22- Kusursuz Dudaklar

7.2K 586 157
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...Keyifli okumalar <33


Misafirler gittikten sonra oturup hep birlikte çay eşliğinde sohbet etmeye başladık. Agır ile Behram bir o yana bir bu yana koştururken Şeriban teyze hiç bir şey olmamış gibi çayını içmeye devam ediyordu. Turan abi ile Birgül abla kızlarıyla ilgileniyor, Cemil baba ile Aynur anne de kendi aralarında sohbet ediyordu. Onur ise sağ tarafımda oturmuş salonu inceliyordu.

"Behram yapma hele." Şeriban teyzenin Behramı uyarmasıyla Behram omuz silkip divanın üstünde zıplamaya devam etti.

"Hazar yenge hazar yenge.." Agırın yanıma gelip usulca yamacıma oturmasıyla elimi saçlarına attım. Umarım bebek yap demezdi..

"Efendim?" Dudaklarını büzüp yüzüme masum masum bakınca dayanamayıp gülümsedim.

"Ben acıktım anneme de söylemiyorum kızar diye." Agır kafasını eğip kafasını dizime yatırınca saçlarını karıştırdım.

"Ne yemek istiyorsun?" Agır kafasını çevirip bana baktığında Onurun da bizi izlediğini fark ettim.

"Çikolatalı ekmek." Kafamı sallayıp gülümsediğimde Agır da gülümseyip doğruldu. 

"Getiriyorum hemen." Kafasını sallayıp ellerini birbirine vurduğunda bu haline gülümsedim ardından ayaklanıp tişörtümün eteklerini düzelttim.

"Hazar dur beraber çıkalım." Onurun bana seslenmesiyle arkama dönüp ona baktım. Hava kararmaya başladığı için köpekler artıyordu bu yüzden Onurun gelecek olmasına içten içe sevinmedim desem yalan olurdu.

"Olur." Onur da ayaklandığında beraber dışarıya çıkıp mutfağa geçtik. Ben dolaba ilerleyip sarelleyi çıkardığımda Onur da cebinden sigara paketini çıkartıp bir dal yaktı. 

"Emine teyze ile kızı varken neden o kadar gergindin?" Onurun sorusuyla elimde ki ekmeği tezgaha bırakıp alt dudağımı dişledim. Nasıl bir açıklama yapmam gerekiyordu bilmiyordum.

"Biraz canımı sıktılar bir şey olmadı." Onur sigarasının dumanını üflediğinde bana dönüp tek kaşını havaya kaldırdı. 

"Ne dediler, bir şey yapmadılar değil mi?" Hızlıca kafamı sağa sola salladım. Bana bir şey yapmaları o kadar kolay değildi.

"Yok bir kaç bir şey söylediler ona sıkıldı canım ondan." Sarelleye batırdığım çatalı ekmeğe sürmeye başladığımda Onur sigarasını yere atıp söndürdü ardından yanıma adımladı.

"Ne söylediler?" Merakla gözlerime baktığında alt dudağımı dişleyip derin bir nefes aldım.

"Babanla abini çarşıda gördük düğünü varmış Gökhanın sen gitmiyor musun falan dediler. Akıllarınca işte ailemle aramda ki ilişkiye dem vuruyorlar." Onur kafasını sallayıp gözlerimin içine baktığında tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Neden bakışları bu denli içime işliyordu?

"Sıkma canını sen, kim ne diyorsa desin konuşup canını sıkacak kadar değerli bile değiller." Onura bakıp gülümsediğimde o da gülümsedi. Biri tarafından anlaşılmak özellikle bu kişi Onursa çok güzeldi.

"Sarelle ekmek yiyecek misin?" Sorduğum soruyla Onurun gülümsemesi büyüdü. Ne yani büyükler sarelle ekmek yiyemez miydi?

"Yok sağ ol." Kafamı sallayıp sarelle sürdüğüm ekmekleri tabağa koydum ardından yanına iki bardak süt koyup tepsiye yerleştirdim.

"Hadi Agır ortalığı velveleye vermeden gidelim." Onur kafasını salladığında beraber mutfaktan çıkıp eve girdik. Agır yanıma koştuğunda tepsiyi önüne bırakıp Behramı da çağırdım. İkili iştahla önünde ki ekmeklerden yiyince bu hallerine gülümsemeden edemedim. Ne kadar yaramaz olsalar da çok seviyordum ikisini. Düşününce çocukları çok sevdiğimden miydi bu imtihanım? İnsanlar hep en zayıf noktalarından mı sınanırdı?

"Hazarım kuzum benim zahmet ettin." Şeriban teyzenin minnet dolu bakışlarıyla gülümsedim. Çocukların masumluğu bile istedikleri her şeyi yapmak için yeterdi.

"Ne zahmeti Şeriban teyze lafı bile olmaz." Şeriban teyze gülümseyip çayını içmeye devam ettiğinde Behram ile Agırla konuşan bedene döndüm. Gözlerinin altı uykusuzluktan mıydı bilmiyordum ama kızarmıştı. Çok mu yoruluyordu acaba?

"Gözlerin çok kızarmış iyi misin?" Onur bana doğru dönüp kızarmış gözlerini gözlerime sabitledi. Gözlerine yakından bakınca içimin gittiğini hissettim. Bu gözlere kırmızılık hiç yakışmıyordu..

"İyiyim uykum var biraz." Kafamı sallayıp alt dudağımı dişledim. Mavi gözleri beni içine çekiyor gibiydi sanki.

"İstersen odaya geç uyu bende gelirim birazdan." Hissettiğim bu garip hislerle mavilerine bakmaya devam ettim. Sanki kalbim eriyordu...

"Olur." Gözlerim dudaklarına kaydığında sertçe yutkundum. Bu kusursuz dudakları öpme hayali bütün benliğimi kaplamıştı. Düşüncelerimi kontrol edemiyor ne oluyor anlayamıyordum. Neden dudaklarını öpmeyi bu denli istiyordum?

"Hazar..." Onurun seslenmesiyle kendime gelip bakışlarımı mavilerine çıkardım. "Odaya geçelim." Onurun ayaklanmasıyla boğazımı temizleyip bende ayaklandım. Herkese iyi geceler diledikten sonra Onurun peşinden karanlık odaya girdim.

Aniden belimden çekilmemle göğsüm sert bir bedene çarptı ardından dudaklarımın üstünde hissettiğim baskıyla gözlerim istemsizce kapandı.

Hayal mi görüyordum? Aksine belimde ki kollar, hissettiğim kalp atışları ve dudaklarımın üzerinde ki baskı hayal olmayacak kadar gerçek ve bir o kadar da güzeldi...


                      Devam Edecek

Diğer bölüm fenasal :D

LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin