Bölüm | 21

12.7K 579 186
                                    

AŞM| Bölüm: 21

Sevgiden noksan kalmış ruhlar, sevgi dilenirlerdi. Sevilmek uğruna her şeyi yaparlardı. Sevgiden noksan büyümüş biri değildim, lâkin sevilmek uğruna kendimden dâhi geçmiştim.

Anna Meryem Aksel

Tüm gece dönüp durmuş, gözüm daldığı anda saçma sapan kabuslarla uyanmıştım her seferinde. Bundan sebeptir ki üzerimde yorgunluk akıyordu. Yine de şimdi gidip uyumak istesem bir dakikalığına dâhi uyuyamayacağıma emindim.

Ne yapacağımı bilmiyordum. Hakan'la gitmek gibi bir düşüncem yoktu tabii ki, ancak ondan nasıl kurtulacaktım, hiçbir fikrim yoktu. Dün konuştuğumuzda bana öğlen gideceğim, demişti.

Şunun şurasında öğlene kaç saat kalmıştı ki?

Çardakta oturmuş öylece kara kara düşünürken, kapının yanında dikilmiş adamın bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Dönüp bakmasam da her türlü beni rahatsız ediyordu bir şekilde.

Saat on bir buçuğa geliyordu. Yaklaşık yarım saat önce Faruk ortalıkta görünmeden bir kez daha yanıma gelmişti Hakan. Kararımı verdiğim takdirde saat tam bir de arka bahçedeki kapının orada beni bekleyeceğini söylemişti. Her şeyi plânlamıştı. Kimseye görünmeden beni de alıp götürecekti sözde.

Gidecek miydim peki?

Hayır, tabii ki!

Ancak ondan nasıl kurtulacaktım?

Seyyid Han'a tek kelime edemiyordum gizlediklerimden dolayı. Dün gece telefonu yüzüne kapattığımdan beri bir daha aramamıştı beni, Seyyid Han. Kızgın mıydı bana, bilmiyorum ama Faruk'u bir saat kadar önce aradığına şahit olmuştum. Zaten o aramadan sonra her ne olduysa artık Faruk ortalıktan kaybolmuştu. Market bahanesiyle çıkıp gitmiş, bir on dakika önce de geri gelmişti.

Evden çıkar çıkmaz yanıma doğru yürüyüşünü izledim. Tam karşımda dikildiğinde belirsiz bakışlarıyla bana baktı, Faruk. Bir haltlar karıştırdığına emindim. Zaten öyle bir hayatın içine düşmüştüm ki herkes herkesten bir şeyler saklıyordu.

"Bir isteğiniz var mı Meryem Hanım?"

"Var," dedim sesli bir şekilde nefes alıp verirken.

"Ne?" diye sordu Faruk, ellerini önünde bağlayıp konuşmaya devam etti. "Söyleyin hemen yerine getireyim."

"Yaşamak istiyorum Faruk," dedim sıkıntılı bir şekilde nefesimi verdiğimde. Afalladı haliyle, nitekim böyle bir şey duymayı beklemediğine adım kadar emindim.

"Anlamadım?"

"Neyini anlamadın acaba," diye çıkıştım. "Sadece yaşamak istiyorum, diyorum Faruk. Sence çok mu şey istiyorum?"

Birkaç saniye kadar boş boş yüzüme baktı, Faruk. Akabinde toparlandı ve saçmalayarak, "Seyyid Han Bey'im sizi yaşatmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır," dedi Faruk bakışlarını yere indirirken.

Ne acı! Daha dün başka bir türevi olan cümleyi Hakan kurmuştu bana, başka bir adam adına. Oysaki biliyordum ben, her iki adamın da beni yaşatmak gibi bir niyeti yoktu. Bugün olsa da yarın olmayacaktı. Nitekim şartlar değiştiğinde ilk benim kafama sıkacaklardı.

"Kimseye ihtiyacım yok benim," dedim omuzlarımı silkerken. Minnet etmeyi bırakalı çok olmuştu. Yine bazı zamanlar birazcık merhamet dilenmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Herhangi bir erkeğin merhametine minnet edecek bir kadın değilim ben. Yaşayacağım," dedim Faruk'un gözlerinin içine bakarken. "Beni öldürmek için can atan herkesin inadına yaşamaya devam edeceğim!"

ALABORA | Şah & Mat ✔ ( Bölüm olarak düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin