18- Birgül

6.4K 499 53
                                    

Keyifli okumalar <33

Dışarıdan gelen horoz sesleriyle gözlerimi araladığımda uzandığım yerden doğrulmaya çalıştım. Ancak belimde hissettiğim kollarla hareket edemeyip geri yatağa düştüm. Kafamı hafifçe kaldırıp sağıma döndüğümde Onurun belime sıkıca sarıldığını gördüm. Sanki kaçıp bir yere gidecekmişim gibi sıkıca tutmuş bıraktığı an kaybolacakmışım gibi sımsıkı sarmıştı belimi. Pes edip kafamı yastığa geri koyduğumda derin bir nefes aldım. O sırada evden gelen çocuk bağrışma sesleriyle Onur kollarını belimden çekip oflayarak gözlerini araladı.

Heyecanlanıp Onurun kollarının arasından çıkar çıkmaz ayağa kalktım. Ev halkından sonra uyanmış olmam beni gererken dolaba ilerleyip kıyafetlerimi çıkardım.

"Günaydın..." Onurun uykulu aynı zamanda boğuk çıkan sesiyle kafamı ona çevirdim.

"Günaydın." Dolaptan çıkardığım kıyafetlerle Onura döndüğümde yataktan kalktığını fark ettim. Bana kısa bir bakış atıp odadan çıktığında hızlıca üstümü değiştirip pijamalarımı kenara kaldırdım. Ardından odadan çıkıp salona girdim ve ev halkıyla günaydınlaştım.

"Birgül abla mutfakta mı ana?" Aynur anne evet diye mırıldandığında kafamı sallayıp evden çıktım. Kenarda duran ibriği alıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra vakit kaybetmeden mutfağa girdim.

"Günaydın abla." Birgül abla kahvaltılıkları siniye koyup hızlıca bana döndü. Yüzüne kocaman bir gülümseme kondurup elini karnına attı.

"Günaydın kuzum." Gülümseyip yanına ilerlediğimde dolaptan çıkardığım çay bardaklarını tepsiye dizip kenara bıraktım. O sırada siniyi kaldıran Birgül ablayla gözlerimi büyütüp hızlıca yanına ilerledim.

"Abla dur alma sen ben götüreyim." Birgül abla bana bakıp kafasını salladığında sorun yok anlamında gülümsedim. "Hala devam ediyor mu bulantılar?" Birgül ablanın yere bıraktığı siniyi eğilip aldım.

"Devam ediyor kuzum da bilmiyorum ki emin de olamıyorum.." Kafamı sallayıp derin bir nefes aldım.

"Doktorlar geldiği zaman bir sağlık ocağına mı gitsen? Belli olur orada." Birgül abla kafasını sallayıp beni onayladığında burukça gülümseyip mutfaktan çıktım. Eve girip salona ilerlediğimde elimde ki siniyi kenara bırakıp sofrayı serdim.

"Hazar yenge bunu yiyebilir miyim?" Behram sinide ki helvayı eliyle gösterdiğinde gülümseyip kafamı salladım.

"Behram, yenge demeyeceksin enişte diyeceksin hala öğrenmedin ya." Behram annesine omuz silkip helvadan ağzına attığında gömleğinin yakalarını düzelterek salona giren Onurla saniyelik de olsa göz göze geldik. Bakışlarımı hızlıca üzerinden çekip sofraya sabitlediğimde kahvaltılıkları dizmeye başladım. Göz göze gelmek beni bu nedenli germemeliydi. Sonuç olarak hatalı olan oydu ben değildim..

"Hazar yenge, Narin benimle oynamıyor sen bebek yapsan da ben onunla oynasam olur mu?" Agırın dediği şeyle gülümseyip kafamı eğdim. Keşke her şey çocukların hayal dünyasında ki kadar kolay olsaydı diye iç geçirmeden edemedim.

Behram ve Agır ikilisi atışıp annelerinin yanına gittiğinde Şeriban teyze bana bakıp mahcupça gülümsedi. Bende gülümseyip sofrayı kurduktan sonra hızlıca kenara çekildim. 

Herkes sofraya geçip oturduğunda Birgül ablayı çağırmak için evden çıktım. Mutfağa girdiğimde  yerde yatan bedeni görmemle bedenime yayılan şok dalgası bir oldu. Ellerim titriyor sağlıklı düşünemiyordum..

"Birgül abla..." Hızlıca yere çöküp Birgül ablanın ellerini ellerimin arasına aldım. "Anne...baba..." Bağırmamla sesimin mutfakta yankılanması bir olmuştu. Saniyeler sonra koşarak gelen Onur ve Turan abiyle kafamı eğip Birgül ablaya bakmaya devam ettim.

"Birgül.." Turan abi gelip yere çöktüğünde eşinin yanaklarını avcunun içine aldı. "Güz baharım ne oldu?" Turan abinin sesinin titremesiyle ne zaman aktığını bile anlamadığım göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.

O sırada Onur hızlıca kolonya getirip Birgül ablaya koklattı çok geçmeden de Birgül abla gözlerini araladı. Turan abi ise gözünden düşen damlayı hızlıca silip karısına bakarak burukça gülümsedi.

"Onur arabayı getir hemen hastahaneye gidelim." Onur kafasını sallayıp ayaklandığında Turan abi eşini kucaklayıp dışarıya çıkardı. "Ana Narin sana emanet..." Aynur anne oğluna bakıp kafasını salladı.

"Ana bende gidiyorum..."Aynur annenin bir şey demesini beklemeden hızlıca Onurun peşinden ilerledim. Turan abi arka koltuğa geçip eşini kucağına yatırdığında bende hızlıca ön koltuğa oturdum. Onur arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında kafamı arkaya çevirip birbiriyle konuşan ikiliye baktım.

"Abla iyi misin?" Birgül abla kafasını sallayıp gülümsediğinde bende burukça gülümsedim. Çok geçmeden merkezde ki hastahaneye vardığımızda arabadan inip acil kısmına yürümeye başladık. Turan abiyle Birgül abla zor bela giriş yaptığında Onurla ben kalabalık nedeniyle acilin önünden bile geçemedik. 

"Gel oturalım şöyle." Onur kalabalığın arasından belimden tutarak beni boş banka ilerletti. Beraber geçip banka oturduğumuzda konuşmadan beklemeye başladık. Birgül ablanın durumunu düşünürken omzumda hissettiğim ceketle Onura döndüm. Soğuk hava içime işlerken titreyen ellerimi daha yeni fark ediyordum.

"Arabaya geçelim istersen üşüme daha fazla." Kafamı sallayıp ayaklandığımda Onurla birlikte arabaya yürüdük. Arabaya binmeden omzumda ki ceketi giydiğimde içinde kaybolsam da aldırmadım. Şuan çok üşüyordum ve üstümde ki ince kazak beni maalesef ki ısıtamıyordu.

"Geç bakalım." Onurun açtığı kapıdan içeriye girdiğimde kendimi koltuğa attım. Ceketten gelen ve genzime dolan sert parfüm kokusuyla iyice büyük cekete sokuldum. Bu koku beni mayıştıracak kadar güzeldi. Onurun böyle koktuğu gerçeği ise içimde anlamsız bir heyecan oluşturmuştu. Yavaşça soluma döndüğümde klimayı açan Onurun yan profilini incelemeye başladım. Benim gibi ama daha koyu mavi gözleri, biçimli burnu, buğday teni ve sarıya dönük saçlarıyla yakışıklı bir adamdı. Özellikle dolgun dudakları yüzüne yakışan en kusursuz noktaydı...

"Allahım ne düşünüyorum ben?" Kendi kendime mırıldanmamla Onur bana dönüp gözlerini gözlerime sabitledi. Mavileri ne zamandan beri bu kadar beni kendine çeker olmuştu?

"Bir şey mi dedin." Hızlıca kafamı sağa sola salladım. Üşümek yan etki yapmıştı bende, bu düşüncelerimin başka bir açıklaması olamazdı çünkü... 


                       Devam Edecek

ağağğağa ben dedim ama :D



LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin