1- Bebek

20K 679 87
                                    

Levirat: Eşi ölen birinin bekar bir kayınbiraderiyle (eşinin erkek kardeşiyle) evlendirilmesi.

Her kurgumun başında olduğu gibi yine gerekli uyarıları yapmak istiyorum. Kurguda eşcinsel evlilikler yasal ve başrol karakterimiz intersex bir birey. Onun haricinde hikayede şiddet, pedofili, taciz, tecavüz vb. içerikler yoktur. (Bir sahne de şiddet içeriği- rahatsız edici düzeyde değil- ve duygusal bir bağ içermeyen birliktelikler- açıkça yazmadım- vardır !)

Dizilerden ve filmlerden sevdiğim çiftleri kitaplarımda karakter yapmak = Ben

Keyifli okumalar <33

Çamaşır çitilemekten dolayı avuç içimde ki soyulan deriye oflayarak baktım. Ayağımın dibinde ki mavi leğeni birazcık sola ittirdim ardından çeşmeyi açıp soğuk suyun avuçlarımdan akmasına izin verdim. Sızlayan ellerim gözlerimin dolmasına sebep olurken çeşmeyi kapatıp tekrardan mavi leğene eğildim.

"Hazar gel hele." Doğanın sesini duyduğumda istemeye istemeye doğrulup yavaş adımlarla yanına yürüdüm. "Git yemek yap sonra devam edersin işine." Kafamı sallayıp ellerimi pantolonuma kuruladıktan sonra evin hemen yanında ki yemek yaptığımız yere girdim. 

Sobaya biraz odun attıktan sonra büyük tencereyi alıp ağzına kadar içme suyu doldurdum. Su sobanın üstünde kaynarken buz dolabından çıkardığım malzemelerle güzel bir salata yaptım. Ardından kaynayan suya 2 paket makarna boşaltıp tuzunu da kattıktan sonra iyice karıştırdım.

"Hazar yemek hazırdır? Adamlar yemek bekler." Aynur annenin sesini duymamla kafamı kapıya çevirdim.

"Makarna kaynıyor ana, tavuğu da sabahtan yapmıştım zaten." Aynur anne kafasını sallayıp dışarıya çıktığında bende geri işime dönüp kaynayan makarnayı sobanın üstünden aldım. 

Suyunu süzdükten sonra tencerede yağla birlikte salçayı iyice kavurup makarnayı üstüne ekledim. Büyük kaşıkla tencerede ki makarnayı karıştırdığım sırada içeriye Birgül abla girdi.

"Kuzum kusura bakmayasın daha yeni geldim eve. Narinin doktoru bir türlü salmadı. Sen bırak ben devam edeyim." Birgül abla yanıma gelip tabakları çıkardığında elimde ki havluyu tezgaha bıraktım.

"Yok abla sorun değil. Narinin durumu nasılmış?" Birgül abla iç çekip tabakları büyük siniye dizmeye başladı.

"Doktor hiç iyi değil dedi durumu gittikçe ciddileşiyormuş." Havluyla tuttuğum tencereyi yere bırakıp bende dizim üstüne çömeldim.

"Allahtan ümit kesilmez abla sen içini ferah tut. Allahın izniyle iyileşecek." Birgül abla gülümseyip getirdiğim tencerede ki yemeği tabaklara pay etmeye başladı.

"Senin hamilelik nasıl gidiyor ablam? Karnın çıkmış biraz." Bakışlarım hafif çıkık karnıma kaydığında sertçe yutkundum.

"İyi gidiyor." Gözlerimi kaçırıp hızlıca ayağa kalktım ve salatayı tabaklara pay etmeye başladım.

"Aman gülüm dikkat et çok ağır iş yapıyorsun. Biraz dinlen sürekli iş olmaz." Birgül abla konuşmaya devam ederken salata tabaklarını başka bir siniye koydum. Ardından yemekleri koyduğumuz siniyi alıp dışarıya çıktım. 

Eve girdiğimde siniyi kenara bırakıp sofrayı yere serdim. Sininin üzerinde ki tabakları sofraya yerleştirmeye başladığım sırada içeriye Birgül abla girdi. O da geri kalan yemekleri getirip sofraya yerleştirdi ardından evden çıktı bende o sırada ayağa kalkıp kenara çekildim. 

Herkes gelip sofraya kurulduğunda içeriye giren Birgül ablayla birlikte oturma odasına girdik. Ağrıyan belimden dolayı yorgun bedenimi yere attığımda arkamda ki mindere yaslanıp gözlerimi kapattım.

"Kuzum aç değil misin sen? Git mutfağa bir şeyler ye." Gözlerimi açıp Birgül ablaya baktığımda kucağında ki bebeğini emzirdiğini gördüm.

"Sonra yerim abla aç değilim. Az dinleneyim gidip çamaşırları yıkayacağım." Birgül abla bana bakıp iç çektiğinde burukça gülümseyip ayağa kalktım. "Hadi gittim ben." Oturma odasından çıkıp salona girdiğimde sofradakilerin bir şey konuştuğunu duydum.

"Onur tayinini buraya istemiş iki güne burada hayırlısıyla." Doğan sol elinde ki tespihi çevirip arkasına yaslandığında kenarda ki havluyu alıp yanına gittim. Ona doğru uzattığım havluyu alıp elini sildikten sonra bana geri verdi ardından konuşmaya devam etti. 

Bende yavaşça doğrulup havluyu kenara bıraktım ardından evden çıkıp çeşmeye doğru yürüdüm. Mavi leğeni kucağıma alıp taş mermerin üstüne koyacakken karnıma aniden giren keskin ağrıyla iki büklüm olup leğeni yere düşürdüm. Kıyafetler toprakla buluşurken zor bela soğuk mermere oturdum. Pantolonumdan kendini belli eden kan gözlerimin dolmasına sebep olurken gözlerimi sıkıca kapattım. 

"Ne olur bu sefer ölmesin."


                Devam Edecek


LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin