49- Derin

3.6K 301 122
                                    

Önce ki bölümü atlamayın lütfen...Keyifli okumalar <33

"Gözlerine uykular inmeden, göğsüne yatır beni düşlere götür beni..."


Hissettiğim ağrıyla gözlerimi hafifçe aralayıp sağ tarafımda elimi tutmuş uyuklayan Onura ardından hemen yanımda beşiğinde uyuyan minik bedene baktım. Eldivenli elleri havada öylece dururken dudaklarını büzüştürmüş bir şekilde uyuyordu. O kadar tatlıydı ki onu kendim doğurduğuma inanamıyordum.

Derine gözlerim dolu dolu bakmaya devam ettim tarifi imkansız bir güzellikteydi. Çok zor bir bebekti bana hamileliğim boyunca çok da çektirmişti ve erken doğması da bunu kanıtlayan en büyük etkendi. Yine de zor olduğu kadar güzeldi...Yanaklarıma düşen yaşları silmek için elimi kaldırdığımda Onur hissettiği hareketlilikle gözlerini araladı.

"Bebeğim iyi misin?" Onura bakıp burukça gülümsedim ardından kafamı usulca salladım. O sırada sesimize uyanıp ağlayan Derinle Onur ayaklanıp beşiğin yanına adımladı. "Sana o kadar benziyor ki..." Onur Derini kucağına akıp dudaklarını boynuna bastırdı ardından kokusunu derince içine çekti.

"Çok güzelsiniz.." Kuruyan boğazım yüzünden kısık çıkan sesimle Onur hızlıca yanıma gelip Derini kucağıma bıraktı ardından sehpanın üzerinde duran sürahiden bardağa su doldurup bana yavaşça içirdi. Suyu kana kana içtikten sonra Derinin kafasını boynuma iliştirdim. Burnumu boynuna dayayıp derin bir nefes aldım. Gözlerim dolmaya başlarken yumuşak boynuna hafif bir öpücük bıraktım. Çok minikti...

"Güzelim kendini nasıl hissediyorsun?" Burnumu çekip Onura döndüm.

"Hiç bu kadar iyi hissetmemiştim." Derin ağzını boynumda gezdirdiğinde onu yavaşça yan bir şekilde kucağıma alıp üstümde ki hasta hane kıyafetini sıyırdım. Göğsümü hafifçe sıktığımda Derin sabırsızlanıp ağlamaya başladı. Sütüm geldiğinde Derini sakinleştirip göğsümün ucunu ağzına soktum. Onur da o sırada dolu gözeriyle bizi izliyor arada bir burnunu çekiyordu.

Kafamı eğip şapırdatarak göğsümü emen oğluma bakmaya başladım. Gözlerini açıp elini havaya kaldırdığında koyu mavi gözlerini gördüm. Onurun gözlerini almıştı...

"Senin gözlerini almış sevgilim..." Onur uzanıp Derine baktığında işaret parmağıyla yanağını sevdi.

"Senin mavilerini alsın isterdim.." Gülümseyip yanağıma düşen yaşı elimle sildim. "Annemler akşama doğru burada olurmuş." Onura bakıp kafamı salladım ardından elimi Derinin saçlarına atıp yumuşak tutamları parmağımın ucuyla okşamaya başladım. Dokunsam kırılacak gibiydi...

"Onur çok güzel.." Onur biraz daha yanıma sokulup dudaklarını alnıma bastırdı.

"Öyle bir tanem çok güzel...çok güzelsiniz." Derin gözlerini kapatıp emerek uykuya daldığında göğsümü ağzından çıkardım.

Onur ayaklanıp onu beşiğine bıraktıktan sonra yanıma gelip dudaklarını dudaklarıma bastırdı ardından kollarını dikkatli bir şekilde belime sarıp beni hafifçe kendine doğru çekti. Kafamı göğsüne yaslayıp derin bir nefes aldım. Oğlumun kokusu ile Onurun kokusu birleşmiş bu birleşim bana cennetten bir parça kokluyormuşum gibi hissettirmişti. Çok huzurluydum...

"Güzelim Derini emzirdin acıkmışsındır şimdi gidip yemek alayım sana." Kafamı usulca sallayıp Onurun boynuna küçük bir öpücük bıraktım. Onur saçlarımı okşayıp kollarımdan ayrıldıktan sonra ayaklanıp telefonu ile cüzdanını aldı. "Hemen geleceğim yavrum." Kafamı sallayıp hafifçe doğruldum. Onur bana ve Derine son kez bakıp odadan çıktığında yastığımı yukarıya çekip kafamı yasladım. Birazcık ağrım vardı ancak odayı dolduran minik oğlumun kokusu bana bu ağrıyı hissettirmiyordu. Varlığı tüm ağrılarıma ilaç gibiydi..

LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin