Yazar'dan
Nişandan sonra Ceylin öğlene dek uyumuştu. Resmen sinirleri gevşemişti. Geceyi kazasız belasız atlattığına seviniyordu. Yatağında yatarken, elindeki yüzüğüne baktı. O sırada telefonuna gelen bildirimle eline aldı telefonu.
Alp ❤️-Günaydın güzeller güzeli nişanlım.
Ceylin de "Günaydın aşkım." Yazıp yollamıştı. Mesajı gören Alp hemen aramış, birkaç dakika sohbet etmişlerdi. Ceylin'in odasına direk dalan Elif'le irkilmişti Ceylin. "Yavaş be." Diye fısıldadı Elif'e. Elif ise omuzlarını silkmişti sadece. Kısa bir süre sonra Alp'le vedalaşıp telefonu kapatmıştı Ceylin. "Ne var?" Dedi odasına giren Elif'e. "Kızım kış uykusuna mı yattın? Abim kaldır artık kahvaltısını yapsın dedi." "Uyandım uyandım. Hazırlanıp iniyorum." "Tamam." Diyerek odadan çıktı Elif. Kısa bir süre sonra da aşağıya inmişti.
"Günaydınn." Dedi mutlu sesiyle. "Günaydın." Dedi Neva da aynı neşeyle. Alihan her zamanki gibi kısa bir günaydınla cevap vermişti.
Ceylin kahvaltısını yaparken, bileğinde duran Neva'nın bilekliğini çıkarıp Neva'ya uzatmıştı. "Yengem dün gece bileğimde kalmış tekrardan çok teşekkür ederim." "Onu yengenden küçük bir hediye olarak kabul et canım. Hiç kullanmadım zaten." "Yok yenge olmaz öyle şey." "Sus ben senin hem yengen hem görümcenim." Dedi Neva sırıtarak. Ceylin de gülmüştü.
Bir süre sonra Neva Alihan'ı çalışma odasına çağırmıştı. "Aşkım, ben şimdi Ceylin'e bilekliği hediye ettim ya. Elif ve Ceren'i ayırmak istemiyorum. Bugün kuyumcudan o ayar bir şey alsam kızlara? Hem Ceylin'in kopan bilekliğini de yaptırayım." "Yavrum yorulma. Kapıdaki çocuklardan birine ver bilekliği halletsinler. Modelleri de atsınlar sana ne beğeniyorsan onu alırlar." "Ya aşkım market alışverişi de yapacağım. Onlar beceremez şimdi." "İyi madem birlikte gidelim." "Tamam aşkım." Diyerek bir öpücük kondurdu Alihan'ın dudağına Neva. Alihan sırıtmıştı.
Kısa sürede hazırlanıp çıkmışlardı. Önce kuyumcuya gitmişlerdi. Elif ve Ceren'e bileklik seçtikten sonra Neva birkaç takıya gözlerini gezdirirken, Alihan da koltukta oturuyordu. Neva kendine bir şey almayınca kaşlarını çattı. "Güzelim beğendiğin ne varsa al." "Kocacım, zaten evimizde sayende minik bir mücevher dükkanımız var. Bunlara gerek yok." Demişti. "Sen nasıl istersen." Dedi Alihan. Nasılsa karısı istemese de alıyordu. Ödemeyi yaptıktan sonra çıkıp kasap alışverişini yaptılar önce birlikte. Sonrasında da markete girdiler. 3 saat sonra evlerine dönmüşlerdi.
Üstlerini değiştirdikten sonra Neva direkt mutfağa girmişti yemek hazırlamak için. "Yavrum neden bu kadar erken başladın yemeğe?" "Çünkü bu akşam zahmetli bir yemek yapacağım." "Hmm neymiş o?" Dedi Alihan Neva'nın iyice dibine girerken. "Sürpriz aşkım. Şimdi ayağımın altında dolanma da ben de yemeğe başlayayım." Alihan karısının bu açık sözlülüğüne kahkaha attı. "Peki madem hanımağam. Kızları çağırayım mı yardım etsinler?" "Ay yok aşkım. Tekken daha iyi. Belki sonra masaya falan yardım ederler." "Tamam yavrum nasıl istersen. Ben salondayım." Neva ise uzaktan bir öpücük atmıştı sadece. Alihan iç çekti sadece. Yanıyordu Neva'ya.
Neva ise halasının verdiği tarife göre kaburga dolmasına başlamıştı bile. Uzun süre uğraşmış, ama kaburga dolmasını yapmıştı akşama doğru. O pişerken salata yaptı yanına. Menüye ve yöreye çok zıt olarak, canı çektiği için sakızlı muhallebi dahi yapmıştı. Alihan uzun zamandır sesi çıkmayan karısını kontrol etmek için mutfağa girdi. "Mis gibi kokuyor yemekler." Tam Alihan tencerenin kapağını açacaktı ki Neva durdurdu onu. "Ya aşkım açma sürpriz diyorum." "İyi peki madem. Çok yoruldun sen sana kahve yapayım mı?" Diye sordu Alihan. Neva'nın gözleri parladı. Onaylar anlamda başını salladı ve mutfaktaki sandalyeye oturdu. Kısa süre sonra hem kendine hem de Neva'ya yaptığı kahveleri masaya bıraktı. "Aşkım birtanesin. Teşekkür ederim." Dedi Neva gülümseyerek. "Afiyet olsun güzelim." Dedi Neva'nın karşısındaki sandalyeye otururken. O sırada kızlar da mutfağa gelmiş, masayı kurmaya başlamışlardı bile.
Kaburga dolması piştiğinde, kızlar da yemeği tabaklara koymaya yardım ediyordu. Alihan ise masada bekliyordu. "Ay yenge, abim bayılacak. En sevdiği yemek." "O seviyor diye yaptım ama umarım olmuştur. Hiç görmemiştim kaburga dolmasını." Dedi Neva. "Valla görüntü müthiş." Dedi Elif. "Hadi bakalım."
Alihan yemeği görünce gözleri parlamıştı. "Sen kaburga dolması mı yaptın?" "Evet, umarım güzel olmuştur." "Mükemmel görünüyor." Biraz soğuduğunda Alihan midesine indirmeye başlamıştı bile. Kızlar da beğenircesine sesler çıkarmışlardı. Alihan yiyordu ama yorum yapmıyordu. Neva beklentiyle gözlerinin içine bakmaya çalıştı Alihan'ın. Nefes almadan tabağını bitirmişti Alihan. "Yavrum bir tabak daha var mı?" Gülümsedi Neva. "Beğendin mi?" "Bayıldım. Tencereyi yiyebilirim." Deyince kahkaha attılar. Neva bir tabak daha getirdiğinde Alihan onu da kısa süre içinde yemişti. "Yenge hadi siz abimle salona geçin. Biz toparlarız." Dedi Elif. Neva itiraz etmedi. Yorgun hissediyordu zaten.
Alihan'la salona geçtiğinde, Alihan Neva'nın avuç içlerini öptü. "Ellerine sağlık güzelim. Çok mutlu ettin beni." Dedi. Aşkla bakıyordu kadınına. Neva ise bir elini Alihan'ın yanağına koydu. Sakallarını okşarken "Afiyet olsun sevgilim. İstediğinde bir daha yaparım." Deyince gülümsedi Alihan. Kimse onun için bir şeyler yapmamıştı hiç. Allah'a bu kadını karşısına çıkardığı için bir kez daha şükretti.
Kızlar mutfağı toplamış, çayla beraber tatlıları getirmişlerdi. O sırada Neva kalkıp çantasından bugün aldığı bileklikleri çıkardı.
Birini Elif'e diğerini de Ceren'e uzattı. "Bunları size aldım." Dedi gülümseyerek. Kızlar utanarak aldı hediyelerini. "Beğenmediyseniz değiştirebilirsiniz." "Yok yenge, beğenmek ne kelime bayıldık. Çok teşekkürler." Dedi Ceren ve sımsıkı sarıldı Neva'ya. Elif de sıkıca sarılmıştı yengesine teşekkür ederek. Neva da sarılmalarına karşılık verdikten sonra Ceylin'in kopan bilekliğini de Ceylin'e geri vermişti. "Yenge gerçekten iyi ki varsın." Dedi Ceylin. "Siz de iyi ki varsınız." Dedi Neva mutlulukla. Bu aile, onun için huzurdu.
Sonrasında ise afiyetle tatlılarını yemişlerdi.
Kızlar odalarına çıktığında, Alihan yine Neva'yı sıkıştırma derdindeydi. "Alihan tamam bir elin ayağın rahat dursun. Bak kızlardan birine yakalanacağız salonun ortasında olmaz." "Yavrum seni evin her yerinde hayal ediyorum. Bunları fırsat buldukça icraata geçireceğim." Neva'nın ağzı açık kalmıştı. "Sen..sen nasıl bir sapık oldun benim başıma." "Sen kendini benim gözümden bir görsen, ne kadar iradeli bir adamsın derdin." İyice dibine girdi Neva'nın. Bir kolunu beline sarıp iyice kendisine kenetledi. Diğer elinin işaret parmağıyla da Neva'nın yüzünü yumuşakça okşuyordu. "Bu güzel yüzün.." sonra parmağını Neva'nın sol göğsünde gezdirdi. "Bu güzel kalbin.." sonrasında ise burnunu karısının boynuna gömmüştü. "Bu mis kokun.. benim mantığımı devredışı bırakıyor. Sana her gün daha çok aşık oluyorum Neva'm. Benim güzel karım." Bu sözlerle Neva'nın da mantığı devredışı kalmıştı zaten. "Sana çok aşığım Alihan." Diyerek ifade etti kendini. Neva da ne söylese az gelecekmiş gibi hissediyordu. Alihan Neva'nın kalçalarından tutup kucaklamıştı. Neva da düşmemek için bacaklarını beline sardığı an, kasıklarında Alihan'ın sertliğini hissetmesi fazla gecikmemişti. Odalarına geçtiklerinde Neva yine Alihan'a karşı koyamamıştı.
Ceren, Elif ve Ceylin sabah kahvaltıya yengesi ve abisini bekliyorlardı. Ancak gelen giden olmayınca, Ceren, seslenmek için yukarı çıkmış, abisi ve yengesinin odasının kapısında durmuştu.
"Ah!Alihan!"
"Yavrum bir rahat dur."
"Ah dur ya acıyor. Ah! Yavaş olsana Alihan."
Ceren'in yanakları kızarmıştı. Hemen aşağı kardeşlerinin yanına gitti. Alihan ise, karısının kesilen eline pansuman yapmaya çalışıyordu. Neva parfümünü sıkarken bir anlık şişe elinden kaymış ve kırılmıştı. Kırık camı toplarken de elinde küçük bir kesik olmuştu.
Ceren ise utana utana masaya geri döndüğünde, iki kız da meraklı gözlerle Ceren'e bakıyordu. "Ay ne siz sorun ne ben söyleyeyim. İş üstünde yakaladım kapıyı falan çalamadım." Kızlar kıkırdamışlardı. "Bu hızla bizim bir yeğenimiz daha olur bakın diyorum ben." Dedi Elif. Çok geçmeden Alihan ve Neva da kahvaltıya inmişlerdi. Hepsi sırıtarak bakıyordu. Neva anlamayan gözlerle süzdü hepsini. "Günaydın günaydın." Dedi Elif sırıtarak. "Günaydın." Dedi Neva. Elini masanın üstüne koyduğunda elindeki bant Ceylin'in dikkatini çekmişti. "Yenge eline ne oldu?" "Ya biraz önce parfümüm kırıldı. Toplarken de elimi kestim." Kızlar bir anlık bakışsalar da gözlerini kaçırmışlardı hemen.
"Geçmiş olsun yengem." Dedi Ceren başını kaldırmadan. Utanmıştı. "Sizde bir hal var ama." Dedi Alihan. Kızların üçü de "Yoo" diyerek gözlerini Alihan'dan kaçırmışlardı. Neva da tuhaflıklarına anlam veremeden kahvaltısına başlamıştı bile. Alihan bir yandan tabletinden maillerini kontrol ederken bir yandan da kahvaltısını yapıyordu. Birden bire gelen maili okuyunca Neva'ya döndü. "Yavrum ben sana söylemeyi unuttum. Yarın öğlen gibi İstanbul'a gitmemiz lazım. Bir davet vardı. Aklımdan çıkmış tamamen. Bir gece kalır döneriz olur mu?" "Olur aşkım. Elbise falan bulmam lazım ama." "Yavrum dolapta en az otuz tane etiketi üzerinde elbisen var elbet biri çıkar." Neva nefesini verip onayladı. İlla bulurdu bir şey. "Yenge ben yardım ed-" diyecek oldu Ceylin ama Alihan sertçe onun sözünü kesti. "Aman sen yardım etme. Kıyafet konusunda yengeni nasıl raydan çıkardığını biliyorum. Yaklaşma bile karımın dolabına." Neva araya girdi. "Alihan ben o elbiseyi sevdiğimden giydim ya! Ceylin'in bir suçu yok daha ne kadar söyleyeceğim?" Alihan nefes aldı derince. "Ben söyleyeceğimi söyledim." Diyerek ayaklanmıştı bile. Ceren okula gitmiş, Ceylin, Elif ve Neva da Alihan'la arabaya geçmişlerdi. Neva'nın aklında ise hala yarınki davette ne giyeceği vardı.
Yeni bölüm geldiii :) Umarım beğenirsiniz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomanceAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...