Yazar'dan
Yoğun bir hafta geçirmişti kızlar. Ceylin ve Alp'in nişanları için bir haftadır yoğun bir hazırlık vardı. "Of yenge, akşama gelecekler ve hala yemekler hazır değil." Diye sıkıntıyla kendini mutfak sandalyesine attı Ceylin. "Kuşum alt tarafı bir tepsi börekle kek pişecek. Gelmelerine nereden baksan 5-6 saat var." Dedi Neva. "Kız bir sakin ol sanki bir tek sen nişanlanıyorsun." Dedi Elif gözlerini devirerek. Ceylin bir şey demeden dil çıkardı ona. Nazan Hanım kalanı halledebileceğini söylediğinde kızlar birer çay alıp salona geçmişlerdi. "Of anam of çok yorulmuşum." Dedi Ceren. "Hayır beni kaldırmadınız ki yardım etseydim. Oturdum sabahtan beri." Dedi Asiye. "Sen hamilesin senin dokunulmazlığın var." Diyip güldü Neva. "He yenge kalksaydın da Gökhan abim hepimizi gömseydi şuraya." Dedi Elif de.
"Ceylin biraz uyu kuzum sen gözlerin kıpkırmızı." "Yok yenge uyuyamam. Birazdan kalkıp hazırlanmaya başlayacağım." "Nereye hazırlanıyorsun daha çok var." Dedi Ceren. "Karışma bana bücür. Ancak hazırlanırım." Neva kızların daha fazla Ceylin'in üstüne gitmemeleri için kaş göz yaptı. "Neva Alp'le gelecek biri var mı?" "Evet canım amcamla Emine halam gelecek. Babaannem gelmek istedi ama çok yaşlandı artık. İyi hissetmiyor kendini vazgeçti sonra." Diyerek açıkladı Neva. Hepsi onaylar anlamda başlarını sallamışlardı. Sonra duşa girmek ve hazırlanmak için hepsi yukarı çıktı. Asiye de burada hazırlanacaktı. Eve git gel yapmaya üşenmişti her ne kadar dip dibe de olsalar.
Alihan ve Gökhan saatlerdir çalışma odasındaydılar. Neva yukarı çıkıp çalışma odasının kapısını çaldı önce. "Gelebilir miyim?" "Gel güzelim. Biz de şimdi bitirdik çalışmayı. Nasıl hazırlıklar tamam mı?" "Tamam aşkım. Hazırlanmaya geçti hepsi." "Tamam güzelim. Geliyorum ben de biraz uyur, hazırlanırım." "Tamam aşkım. Gökhan bir isteğin var mı? Asiye de misafir odasında." "Yok yenge sağol. Asiye'min yanına gideyim ben de." Diyerek odadan çıktı. Neva da odadan çıkacaktı ki, beline sarılan güçlü kollar onu aşağı, Alihan'ın kucağına çekmişti. "Aşkım ne yapıyorsun?" "Karımı seviyorum biraz. Dün gece sana kıyamadım, boş geçtik farkında mısın? Bunu telafi etmemiz lazım." "Ay Alihan! Kardeşin nişanlanıyor aşkım bugün. Yapma şimdi." Diyerek nazlandı Neva. "Hatırlatma, düşündükçe kötü oluyorum zaten." Neva, Alihan'ın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Aşkım hepsi istediklerinde evlenecekler. Duygusallaşma sevgilim bu kadar." "Yavrum öyle tabi de. Kolay değil ya abiyim ben." "Bu akşam terslik istemiyorum kocacığım. Yoksa gece beni rüyanda görürsün." "Ya böyle de tehdit olmaz ki hatunum. Eşit şartlarda bile değiliz." "Ne anlamda eşit şartlarda değiliz?" Diye sordu Neva. "Bir kere.." dedi Alihan etkileyici ses tonuyla. Karısının gerdanından öptü önce. "Sen çok güzelsin." Neva kendinden geçmemek için insan üstü bir çaba sarf ediyordu. "Ayrıca..." dedi burnunu, Neva'nın boynuna gömerken. "Mis gibi kokuyorsun. Şimdi bu tehdit bana büyük haksızlık değil mi yavrum?" Neva kendini toparlamaya çalışarak hızla kalktı Alihan'ın kucağından. "Ben anlaşmamı sundum Alihan Bey." Diyip odadan çıktı Neva. Odadan çıkarken Alihan gözlerini yine Neva'nın kalçalarından alamamıştı. Ah şimdi yatıracaktım şuraya masaya.. diye geçirdi içinden. Sonra kendisi de odalarına geçti. Neva duşa girmişti bile. Kapıyı açmak için yeltense de akıllı karısı kapıyı kilitlemişti. Oflayarak yatağa yattı. 1 saat uyusa bile yeterdi şimdi.
"Off kilo almış olamam ya kaç gündür kuş kadar yiyorum. Kilo almış olamam dimi!" Diye sızlandı Ceylin. Asiye elbisesinin arkasını kapatmaya çalışıyordu. "Ceylin bir dur Allah aşkına! Astar sıkışmış kilo almanla ilgisi yok." "Ne oluyor? Sesiniz tüm koridorda çınlıyor." Diyerek girdi Neva içeri. "Yenge kilo aldım ben elbisem olmuyor." Derken gözleri doldu Ceylin'in. "Ay kilo falan almadı. Astar sıkışmış Gökçe yardım edersen hallederim." Neva elbiseyi aşağı doğru gerdiğinde Asiye astarı fermuardan kurtarıp çekmişti hemen. "Bak oldu işte değdi mi gözlerini doldurmana?" "Teşekkür ederim. Heyecanıma verin ya." Dedi Ceylin yengelerine sarılırken. Onlar da sarılmasına karşılık vermişlerdi. "Çok güzel oldun." Dedi Neva hayranlıkla. "Evet peri gibisin kuzum. Hep çok mutlu olun." Dedi Asiye gözleri dolarken. Neva sen de mi der gibi bir bakış attı Asiye'ye. Asiye de bunu anlamış olacak ki "Hamileyim ben." Diyerek yine dokunulmazlığını ilan etmişti.
Neva yine odalarına çıkmıştı. "Alihan uyan artık aşkım 1 saat dedin 2 saat olacak." "Biraz daha uyuyayım." "Yok biraz daha. Kalk hazırlan hemen. Gelecekler birazdan." "Offf..Vermiyorum Ceylin'imi. Gelmesinler." "İstiyorsan kalk bunu gözleri hemencecik dolan heyecanlı kardeşine söyle ha aşkım? Hemen kalkıyorsun Alihan. Ceylin heyecandan sığamıyor hiçbir yere." Alihan gözlerini ovuşturarak kalktı yataktan.
Duşa girdiğinde Neva yine en sevdiği şeyi yapmış, Alihan'ın giyinme odasına girip gömleğini, takım elbisesini çıkarmış ve dolabın önüne asmıştı. Saatlerinin olduğu yere de geçip saatini ve kol düğmelerini seçmişti. Parfümlerinin önüne geldiğinde en aşık olduğu parfümünü de seçmişti Neva. Sonrasında rujunu sürmek için kendi makyaj masasına geçti. Göz makyajını abartmamış, kırmızı bir ruj sürmüştü.
Alihan duştan çıkıp giyinme odasına geldiğinde karısının onun her şeyini seçtiğini görünce sırıttı. Giyindi hemen Neva ne ayarladıysa. Topuklu ayakkabıların sesini duyduğunda ise arkasını döndü. Neva'yı kollarının arasına aldı hemen. "Çok yakıştı aşkım." Dedi Alihan'ı beğeniyle süzerken. "Hmm.." dedi boğukça Alihan Neva'nın boynuna bir öpücük kondururken. "Senin bu güzelliğini ne yapacağız peki?" Neva güldü sadece. "Hadi inelim biraz Ceylin'i sakinleştireyim ben." "Tamam güzelim." Neva önden çıkmış, Alihan ise onu takip ediyordu. Salona indiklerinde herkes yine ağlayan Ceylin'in etrafında toplanmıştı. "Ay Ceylin gözünü seveyim buna da ağlanır mı?" Diye sızlandı Elif. "Ne oldu?" Diye sordu panikle Neva. Alihan da kaşlarını çatmıştı. "B-bilekliğim koptu." Dedi hıçkırırken Ceylin. Neva sakince nefesini verdi. "Güzelim ağlanır mı buna? Ben de bir şey-" O sırada Neva dürtmüştü Alihan'ı susması için. "Gel kuzum, benim bilekliklerimden ne istiyorsan onu tak bende çok benzeri var." "Yenge onun da vardır bilekliği. Başka bir şey tak." Dedi Ceren. "Buna benzeyen yok benim." Dedi Ceylin gözyaşlarının arasında.
Neva koluna girip yukarı çıkarttı Ceylin'i. "Hadi bak bunlar ona benziyor. Sen hangisini beğeniyorsan onu seç." "Yenge gerek yok gerçekten. Bilekliği de takmayıvereyim. Heyecandan oluyor hep. Tutamıyorum kendimi." "Normal kuzum. Ama seç birini bak sen seçmezsen ben seçeceğim." Ceylin kendi bilekliğine çok benzer bir bileklik seçti. Pırlantaların gelişi farklıydı sadece. "Çok teşekkür ederim yengem. Asiye yengem de sen de şu zamanda bana annelik yaptınız. Ne kadar teşekkür etsem az." "Şşt lafı olmaz duymayayım bir daha." Dedi sarılırken. "Ha bir de bu kopan bilekliğini bana bırak istersen. Senin Pazartesi toplantıların falan var. Ben kuyumcuda hallettireyim." "Yenge ben hallederim bir aralık acelesi yoktu." "Sen dediğimi yap. Hadi aşağıdakileri meraklandırmadan inelim."
Ceylin yüzünde büyük bir gülümsemeyle aşağı indi. "Oh be kardeşim gülüyor." Dedi Alihan alayla. Birkaç dakika sonra kapı çalmış, önde Alp, arkasında Emine Halası ve Boran Amcası ve yengesi vardı. "Hoşgeldiniz." Dedi Ceylin gülümseyerek. Alp arkasındaki amcası, yengesi ve halasına öncelik vermiş içeri geçmeleri için, en son kendisi geçmişti. Elindeki kocaman çiçeği Ceylin'in eline vermiş, çikolatayı da Elif almıştı.
Neva onları azıcık yalnız bırakmak için Elif'e kaş göz işareti yapmış, içeri geçmişlerdi. "Çok güzelsin Ceylin'im." Dedi Alp büyülenmiş şekilde. "Sen de.. ay yani sen de çok yakışıklısın." Dedi Ceylin utanarak. Alp güldü. "Ne yapıyorsunuz siz burada?" Dedi Gökhan kapının önüne gelerek. "Şey abi. Çiçeği alıyordum da ben." "Tamam abim aldın, hadi geç içeri. Sen de geç lan taze damat." Alp gözlerini devirdi. Kötü niyetli olmadıklarını biliyordu da işte sinirlerini çok iyi bozuyordu bu iki adam.
"Ceylin gel canım."diyerek yumuşakça seslenmişti Neva Ceylin'e. Kaş göz işaretiyle Ceylin'e bir şeyler anlatmaya çalışmıştı. "Kahvelerinizi nasıl alırsınız?" Diyerek sormuştu Ceylin. Herkesten sade lafını duyduğunda, tüm kızlar mutfağa dolmuştu. "Aman Asiye yenge sen yaklaşma! Gözünü seveyim. Zar zor koca buldum, kaybetmek istemiyorum dağ gibi adamı." Dedi Ceylin panikle. Hepsi bir kahkaha atmıştı. Gökhan'ın kendi istemelerinden sonra 2 gün kendine gelemediği geldi akıllarına. "Ama en azından tuz koyuyoruz değil mi?" Diye sordu Ceren. "Yok tuz falan. Bal koyacağım." Dedi Ceylin. Hepsi şaşırmıştı. "Kız azıcık sürünsün yapma öyle." Dedi Asiye. "Ay niye süründüreyim adamı." "Yenge aslında Ceylin doğru söylüyor. Onunla evlenecek bir adam bulduğuna şükretmesi lazım. Bırak tuzlu kahveyi falan." Dedi Elif sırıtarak. Ceylin'le birbirlerine bulaşarak anlaşıyorlardı.
"Ben evleniyorum en azından. Sen bu gidişle evde kaldın bile." Dedi Ceylin. Gülüştüler. Kahveleri hazırladıktan sonra Ceylin tepsiyi eline aldı. "Ay dökmem dimi?" "Dökmezsin dökmezsin karşıya bak hep." Dedi Asiye. Kahveleri sırasıyla önce Boran Bey'e, eşine, Emine Hanım'a, abilerine, yengelerine ve en son Alp'e vermişti. Alp onu beğeniyle süzerek alıyordu kahvesini ki, Alihan'ın sahte öksürüklerini duyduğunda Ceylin hemen ayrılmıştı Alp'e kahvesini verip.
Sandalyeye oturduğunda, Alp'e bakıyordu kahvesini içmesi için. Alp kahveden bir yudum almış, sonrasında gülümsemişti. Ceylin de gülümsemesini bastıramamıştı. Neva ise hayranlıkla bakıyordu ikisine. Abisi de sonunda mutlu olacaktı.
"Boran bey, damat ne iş yapar?" Diye sadece sinir bozmak için bir soru yöneltmişti Alihan. Boran Bey ise gülmüştü. "Mimardır Alihan Ağa. Önce İstanbul'da okudu üniversitesini. Sonra Almanya'ya gitti. Orada da yüksek lisans yaptı." Diye gururla bahsetti yeğeninden. Alihan başını salladı. "İçkisi, sigarası, kumarı falan var mı Boran Bey?" Diye sırıtarak sordu Gökhan. Alp'in yüzündeki öfkeli ifadeyi görmek çok hoşlarına gidiyordu. "Yoktur benim aslanımın öyle kötü huyları." Dedi Boran Bey. "Kızımız su gibi maşallah." Dedi Emine Hanım araya girerek. Alihan içli içli kardeşlerine baktı. Üçü de çok güzel, naif kızlardı. Ceylin ise kibarca teşekkür etti. Boran Bey boğazını temizleyip elindeki kahve fincanını sehpaya bıraktı. "Alihan Ağa, Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle, kızınız Ceylin'i, oğlumuz Alp'e istiyoruz." Alihan kız kardeşine baktı önce. Beklentiyle bakıyordu abisine. Tahmin ettiğinden daha zor olacaktı bu Alihan'ın. Ciddileşti. "Alp'e gözüm kapalı güvenirim. Kardeşim de Alp'i çok seviyor. Bana saygı duymak düşer." Diyerek onay verdiğini belirtir şekilde konuşmuştu Alihan.
Herkes ayaklanmış, yüzüklerin takılması için Ceylin ve Alp yan yana geçmişlerdi. Tepsiyi Elif tutmuş, kurdeleyi ise Boran Bey kesmişti.
Sonrasında ise el öpme faslı olmuştu. Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra, halası ve amcasının kalkmasının yakın olduğunu anlayan Neva, halasını kenara çekmişti.
"Hala sana bir şey soracağım." "Sor güzel kızım. Kötü bir şey değildir inşallah." "Yok yok kötü değil. Ya sen kaburga dolması yapmayı biliyor musun? Ben hiç hatırlamıyorum yaptığını." "Bilirim kuzum. Babaannene ağır geliyor diye yapmazdım. Neden sorarsın?" "Alihan çok seviyor da. Bana tarifini verir misin?" Dedi elindeki kağıt kalemi göstererek. Emine Hanım gülümsemişti. Burnunun dikinde olan yeğeni, nasıl aşık olmuşsa, kaburga dolması tarifi istiyordu. "Hadi yaz hele." Diyerek tarifini vermeye başlamıştı bile.
Tarifi aldıktan sonra Boran Bey kalkacaklarını söylemiş, vedalaştıktan sonra gitmişlerdi. Asiye ve Gökhan da evlerine gitmişler, kızlar da ortalığı toplayıp odalarına geçmişlerdi. Neva geceliğini giymiş, makyajını silerken Alihan yatakta telefonuna bakıyordu. İçi sıkılıyordu resmen. Neva işini tamamlayıp Alihan'ın göğsüne kıvrılmıştı. "Ne düşünüyorsun aşkım?" "Ceylin evden gidiyor. Onu düşünüyordum." "Sevgilim, uzağa gitmiyorlar. Mardin'de olacaklar sonuçta. Hem Alp Ceylin'i de kısıtlamaz. Ceylin çalışmak istedikten sonra her gün şirkette de görüşürüz zaten." "Çalışacak zaten Ceylin'im. En azından çocukları falan olana dek. Of Neva onların çocukları da olacak." Neva bir kahkaha attı. "Yani, isterlerse olacak tabi." "Neyse kapatalım konuyu sinirlerim bozuldu." Sonra arsızca gözlerini Neva'nın bedeninde gezdirdi. "Hmm siyah.. sevdim bunu." Dedi çapkınca sırıtarak. "Daha yakından bakmak ister misin kocacım?" Diye cilveyle sordu Neva. "Çok isterim." Derken üstüne çıkmıştı bile Neva'nın. Yarın iş de olmadığından, uzun bir gece geçireceklerdi.Yeni bölüm geldiii :) umarım beğenirsiniz ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıvılcım
RomanceAlihan Arslanoğlu...Tüm Mardin'in korktuğu,sert fakat bir o kadar da adaletli, hakkaniyetli genç bir adam. Neva Gökçe Demirhan...Yaşına göre mesleğinde oldukça başarılı, tuttuğunu koparan, dikbaşlı, idealist bir genç kadın. Her iki gencin de ortak n...