15- Ne yaptım?

7.7K 510 60
                                    

Keyifli okumalar <33

İşimiz bittikten sonra Onurun bizi eve bırakmasıyla arabadan indik. Birgül abla uyuyan kızını kucağına alıp Onura bakarak gülümsedi. 

"Sağ ol yengem." Onur da gülümseyip önemli değil diye mırıldandı.

Birgül abla bize kısa bir bakış attıktan sonra Narin üşümesin diye hızla içeriye girdi bende bagaja koyduğumuz poşetleri alıp Onura bakmadan Birgül ablanın peşinden içeriye adımladım. Birgül ablanın poşetlerini odasına koyduktan sonra kendim için aldığım şeyleri de odaya götürüp dolaba yerleştirdim. O sırada odanın kapısının açılmasıyla kafamı o tarafa çevirdim. Onur bir şey demeyip yanıma geldiğinde dolaba uzanıp gömleğini çıkardı.

"Ben okula gidiyoru-"

"Ne yaptım ben sana Onur?" Aynı anda konuştuğumuzda sırtımı dikleştirip yüzüne baktım.

"Anlamadım?" Onura ciddi misin bakışları atıp sinirle gülümsedim.

"Anlamadın öyle mi? Ben arkadaşız sanıyordum ama sana göre öyle değilmiş. Hatta bana karşı davranışlarına bakılırsa düşman bellemişsin beni kendine." Onur sinirle konuştuğum için kaşlarını çatıp yüzüme bakmaya devam etti. O kadar dolmuştum ki artık birden sorma gereği duymuştum. Nedenini söylese ona göre bir yol çizecektim. Kimseye zorla bir şey yaptıracak değildim. İstemiyorsa yüzüne dahi bakmazdım.

"Hiç bir şey olmadı. Ne olabilir ki?" Sinirle gözlerine bakıp çıkarabildiğim en sert ses tonumla konuşmaya başladım.

"Bak Onur, ben bir gün bile Doğana bana neden soğuk yapıyorsun, bana neden böyle davranıyorsun demedim. Ne yaptıysa sustum, sesimi çıkarmadım ama seni anlayamıyorum. Kaç kere konuşup dertleştiğimizi sende biliyorsun. Ben seni arkadaşım yerine koydum hiç kimsem yoktu sana anlattım derdimi. Şimdi ne oldu da bu kadar düşman kesildin bana? Evlilik yüzünden mi? İnan umurumda değil ben senden bana eş ol demiyorum demem de ama böyle davranmanı da anlayamıyorum." Sonlara doğru sesimin kısılması ve gözlerimin dolmasıyla kafamı eğdim. Bu bir sene de hiç kırılmadığım kadar bu bir ay da kırılmıştım.

"Hazar ben abimi kaybettim daha bir haftası ya doldu ya dolmadı bana kalkıp abinin eşiyle evlen dediler. Kabullenemedim bunca sene- Ben seni kırmak istemem bunu istesem de yapamam. Sadece kendimi tam açıklayamıyorum ama beni anla lütfen. Özür dilerim..." Onurun titreyen sesiyle sertçe yutkundum.

"Ben istediğim cevabı alamadım Onur ve eğer cevap vermezsen benimle konuşmak istemediğini düşünüp bundan sonra yüzüne dahi bakmayacağım. Bu kadar ısrarcı olmamda ki sebepte sana değer verdiğim her şeye rağmen arkadaşım olarak gördüğüm için bu yüzden sende en ufak bir değerim varsa sorumu cevaplarsın." Dolu gözlerimle mavilerine baktığımda Onur yutkundu.

"Benim için çok değerlisin Hazar anlatamayacağım kadar çok hem de. Seninle konuşmayı da eskisi gibi olmayı da çok istiyorum ama cesaret edemiyorum. Korkuyorum.. ya tekrardan-" Onur cümlesini yarıda kesip gözlerime baktığında devam etmesi için kafamı salladım.

"Bana biraz zaman ver lütfen..." 

"Ben sana zaman veririm Onur sorun o değil sorun benim sana kendi içimde her şans verdiğimde tekrar tekrar kırılmam." Onur kafasını eğip burnunu çekti.

"Özür dilerim Hazar kendi iç savaşımda seni fark edemediğim için gerçekten de çok özür dilerim." Onur bana bakmadan arkasına dönüp gittiğinde odadan çıkıp kapıyı yavaşça kapattı.

Ben ise dolu gözlerimle arkasından baka kaldım. Onurun yaşadıklarını anlayabiliyordum ama bu işin içinde farklı bir iş varmış gibi geliyordu. Aşık olduğu biri vardı belki de ve benim yüzümden onunla kavuşamamıştı ya da abisine ihanet ettiğini düşünüyordu. Bilmiyordum ama ona zaman vermekten başka çarem yoktu. Düşündüğü şeyleri anlayamıyordum kendisini bana tam olarak açmıyor hissettiklerini belli etmiyordu. Onu anlayabilmek için ne yapmam gerekiyor bilmiyordum. Nasıl bir yol izlemem gerekiyordu gerçekten bilmiyordum tek bildiğim şey birbirimize zaman vermemiz gerektiğiydi. Umarım ki bu sefer her şey düzelirdi...


             Devam Edecek

Çok uzatmayacağım yavaş yavaş geliyoruz zurnanın zort dediği bölümlere :D

LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin