6- Barış

8.8K 578 79
                                    

Okula giden okuyucularım için okul motivasyonu, kütüphaneye gidip ders çalışacak olan ben içinde moral olsun :D

Keyifli okumalar <33

(Onurun Anlatımıyla)

"Hocam biz şimdi sınav olmayacak mıyız?" En ön sırada oturan yanakları soğuktan kızarmış Ayşenin sorusuyla gülümsedim.

"Yok Ayşeciğim olmayacaksınız kaldırıldı artık." Ayşe kafasını sallayıp yanında ki arkadaşının kulağına bir şeyler fısıldadığında öğretmenler masasından kalkıp tebeşirli tahtanın önünde durdum.

"Arkadaşlar bugün normalde kesirlere giriş yapacaktım ancak az vaktimiz kaldı. Onu haftaya erteliyorum bugünlük küçük bir oyun oynayalım. Ne dersiniz?" Öğrencilerim hep bir ağızdan evet diye bağırdığında gülümseyip tebeşiri elime aldım.

"Şimdi ben buraya bir kelime yazacağım ancak siz kelimeyi bilmeyecekseniz sadece kaç harften oluştuğunu bileceksiniz. E hocam kelimeyi nasıl bulacağız derseniz rastgele bir harf söyleyip kelimeyi öyle bulmaya çalışacaksınız. Kelimenin içinde olmayan harfi söylerseniz de bu çizdiğim yere adamı asmaya başlayacağım." Öğrenciler anladıklarına dair mırıltılar çıkardıklarında aklımda ki beş harfli kelimeyi tahtaya yazdım.

"Hocam takım olabilir miyiz?" En arka sıralardan kafasını uzatıp bana gülümseyerek bakan Rızaya kafamı salladım.

"Zaten takım olacaksınız Rızacım duvar kenarı A takımı orta sıra B takımı pencere kenarı da C takımı. Kazanan takıma da bir ödülüm olacak." Sınıftan alkış sesleri yükselirken elimi hafifçe tahtaya vurdum. "Takımların sırayla bir harf söyleme hakkı var. Pencere kenarından başlayalım."

"Hocam biz 'A' demek istiyoruz." Ön sıradan konuşan Damlaya bakıp gülümsedim. Ardından tahtaya dönüp kelimenin ikinci harfini yazdım.

"Orta sıra-" Der demez orta sıradan 'O' nidaları yükseldi. "Maalesef yanlış." Arkama dönüp adamın kafasını çizdiğimde sıra duvar kenarına geçti.

"'C' hocam." Ön sıradan Ceylinin hevesle kendi isminin baş harfini söylemesiyle takımından bir kaç kişi itiraz etti.

"Maalesef buda yanlış." Arkama dönüp adamın boynunu çizdim.

"Al işte ya." Erenin söylenmesiyle Ceylin Erene bakıp gözlerini devirdi.

"Sıra yine cam kenarında." Sağa doğru döndüğümde bu sefer Damlanın yanında ki Mert konuştu.

"'D' hocam." Kafamı sağa sola sallayıp arkama döndüm ardından bu seferde adamın sağ kolunu çizdim. Aynı sırayla gidip bir vakitten sonra adamı asmadan bir kaç öğrencinin kelimeyi bulmasıyla tahtaya dönüp yazdığım kelimeyi yuvarlak içine aldım.

"Arkadaşlar kelimemiz Barış ancak ne demek bu Barış? Siz kelimeyi buldunuz anlamını açıklaması da bende." Öğrenciler çiçek olup bana dikkat kesildiklerinde boğazımı temizledim.

"Aslında barışın iki anlamı var. İlk anlamı zıt anlamlısı olan Savaşın bitme durumu. Diğer anlamı da uyum, karşılıklı anlaşma ve hoşgörü ile oluşturulan ortam. Barış aslında her daim sürdürülmesi gereken insanı insan yapan bir kavram. Anlamını öğrendiğimize göre biraz düşününce sizin aklınıza barış deyince ne geliyor?" Sorduğum soruyla havaya kalkan parmaklar gülümsememe sebep oldu.

"Evet Gökay." 

"Öğretmenim benim aklıma bir arkadaşımla küstükten sonra barışmak geliyor." Kafamı sallayıp doğru diye mırıldandım.

"Lale?"

"Öğretmenim benim aklıma isim olan Barış geliyor." Sınıfta gülme sesleri yükselirken bende gülümsedim. Ardından çalan zille peşlerinden at kovalıyormuş gibi toparlanan öğrencilerime baktım.

"Arkadaşlar haftaya ödevlerinizi yapmayı unutmayın, iyi tatiller." Sınıftan bağırış sesleri yükselirken öğretmenler masasının üzerinde duran çantamı alıp sınıftan çıktım. Öğretmenler odasına girip kitaplarımı topladıktan sonra öğrencilerin okuldan çıkmasını bekleyip bende çok geçmeden okuldan ayrıldım. 

Düşünerek yürüdüğüm yolun sonunda evin önüne gelip bahçeden içeriye girdiğimde aniden göğsüme çarpan bedenle hafifçe geriye doğru sendeledim. Hazar bana korkarak bakıp sertçe yutkundu ardından gözlerini hızla kaçırdı.

"Ben... özür dilerim." Hazar hafif geri çekilip kızarmış yanaklarını saklamaya çalıştığında eğilip yere düşen çantamı aldım.

"Sorun değil." Kafasını sallayıp o da yere düşürdüğü leğeni aldıktan sonra koşar adım mutfağa girdi.

Bende dışarıda daha fazla beklemeyip eve adımladığımda odaya geçip çantamı yatağın kenarına bıraktım ardından üstümü bir çırpıda değiştirdim. Geceleri uğramadığım bu odaya üstümü değiştirmek için uğramak bile bana çok zor geliyordu. Bu son günlerde okul dışında ölü gibi dolaşıyor bazen saatlerce düşünüyordum. 

Bundan iki sene önce yaz tatiline geldiğimde Hazarı çeşmenin orada görmüş görür görmezde ne zaman olduğunu bile bilmeden kalbimin en derinlerine aşkın tohumlarını ekmiştim. Mavi gözleri, kıvırcık kahve saçları, kumral teni büyüleyiciydi benim için. Üç ay boyunca yeni yetme ergenler gibi geçtiği yolları saatine kadar ezberlemiş yetmemiş çıkması zor olsa da Aydından Ağrıya tayinimi istemiştim. Gel gör ki kader bana arka taraflarıyla gülmüş daha ne olabilir derken sevdiğim çocuğu abime yar etmişti.

Aşkımı da sevgimi de kalbime gömmeye çalışıp olsun demiştim. Kaderime boyun eğmiş hayatıma devam etmeye çalışmıştım. Ancak kader yine ağlarını örmüş yolumu Ağrıya düşürmüştü. Şimdi ki farklıydı ama, içim kan ağladığı için gelemediğim abimin büyük düğününe günün sonunda yine cenazesi için gelmek zorunda kalmıştım.

Abimin ölümünün üstüne eşiyle evlendirilmem istenmişti. En baştan istediğim şeye bu acıyla sahip olmak beni nasıl mutlu edebilirdi? Günün sonunda kabul etmek zorunda kalsam da başta hiç bir şey olmamış gibi bütün bu olanlara nasıl boyun eğerdim? Gerçi insanoğlu kendine biçilen kaderi günün sonunda istese de istemese de kabul ediyordu. Bundan sonrası kalıyordu geriye yaşanacaklar, yaşanılması gerekenler ve yaşatılacaklar...


           Devam Edecek

Bölümde çok fazla ince şey var :D

Bu arada bazı bölümler Onurun da ağzından okuyacağız öyle daha iyi olurr...Onun haricinde düşüncelerinizi fikirlerinizi okumak beni aşırı motive ediyor. Okunmuş, okunmamış 10 oy gelmiş bunlar hiç önemli değil. Benim için okurumun düşüncesi, fikirleri önemli. Konağı yazarken kurgu anca 17. bölümde 1 K olmuştu mesela. Bu benim için hiç önemli değildi yorum yapan 3-5 kişi sayesinde yazmaya devam etmiştim. Bu kurgu içinde Müphem içinde aynı şey geçerli. Fikirlerinizi yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen <33

LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin