34- Haykırsam Göklere

5K 457 127
                                    

Medya: Hazar

Çok bombastik bir bölüm oldu...Keyifli okumalar <33


2 Ay Sonra

Son zamanlarda Onurla birlikte sınav çalışmasına daha fazla asılmış hayallerim hakkında bazı günler uzun uzadıya konuşmuştuk. Onurun bana bölümleri tanıtmasıyla gastronomi bölümünü okumak istediğime karar vermiştim. Onur da ne istersem isteyeyim arkamda olduğunu söylemişti. Sınava üç dört ay anca kalmıştı çalışmaya biraz geç başlamıştık ancak istediğim bölümden dolayı çok bir sıkıntı yoktu. Çalışmayı sıkı tutup konuları halledersem yapılmayacak gibi değildi. Amacım da zaten çok iyi bir üniversite kazanmak değildi. Amacım yemek alanında uzmanlaşmak belki de ileride olursa bir yerde aşçı olarak çalışmaktı. Fazlasında gözüm yoktu ancak yine de elimden geleni yapıyordum...

"Hazır mısın güzelim?" Onurun seslenmesiyle ayaklanıp aynanın önüne geçtim. Giydiğim siyah gömleğin ilk iki düğmesini açık bırakıp boynumda ki kolyeyi gözler önüne serdim. Parmağımda ki alyansın yanına bir kaç yüzük daha ekledikten sonra altımda ki bol pantolonun zincirini düzeltip bir kaç fıs parfüm sıktım. Son dokunuşları da yaptıktan sonra derin bir nefes aldım. Hazırdım...

"Geliyorum hayatım." Kendime son kez aynadan baktıktan sonra arkama dönüp odadan çıktım. Kapının önünde beni bekleyen Onur bana doğru dönüp üstümdekileri baştan aşağıya inceledi. Ardından kaşlarını çatıp derin bir nefes aldı.

"Gir içeri üstünü değiştir." Onura bakıp gülümsedim ardından kollarımı göğsümde bağladım.

"Allah Allah başka?" Onurun dudaklarının kıvrıldığını fark ettiğimde yanına gidip elimi omzuna attım. "Ne bu eşime istediğimi giydirir istemediğimi giydirmem raconu mu?"

"Sen bu kadar güzelken elimden başka bir şey gelmiyor. Yoksa kıyafetlerine karışmak haddim değil ben sonuçlarını düşünüyorum. Biri gelir göz ucuyla bakar maazallah elim kayar nefesini falan keserim ondan yavrum." Dediği şeye kıkırdayıp parmak uçlarımda yükselerek yanaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

"O zaman sende üstünü değiştir tişört eşofman giyip gidelim." Onurun üstünde ki jilet gibi gömleği ile kumaş pantolonuna bakıp kaşlarımı çattığımda Onur muzipçe gülümsedi.

"Benim her zaman ki halim bebeğim.. dikkat çekip hayran bakışları üstüne çeken sen olursun." Kıkırdayıp alt dudağımı ısırdım. Onurun iltifatı hoşuma gitmişti...

"Yanına yakışmış olurum o zaman." Onur kaşlarını kaldırıp ellerini belime sabitledi. Ardından burnunu boynuma yaslayıp derin bir nefes aldı.

"Bana yakışan tek ve en güzel şey sensin zaten güzelim aksi mümkün değil." Onurun kulağıma fısıldamasıyla huylanıp kıkırdadım.

"O zaman geç kalmayalım hayatım, sevgili ailemi bekletmek istemiyorum." Onurun kollarının arasından çıkıp arkama döndüğüm sırada bileğimden tutulmamla tekrardan Onurla burun buruna geldim. Eli gömleğimin düğmelerine çıktığında yavaşça iliklemeye başladı.

"Hay hay efendim." Gömleğimi son düğmesine kadar ilikledikten sonra eğilip elimi tuttu. Bu haline kıkırdayıp yanağına küçük bir öpücük bıraktım. Kıskanç halleri ayrı bir hoşuma gidiyordu. Çok geçmeden evden ayrılıp dışarıya çıktığımızda bizimkilerin yanına ilerledik.

"Ay ablam ne güzel olmuşsun." Birgül ablaya bakıp gülümsedikten sonra elini tutup bir tur kendi etrafında döndürdüm.

"O sizin güzelliğiniz Birgül hanımcığım." Birgül ablayla gülüşüp birbirimize sarıldığımızda bizi gülümseyerek izleyen ikiliye göz ucuyla baktık.

"Kuduracak bizimkiler." Birgül ablanın kulağıma fısıldadığı şeyle küçük bir kahkaha attım. Ardından Birgül ablanın kolundan tutup arabaya çekiştirdim. Herkes arabaya yerleştiğinde düğünün olacağı yere doğru yola çıktık. 

Çok geçmeden düğün salonuna vardığımızda arabadan inip yürümeye başladık. Yanıma gelen Onur parmaklarını parmaklarımdan geçirdiğinde gülümsedim. Bundan aylar önce gittiğimiz düğünde elini tuttuğum için sinirlenen beden şimdi isteyerek gelip ellerimi tutuyordu. Bundan daha güzel bir şey yoktu..

"Hoş geldiniz.." Gördüğüm yüzler tekrar ve tekrar midemi bulandırırken Onurun elini sıkıca tutup içeriye adımladım. Diğerleri de peşimizden geldiğinde rastgele bir masaya geçip oturduk.

Çok geçmeden düğün başladığında gelin ile damat gelip ilk danslarını gerçekleştirdiler. Hemen sonrasında ise diğer çiftler için şarkı çalmaya başladı. Onur bana bakıp elini uzattığında gülümseyip elini tuttum. Dansın yapıldığı piste geldiğimizde Onur belimden kavrayıp beni kendine çekti. Bende kollarımı boynuna dolayıp yüzümde ki gülümseme ile mavilerimi mavilerine sabitledim.

"Ta uzak yollardan koştum geldim senin kollarına..." Şarkıyı Onura bakıp söylemeye başladığımda Onur gülümseyip belime daha sıkı sarıldı.

"Haykırsam göklere artık yanımda beni benden çok seven. Dünyalar benim olsa yine de istemem, yalnız sensin benim yüzümü güldüren.."  Birbirimizin kolları arasında konuşmadan öylece dans etmeye devam ettik. Onura aşıktım...Bunu onun yüzüne açıkça söyleyemesem de artık kendime itiraf edebiliyordum. Bunca yıl aşkı bilmeyen bedenim bu duyguyla ilk defa Onur sayesinde tanışmıştı...

"Gözlerimde tüten bir aşktın sen, yıllar yılı bitip tükenmeyen, çok özledim seni ben..."

Şarkı bittiğinde pistten ayrılıp tekrardan masaya geçtik. Halaylar çekilip oyunlar oynandıktan sonra sıra nikah merasimine geçtiğinde Onurla birlikte hızlıca ayaklandık. 

Onur bana bakıp göz kırptığında kıkırdayıp kafamı eğdim. Çok geçmeden gelinle damadın yanına ilerlediğimizde ikisine de tebriklerimizi ilettik. 

"Nikah merasiminden önce hediyemizi vermek istedik umarım beğenirsiniz." Onurun işaretiyle birlikte beyaz perdeye yansıyan görüntü oynamaya başlarken hızlıca arkaya çekildik.

Görüntü ilerlemeye devam ederken misafirlerden yükselen mırıltılar da artmaya başladı. Gelin ayaklanıp sandalyesini ittirdiğinde Gökhan da ayağa kalktı. Buraya doğru koşarak gelen yüzler beni gülümsetirken video bitti.

"Bu ne rezillik?" Gelinin babası Gökhana doğru yürürken ortalık aniden karışmaya başladı. Gökhanın otel odasına attığı kadınla yatağa geçmeleri ardından uygunsuz yakınlaşmaları videoya yansırken devamını mecburen kesmiştik. Bu bile ortalığı kasıp kavurmaya fazlasıyla yetmişti.

"Bu geçen hafta yemek yemeye gittiğimizde giydiğin kıyafetler değil mi?" Gelinin ağlamaklı sesi babasını daha çok sinirlendirdi. "Gökhan..."

"Hediyemizi umarım beğenmişsinizdir tekrardan hayırlı olsun..." Tüm yüzler bana doğru döndüğünde uzanıp Onurun elini tuttum ardından kıp kırımızı kesilen suratlara son kez bakıp alayla gülümseyerek arkama döndüm. 

Onurla birlikte salondan çıkıp arabaya ilerlediğimizde rahat bir nefes aldım. O yüz ifadeleri içime bir nebze su serpmişti. Bunca sene bana yaşattıkları yüzlerini biraz olsun kızartmazken bu rezillik onlara bir süre yeterdi.

Ben bu lafların altında kalmayacağım deyip intikamımı almıştım Onur ise tek bir damla göz yaşına ortalığı ateşe veririm deyip dediğini yapmıştı. Ve bu intikam bizi gerçekten fazlasıyla rahatlatmıştı... 


                          Devam Edecek

Koca koca piyasanın içinden geçiyorlar :D

Buraya kadar ki fav bölümüm budur sizler ne düşünüyorsunuz bakalımm? Bu arada bölüm normale göre çok çok uzundu. Artık güzel bir yorum sayısı gelir diye düşünüyorum :) Aksi taktirde adreslerini veren vermeyen fark etmez hepinizi bulup evlerinizi basarım. (ciddili)

LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin