğimde bankoya ilerleyip kaydımı açtırdı.
Sonrasında yanıma gelip oturduğunda yine kucağımdaki elimi almış, sımsıkı tutarak eline hapsetmişti. Kısa bir süre sonra kendi adımı duyduğumda ayaklandım hızla.
"Asiye'm yavaş." Diyerek Gökhan beni uyarmış olsa da umursamadım. Hatta neredeyse onu çekiştirerek doktorun odasına götürmüştüm.
"Hoşgeldiniz." Diyerek bizi güler yüzüyle karşılamıştı Burcu Hanım.
"Hoşbulduk." Dedim keyifle. Karşısındaki sandalyelerden birine ben diğerine de Gökhan oturmuştuk.
"Nasıl gidiyor hamileliğiniz?Bir sorununuz, şikayetiniz var mı?"
"Bir sorunum olduğunu hissetmiyorum da.Çok yiyorum ben. Kontrolsüzce yiyorum. Şiştim, altı kilo aldım." Dedim sonlara doğru gözlerim dolarken. Gökhan da bunu anlamıştı ki hızla bana doğru dönüp dolan gözlerime baktı.
"Güzelim ağlama dur." Diyebilmişti sadece. Adamı şoktan şoka soktuğum için artık kelimeleri yetmiyordu tabi.
Burcu Hanım da gülümsemişti. Ben ağlıyordum kadın gülüyordu hale bak.
"Asiye Hanım bu çok normal. Dokuz ay uzun bir süreç. Bir döneminde iştahınız açılır, bir döneminde normale dönebilir ya da dönmeyebilir de doğuma kadar. Ama sizin zaten kilo almayla ilgili bir probleminiz yok, gayet güzel görünüyorsunuz. Kilonuz da normal.O yüzden bu sürecin keyfini çıkarabilirsiniz." Dediğinde rahatlamıştım. Güzel konuşmuştu valla ben ikna oldum. Ha büyük bir ihtimalle yeme deseydi de kendime hakim olamayıp yemeğimi bolca yerdim.
"Bir de çok duygusallaştı." Diyerek lafa girmişti Gökhan.
"Bu süreçte bu da çok normal." Diyerek yanıtlamıştı Burcu Hanım.
"Sizi sedyeye alayım mı?" Dediğinde Gökhan hemen araya girmiş, "Yavaş kalk." Diye uyarmıştı beni. Gözlerimi devirdim.
"Siz hazırlanın ben hemen geliyorum."demişti doktor.
Başımla onaylayıp sedyeye uzandığımda, Gökhan eteğimi biraz indirip tişörtümü sıyırmıştı. Bir miktar kağıt havluyu da eteğim ve karnım arasına sıkıştırdı.
"Teşekkür ederim." Deyip gülümsediğimde eğilip alnımdan öpmüştü. Her öpüşünde sanki minnetini sunuyormuş gibi hissediyordum.
O sırada doktor da gelip ultrason cihazını açmıştı.
Karnıma jeli sıktığında Gökhan'la son üç aydır olduğu gibi el ele, ekrana bakarak bekliyorduk yine.
"Evet..Bakalım bebeğiniz kendini gösterecek mi?"
İlk başta o aşık olduğum sesi duyduk.Kalp atışlarını. O sırada biraz daha büyümüş bebeğimizi hayranlıkla seyrediyorduk ekranda.
"Gökhan..İnanılmaz değil mi?Her kontrole geldiğimde aynı şaşkınlığı yaşıyorum. Her geldiğimde daha çok büyüleniyorum."
Gökhan kocaman açtığı gözleriyle ekrana bakarken beni sadece başıyla onaylıyordu.
Sonrasında doktor bize döndü.
"Cinsiyetini öğrenmek istiyorsunuz değil mi?"
Gökhan'ın fikrini biliyordum ama yine de teyit etmek için ona baktığımda, istediğini anlatır şekilde gözlerini açıp kapatmıştı.
"İstiyoruz." Dedim.
"Küçük hanımın keyfi gayet yerinde. Boyu, kilosu ve gelişimi de gayet normal." Demişti gülümseyerek.
Kızım..Bizim kızımız..
Gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. Gökhan doğru hissetmişti. Hızla başımı ona çevirdiğimde benden farksız olduğunu gördüm. Gözleri dolu doluydu.
"Bu da bebeğinizin 17.haftaya ait fotoğrafı." Diyerek ultrason resmini vermişti.
"Siz toparlanın, ben bir vitamin daha yazacağım size." Diyerek yanımızdan ayrıldı.
Gökhan ise karnımdaki jeli temizleyip üstümü düzeltmişti. Titreyen ellerini tutup bir öpücük kondurdum.
O ise bana gülümseyip beni sedyeden kaldırmıştı.
Doktorun verdiği reçeteyi de alıp şirkete geçmiştik.
"Güzelim iki dakika odama gelir misin?" Dedi. Arabada da tek kelime etmemişti. Duygusallığına vermiştim. Ama içime de bir kurt düşmüştü. Acaba iş ciddileşince kızı olsun istemiyor muydu diye düşünmüştüm.
Odasına girer girmez kapıyı hızla kapatmış, beni kapıyla arasına kıstırmıştı ama hareketleri çok yavaştı. Sanki incitmekten korkar gibiydi.
Aniden dudaklarımda dudaklarını hissettiğimde şaşırmıştım. Ama kısa süre içinde toparlanıp yumuşak öpücüğüne karşılık vermiştim.
Nefessiz kaldığımı hissettiğimde ayırdım dudaklarımızı. Alnını alnıma dayadı.
"Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum." Dedi.
Anlayamamıştım.
"Neden sevgilim?"
"Bana sevilmeyi öğrettin.Yetmedi bir de bana evlat veriyorsun. Seni tanıdığım günden beri hayalini kurduğum minik kız çocuğunu veriyorsun bana. Ben daha ne isteyeyim Asiye'm?"
Beni ilk tanıdığı günden beri böyle bir hayal kurmasına hayli şaşırmıştım. Gözlerim doldu yine.
"Asıl ben sana teşekkür ederim aşkım. Sen de bana sevmek nedir onu öğrettin. Ayrıca bu bebeği de tek başına yapmadım." Diyerek gülmüştüm göz yaşlarım arasında. O da gülmüştü. Bir elini de karnıma götürüp okşadı.
"Kızım, benim küçük meleğim. Hayatımıza hoşgeldin babacım." Diyerek bir öpücük de karnıma kondurmuştu.
"Hadi silelim bu güzel gözlerindeki yaşları. Abimin odasına çıkalım. Herkes oraya toplaşmış bizim gelmemizi bekliyorlarmış. Elif mesaj atmış." Diyerek sırıttı Gökhan.
Toparlanıp odadan çıktım. Gökhan da belimden destekleyerek yürüyüp Alihan'ın odasına girdik.
"Ay hele şükür çatladık burada." Dedi Elif. Gözlerimi devirdim.
"Neymiş amcasının bir tanesinin cinsiyeti?" Diyerek sormuştu Alihan. Neva da beklentiyle bana bakıyordu.
"Kız!" Dedim neşeyle.
Herkesten bir sevinç nidası kopmuştu. Kısa bir sarılma faslının ardından dağılmıştık ama bu küçük kız, sadece varlığıyla bile ailemize şimdiden iyi gelmişti.Yeni bölüm geldiii❤️❤️Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorumm❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomanceAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...