9- Düğme

7.9K 562 77
                                    

Keyifli okumalar <33

"Hazar, babanın verdiği altını aldın mı?" Aynur annenin salondan bana seslenmesiyle içeriye girdim.

"Aldım ana." Aynur anne kafasını sallayıp eşarbını düzelttiğinde dış kapı açıldı. İçeriye elinde çantasıyla Onur girdiğinde bana kısa bir bakış atıp hızla odaya girdi. 

"Onur çabuk hazırlan çıkacağız birazdan." Aynur anne Onura seslenip oturma odasına geri girdiğinde bende Onurun girdiği odanın kapısına yürüdüm. Yavaşça tıklatıp beklemeye başladığımda içeriden gelen "Gel" sesi ile içeriye girdim. 

Onur gömleğini değiştirmiş ona uygun kravat arıyordu. Boğazımı temizleyip yatağın yanında ki komodinin çekmecesini açtım ve içinden çıkardığım siyah kravatı yatağın üstüne bıraktım ardından masanın üzerinde duran telefonumu alıp odadan çıktım.

"Hazar kocan hazır mı?" Aynur anne odadan salona geçtiğinde beni görüp koridorun ortasında durdurdu.

"Hazırlanıyordu ana." Aynur anne kafasını sallayıp salona girdiğinde bende peşinden içeriye geçtim. Üstümde ki krem gömleğin ilk iki düğmesini açıp gelincik sembolü olan kolyemi gözler önüne serdim.

O sırada içeriye giren Birgül ablayı ardından Turan abinin kucağında pembe elbise giymiş Narini gördüğümde bu aile tablosuna hayranlıkla baktım. Hiç bir zaman sahip olamayacağım bu duygu aniden boğazımın düğümlenmesine neden oldu.

"Hadi anne çıkalım." Salonun kapısına dönüp baktığımda siyah gömleği kol kaslarını sarmış seçtiğim kravatla gömleği bütünleşip ortaya güzel bir görüntü çıkarmış bu yüzden oldukça yakışıklı olmuş Onuru hayranlıkla süzdüm.

"Tamam oğlum hayde o zaman." Cemil baba ayağa kalktığında hep birlikte evden çıkıp arabanın önüne geldik.

"Hazar benim kucağımda otursun yoksa sığamayız." Birgül ablanın teklifiyle gülümseyip koluna girdim.

"Tamam o zaman binin hayde." Cemil baba öne geçtiğinde Onurda sürücü koltuğuna geçti. Bizde arkaya geçtiğimizde düğün yerine doğru yola çıktık. Çok geçmeden de vardığımızda aşağıya inip masaların olduğu yere girdik. Fadime teyze Aynur anne ile selamlaşıp bize de kısa bir selam verdi ardından bize masaya kadar eşlik etti. Onur rastgele bir yere oturduğunda bende hemen yanında ki sandalyeye iliştim.

"Selamünaleyküm." Aniden masaya gelen Celil amcayla herkes ayağa kalktı. Yanında ki oğlu ve eşiyle teker teker selamlaşıp tekrardan oturduk. Cemil baba ile Celil amca sohbet etmeye başladıklarında Aynur anne ile de Yıldız yenge konuşmaya başladı. Gökhan abide o sırada Onur ve Turan abiyle sohbet ediyor bende Birgül ablayla Narini gülümseyerek izliyordum.

"Sen nasılsın Hazar?" Gökhan abi bana bakıp gülümsediğinde boğazımı temizledim.

"İyiyim Gökhan abi sağ ol." Gülümseyip bana bakmaya devam ettiğinde bakışlarımı kaçırıp Birgül ablanın kucağında ki Narinle ilgilenmeye başladım. O sırada belime dolanan kollarla geriye çekilip kendimi Onurun kollarının arasında buldum. Gülümseyip kulağıma eğildi.

"Gömleğinin düğmelerini ilikle yoksa kuzenim demeyeceğim dalacağım bu embesile." Kafamı sallayıp sorgulamadan gömleğimin düğmelerini ilikledim. Onur da kolunu belimden çekip vücudunu dikleştirdiğinde sandalyemi Birgül ablaya yaklaştırdım ve Narini izlemeye başladım.

"Narin napıyorsun sen? Yiyeyim mi seni?" Ellerini birbirine vurmaya devam eden Narine bakıp gülümsediğimde oda bana bakıp çığlık attı.

"Doğanıma bir tane bile çocuk veremedin bari bu sefer bir işe yara da Onuruma boy boy çocuk ver." Yıldız yenge erkekler duymasın diye kısık selse konuşup dikenlerini çıkardığında Birgül abla yerinde dikleşti.

"Yenge Hazara dil uzatacağına yanında ki oğluna az bir şey öğret de orda burada sürtüp adımızı beş paralık etmesin." Yıldız yenge kıpkırmızı kesildiğinde eğilip Birgüle yaklaştı.

"Senin konuşma hakkın mı var Birgül? Kaç senedir gelin gelmişsin bir tane bile oğlan çocuğu veremedin bu aileye. Onu da geç kız çocuğunu bile hasta doğurdun." Birgül abla hızla ayağa kalkıp Yıldız yengenin onu zaafından vurması nedeniyle sinirle solumaya başladı.

"Kes sesini kadın yemin ederim gebertirim seni. Hazara demediğini bırakmadın sıra bana mı geldi?" Onurlar hızlıca bize doğru döndüğünde Yıldız yenge yerinde dikleşti.

"Yalan mı Birgül? Hazar daha karnında bir bebeği taşıyamıyor sen hasta çocuk doğuruyorsun. Yalansa yalan de." Birgül abla gözlerini sıkıca kapatıp sakinleşmeye çalıştı. 

"Yenge ne diyorsun sen?" Turan abi ayağa kalkıp ağlayan kızını kucağına aldığında yengesine sinirle bakmaya başladı.

"Bana dikleneceğine şu karına az saygı öğret Turan. Dili maşallah pabuç kadar olmuş." Birgül abla sinirle güldü. Ben ise o sırada ayağa kalkıp Birgül ablanın yanına geçtim.

"Yıldız seni ilgilendirmeyen konulara karışma." Aynur anne eşarbını düzelttiğinde Yıldız yenge sinirle gülümseyip arkasına yaslandı. Ortamın gerginliği artarken Celil amca kalkıp gitmek için izin istedi ardından da eşi ve oğlunu alıp oradan uzaklaştı.

"Deli etti şirret karı ya. Sana ne Hazardan sana ne benden önce bir oğluna bak." Birgül abla söylene söylene sandalyeye oturduğunda Onur yerinde dikleşti.

"Ne dedi Hazar için?" 

"Neymiş Doğanına çocuk verememiş bari Onuruna boy boy çocuk versinmiş." Onur masanın üzerinde ki elini yumruk yapıp diğer elini şakaklarına atıp ovuşturdu. Masada ki gerginlik azalması gerektiği yerde artarken yerime oturup anlık bir cesaretle Onurun sıkılmaktan kızaran elini alacağım tepkiyi bilmeden sakinleşir umuduyla sıkıca tuttum.


                            Devam Edecek

10-11-12 geçmişte yaşananları anlatacağım bölümler olacak ardından tam gaz devam edip çiftimizi yakınlaştıracağımmm :D



LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin