46- Boy Boy Çocuk

4K 353 82
                                    

Keyifli okumalar <33

"Çok yalnızdım, kaybolmuştum sığındım işte sana..."


(Onurun Anlatımıyla)

Arabayı Hazarın okulunun önüne park edip dışarıya çıktım ardından arabanın kapısına yaslanıp elimi cebime attım. Hazarı beklemeye başladığımda aklıma dolan düşüncelerle derin bir nefes aldım. Bebeğimizin olacağına çok sevinmiştim ancak Hazara bir şey olacak düşüncesinin beni korkutmasına da engel olamıyordum. Sürekli gözümün önünde dursun onu hep kendime saklayayım istiyordum. 

"Dünyadan kocama..." Hazar dibime girip elini gözümün önünde salladığında düşüncelerimden sıyrılıp güzelime baktım. Eğilip dudaklarımı dudaklarına yaklaştırdığımda Hazar hafifçe geri çekildi. "Sevgilim daha demin kustum rahatsız ol-" Sözünü kesip belinden tuttuğum gibi dudaklarımı dudaklarına bastırıp uzun bir öpücük çaldım.

"Biraz gezelim mi buraları? Değişiklik olur iyi gelir sana da." Şanlıurfaya geldiğimizden beri çok fazla dışarıya çıkıp gezememiştik. Hazarın bazen canının sıkıldığını hissediyordum ancak bunu asla dile getirmiyor sıkıldığını belli etmemeye çalışıyordu.

"Oluur gezelim." Hazar bana güzel gülümsemesini sunduğunda dayanamayıp gülüşünden de öptüm ardından arabanın kapısını açıp kenara çekildim. Hazar teşekkür edip arabaya bindiğinde bende şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdım. 

Hazar gülümseyerek bugün ne yaptığını anlatmaya başladığında bende gülümseyerek onu dinledim. O mutlu olduğu sürece bende mutluydum. Yüzünde ki gülümseme için her şeyimi verir ne gerekiyorsa yapardım...

 Çok geçmeden çarşıya geldiğimizde arabayı kenara park edip aşağıya indim. Hazar da arabadan indiğinde yanına ilerleyip elinden tuttum. Beraber çarşının içine girdiğimizde gördüğüm kalabalıkla Hazarın belinden tutup hafifçe kendime çektim.

"Hayatım neden bu kadar kalabalık?" Yüksek sesten dolayı Hazara dönüp kulağına eğildim. 

"Bilmiyorum ki yavrum yüksek ihtimalle şenlik gibi bir şey vardır." Hazar kafasını sallayıp heyecanla yürümeye devam ettiğinde bende peşinden ilerleyip etrafa göz gezdirdim. Karşımıza bir grup çocuk çıktığında ise onları durdurup merak ettiğim soruyu sordum. "Çocuklar burası neden bu kadar kalabalık?"

"Abi Mehmet ağanın eşi oğlan çocuk doğurmuş yemek dağıtıp eğlence veriyorlar.." Hazar kaşlarını çatıp çocuklara baktığında bu sevimli haline gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Oğlan doğurduğu için eğlence veriyorlar kız olsaydı yapmayacaklardı yani?" Hazar, eğlenceyi çocuklar vermese de her an üstlerine atlayacakmış gibi duruyordu. Bu halleri o kadar tatlıydı ki beni nasıl bir duruma soktuğundan haberi yoktu.

"Yok abi Mehmet ağanın ilk çocuğu kız olmuş o zaman otuz koyun kesip dağıtmış millete. O daha kalabalıkmış diyorlar.." Hazar duyduğu şeyle kızarıp kafasını salladı. Yüksek ihtimalle boş yere çocuklara sinirlendiği için pişman olmuştu.

"O zaman baya zengin bu Mehmet ağa?" Çocuklar hızlıca kafasını salladı.

"Hem de ne zengin bunlar bir düğün yapıyor bütün Urfa gidiyor o derece. Birde Mehmet Ağanın kuzeni var Ziran Başer onun eşi üç erkek doğurdu siz tahmin edin artık ne yaptıklarını." Duyduğum isimle kaşlarımı çattım Mahirin ailesinden bahsediyorlardı...

"Tamam çocuklar teşekkür ederiz." Çocuklar kafasını sallayıp uzaklaştığında Hazar bana döndü.

"Hayatım bizde yemek alalım mı? Acıktım biraz.." Hazar bana bakıp alt dudağını dişlediğinde gülümseyip kafamı salladım. Beraber yemek dağıtılan yere gidip iki tabak aldık ardından boş bir yere geçip oturduk. Hazar iştahla yemeğini yemeye başladığında bende onu izlemeye başladım. Ay gibi parlayan yüzü gerçeğinden bile güzeldi...

"Şu geçen gördüğümüz çocuk nasıl üç tane bebek doğurmuş ya?" Hazar karnına bakıp konuştuğunda dayanamayıp küçük bir kahkaha attım. "Aşiret olunca öyle oluyor galiba otomatikman birden fazla çocuk doğuruyorsun." Konu Hazarın ilgisini çektiği için bir yandan yemeğini yiyor bir yandan da düşüncelerini paylaşıyordu.

"Sevgilim bizde mi üç dört tane yapsak? Şöyle boy boy olsun..." Hazar gülümseyip bana istekli gözlerle bakmaya başladığında dudaklarımı alnına bastırıp yemeğime devam ettim. 

Çok geçmeden yemeklerimizi bitirdiğimizde ayaklanıp çarşıyı gezmeye başladık. Dükkanlara girip beğendimiz şeyleri aldık ardından bebek kıyafetleri satılan bir mağazaya girdik. Hazar heyecanla beyaz zıbınlara koştuğunda bende peşinden ilerledim. Beğendiği kıyafetleri gösterip her alalım mı dediğinde içim giderek bir ona birde kıyafetlere baktım. Adını bilmediğim bir histi. Daha tam olarak tatmasam da baba olmanın o iç huylandırıcı hissini yavaştan hissetmeye başlamıştım. Garipti evet ama aynı zamanda çok da güzeldi...

"Şunları da alalım mı bebeğim?" Hazar elimde ki kıyafetlere bakıp heyecanla kafasını salladı. Biraz daha kıyafet bakıp hepsinin ücretini ödedikten sonra elimizde bir sürü poşetle oradan da çıktık. 

Biraz daha gezdikten sonra Hazar yorulduğu için hızlıca eve dönüp yemek yapmaya koyulduk. Günlerimizin bu denli güzel geçmesi ikimizi de mutlu ediyordu. Bu monoton hayatımıza minik biri daha katılmıştı. Heyecanlıydık, aynı zamanda korkuyorduk ama birbirimize de güveniyorduk. Beraber olduğumuz sürece aşamayacağımız hiç bir engel yoktu bunu çok iyi biliyorduk...


                      Devam Edecek

Sıkıntılı bir süreçteyim yine de kurguya bölüm atmaya çalışıyorumm.. Ayrıcaa bölüme güzel bir oy sayısı ve yorum gelirse akşam bir bölüm daha atarımm <33



LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin