Keyifli okumalar <33
✮
Gözlerim doğradığım salatalık ve domatesteyken aklım dün gece ile doluydu. Her şey birden gerçekleşmiş kendimi birden Onurun altında bulmuştum. Onura hastalık azgınlığı gelmiş olmalıydı aksi taktirde gecenin yarısında üstüme atlaması normal değildi. Bu düşüncelerle kıkırdayıp alt dudağımı dişledim.
"Ne sırıtıyorsun kuzu?" Birgül ablanın sesiyle kendime geldiğimde yüzümde ki gülümsemeyi sildim.
"Aklıma bir şey geldi de." Birgül abla bana imayla bakıp kaş göz yaptığında dudaklarım kıvrıldı. "Gerçekten ya."
"İyi öyle olsun bakalım." Birgül abla bana arkasını dönüp kahvaltılıkları çıkardığında derin bir nefes alıp salatalıkları doğramaya devam ettim. "Karar verdin mi sınav için?" Kafamı usulca sallayıp dolaptan tabak çıkardım.
"Gireceğim sınava çalışmaya başladık bile." Birgül abla kocaman gülümseyip yanağımdan makas aldı.
"Çok sevindim ablam en doğru kararı vermişsin." Kafamı eğip burukça gülümsedim.
"Nasıl olur bilmiyorum ama girdim bir yola geri dönüşü yok artık." Birgül abla kafasını sallayıp beni onayladığında iç çektim. "Neyse boş ver sen beni söyle bakalım nasıl gidiyor hamilelik?" Gülümseyerek sorduğum soru Birgül ablayı da gülümsetti.
"Gidiyor valla kuzum idare ediyoruz işte." Yanağımın içini dişleyip gülümsemeye devam ettim. "Sende hamile kalsan fena mı olur? Şeriban teyzenin dediği gibi beraber doğuramasak da beraber büyütürüz en azından." Birgül ablanın dediği şeyle iç çekip kafamı eğdim.
"Üniversiteye de bebekle giderim artık." Birgül abla kıkırdayıp 'doğru' diye mırıldandı. "Hem hamile kalsam bile..."
"Karalar bağlama hemen kuzum tedavi olursun sizin de olur tatlı mı tatlı bir bebeğiniz." Onurla benim bebeğim.. Düşüncesi bile beni deli gibi heyecanlandırırken gerçek olursa nasıl olur diye düşünmeden edemedim. Bir bebeğim olsun çok isterdim. İsterdim isterdim de işte olur muydu bilmiyordum..
"Nasip abla." Birgül abla bana bakıp gülümsediğinde bende burukça gülümsedim. Ardından doğradığım salatalıkla domates tabağını siniye bırakıp doğruldum.
Geriye kalan eksikleri de hallettikten sonra siniyi alıp mutfaktan çıktım ardından eve girip salona ilerledim. Sofrayı yere serip sininin üzerindekileri yerleştirmeye başladığımda içeriye giren ev halkıyla günaydınlaşıp tekrardan işime döndüm.
"Hayırlı sabahlar." Duyduğum sesle kafamı kaldırıp içeriye giren bedene baktım. Vücudunu saran mavi gömleği, giydiği siyah kumaş pantolonu, üstüne dağıttığı kumral saçlarıyla çok yakışıklı duruyordu. Onu böyle kim bilir kaç kişi görecekti? Hissettiğim kıskançlıkla alt dudağımı dişleyip Birgül ablanın sofraya eğilmesiyle ona yer açmak için kenara çekildim.
Cemil babanın ayaklanıp sofraya geçmesiyle bizde hemen geçip oturduk. Kahvaltıya başladığımızda Cemil baba ve Turan abinin konuşmasına kulak vermeye çalıştım. Aksi taktirde tam yanımda oturan bedenle dün yaşadıklarımızı aklıma getirip utanabilirdim.
"Onur sende okuldan çıktıktan sonra Turanla git." Yanımda ki beden kafasını sallayıp babasını onayladığında ekmeğe reçel sürüp ağzıma attım.
"Baba..." Narin, Birgül ablanın yanından babasına doğru uzandığında Turan abi kızını kucaklayıp yanaklarından öptü. Onur onlara bakıp gülümsediğinde kafamı eğdim. Baba olmak onunda hakkıydı ama ona bir bebek verebilir miydim belli bile değildi. Doktorun söyledikleri beynimde yankılanırken düğümlenen boğazımdan dolayı yutkunamadım.
"Hazar bey kistleriniz çok büyük bundan dolayı fetüs rahme tutunamadığı için sürekli düşük yapmanız olası. Tedavi görmeniz ve kistlerinizin alınması gerek.."
"Hazarım iyi misin?" Onurun seslenmesiyle yanağıma düşen damlayı kimseye belli etmemeye çalışarak sildim.
"İyiyim." Kısık çıkan sesimden ötürü kafamı daha çok eğdim. Dün geceden dolayı çekindiğim için yüzüne bile bakamıyordum. Bu denli utanmam normal miydi?
"Güzel gözlerinden yaşların düşmesine neden olan şey ne bilmiyorum ama öğrendiğim zaman umarım sakin kalabilirim...Şimdi gitmem lazım akşam konuşacağız tamam mı?" Kafamı sallayıp burnumu çektiğimde Onur bana kısa bir bakış atıp ayaklandı. Sofradakilerle vedalaşıp salondan çıktığında bende peşinden kalkıp kapıya kadar yürüdüm. Onur çıkmadan önce bana doğru dönüp kollarımı sıkıca tuttu...
"Yavrum ağlama daha fazla ne olur. Ben gelene kadar dün söylediğim konulara çalış kafanı meşgul et bir şekilde." Kafamı usulca sallayıp alt dudağımı dişledim. "Bir saat sonra arayacağım ağladığını görürsem bozuşuruz bak."
"Tamam." Kısık çıkan sesim Onurun iç çekmesine neden oldu.
"Hazar gitmem bak." Hızla kafamı kaldırıp Onurun gözlerine baktım.
"İyiyim merak etme aklıma bir şey geldi ona canım sıkıldı biraz hem akşam konuşacağız zaten." Onur kafasını sallayıp beni kendine çektikten sonra dudaklarını anlıma bastırdı.
"Konuşacağız." Kafamı usulca sallayıp kollarından ayrıldım.
"Kolay gelsin sevgilim." Onur bana bakıp gülümsedi.
"Sağ ol güzelim." Gözlerimin içine son kez bakıp arkasına döndü ardından aralık kapıdan çıkıp gitti. Hasta olmasına rağmen beni düşünmesi içime işlerken burukça gülümsedim. Akşam doktorun söylediklerini ona da anlatacaktım. Bilmeye herkesten çok onun hakkı vardı..
Devam Edecek
Smut bölümü attım kimse okumadı qdnqıddsjndısf Size bir daha da smut size nah gelir smut
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEVİRAT (BXB)
Romance[TAMAMLANDI] Ağlaya ağlaya geldiğim bu eve tekrardan mahkum kalmıştım... EŞÇİNSEL VE İNTERSEX KONULU BİR KURGUDUR !