35- Büyük Ağaç

5.1K 434 112
                                    

Keyifli okumalar <33

Düğün yarıda kesildiği için bizimkiler mecburen düğün salonundan ayrılıp dışarı çıktı. Arabaya yerleşip eve doğru yola çıktığımızda bu konu hakkında konuşulmaya başlandı. Ben sohbete dahil olmayıp arkama yaslandım. Arabayı süren Onur ise dikiz aynasından bana bakıp göz kırptı.

"Kim nasıl buldu o videoyu da foyasını çıkardı ortaya?" Bundan iki üç gün önce Gökhanın arkadaşları yüzünden sızdırılan video Onura ulaştığında intikam almayı her şeyden çok istediğimizi fark ettik. 

Bu yapacağımız şey gelin için belki yıkıcı bir şey olurdu ancak evleneceği kişinin gerçek yüzünü görmesi onun için daha iyiydi. En önemlisi ise herkesin içinde rezil olacak olan pek sevgili ailemin yüz ifadesini görmekti. Bu yüzden her türlü riske fazlasıyla değerdi... 

Bundan bir önce ki gün onurla birlikte düğün salonunun sahipleriyle konuşup videoyu yayımlatmak istediğimizi ancak bunun gelin ve damat için sürpriz olacağını söylemiştik. Sonuç olarak da planımız başarıyla gerçekleşmiş bana haksız yere söyledikleri onca şey bir yerlerinde patlamıştı.

"Yazık günah o kıza ya nasıl üzülmüştür şimdi." Birgül ablanın olaya olan ilgisi beni gülümsetirken derin bir nefes aldım. 

Bunca sene bana kötü davranan insanları düşünüp bir kez daha yaptığım şeyi kendi içimde haklı buldum. En nihayetinde herkes öyle ya da böyle yaşattığını bir şekilde yaşamaz mıydı zaten?

...

Çok geçmeden eve vardığımızda arabadan inip içeriye girdik. Herkes yorgun olduğu için odalarına çekilirken Onurla bizde odamıza geçtik. Ağrıyan boynumu ovuşturup kendimi yatağa attığımda Onur aynanın karşısına geçti.

"Pişman mısın?" Onur gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığında ayaklanıp yanına ilerledim ardından elimi düğmelere attım.

"Neden pişman olayım?" Gömleğin düğmelerini teker teker çözerken Onur elini belime attı.

"Sonuç olarak ailen...ne bileyim pişmansındır belki." Son düğmeye geldiğimde onu da çözüp parmak uçlarımda yükseldim.

"Hiç pişman değilim bir daha olsa bir daha yaparım." Onur tek kaşını kaldırıp muzipçe gülümsediğinde kollarımı boynuna doladım.

"Sen gün geçtikçe daha bir hırçınlaşıyorsun sanki?" Onur belimde ki ellerini kalçama indirip sıkıca kavradıktan sonra ayaklarımı yerden kesti. "Bitiyorum bu hallerine..." Eğilip burnunu boynuma dayadığında gıdıklandığım için kıkırdadım.

"Hmm öyle mi?" Onur kafasını usulca sallayıp dudaklarını ince deriye bastırdı.

"Açmayı çok istediğin gömleğinin düğmelerini şimdi açabilirsin bence.." Kıkırdayıp Onurun ensesini kavradıktan sonra tek elimle gömleğimin ilk iki düğmesini açtım. 

Onur dudaklarını yalayıp gülümsedikten sonra beni yatağa yatırıp ağırlığını vermeden üstüme uzandı. Ardından boynuma gömülüp küçük öpücükler bırakmaya başladı. Gecenin geç saatlerine kadar süreceğini bildiğim bu zevk beni daha yaşamadan heyecanlandırırken alt dudağımı dişledim. Ardından kasıklarımda hissettiğim karıncalanmayla kendimi tamamen Onurun kollarına bıraktım.

...

Sabah uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra Onurla birlikte dışarı çıktık. Adımlarım eskiden hep gittiğim yere yönelirken Onurun elini sıkıca tutum. Beraber derenin kenarına geldiğimizde büyük ağacın yamacına oturduk. 

Onurla bundan üç sene önce ki konuşmamız aklıma dolarken burukça gülümsedim. O zamanlar abi mi desem acaba diye düşündüğüm adamın şuan elini tutup kafamı omzuna yaslamıştım.

"Sınava çok bir şey kalmadı üç dört ay dediğin çabuk geçer...heyecanlı mısın?" Kafamı usulca sallayıp karşımda ki manzarayı izlemeye devam ettim.

"Heyecanlıyım galiba ama aynı zamanda da değilim. Olursa deneyeceğim olmazsa yapacak bir şey yok..." Onur kafasını sallayıp dudaklarını alnıma bastırdı.

"Kazanacağına dair en ufak bir şüphem yok emin ol." Gülümseyip avuçlarımın içinde ki eli daha sıkı tuttum. Bir kaç gündür aklımı meşgul eden düşüncelerimi dile getirmek, Onurla paylaşmak istiyordum. Bunu söylemek için erken miydi bilmiyordum ancak daha fazla içimde tutamıyordum..

"Onur konuyla alakalı değil belki ama yine de söylemek istiyorum.. Ben sana benzeyen bir bebeğim olsun çok isterim. Sen bu konuda ne düşünüyorsun bilmiyorum ama ben ilk defa bir şeyi bu kadar çok istediğimi hissediyorum..." Derin bir nefes alıp arkamda ki bedene daha çok yaslandım. Vereceği cevabı her şeyden çok merak ediyordum.

"Benim önceliğim her zaman senin hayallerin. Okumanı gerçekten çok isterim bebek bundan çok daha sonra geliyor bence." Kaşlarımı kaldırıp kafamı Onura çevirdim. Bebeğimiz olmasını istememesini anlardım ancak yine de nedenini bilmek hakkımdı..

"İstemiyorsun yani?" Onur kafasını sağa sola salladı. Ardından eğilip dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı. Düşüncelerini tam olarak anlayamıyordum..

"Nasıl istemem güzelim benim? Çok isterim ama tedavini olman benim için çok daha önemli ayrıca seni ilk istediğin mesleği yaparken görmek istiyorum. Sonrasında ise eğer olursa  bebeğimize hamileyken ki halini...Yani her şeyin zamanla olması daha mantıklı geliyor bana."  Onurun konuşması içimi rahatlatırken derin bir nefes alıp kafamı salladım. Onur ise gülümseyip yanağıma ıslak bir öpücük bıraktı. Oturduğumuz bu büyük ağacın yamacında hava kararana kadar gelecek için planlarımızı konuşmaya devam ettik ardından da hayaller kurup onları gerçekleştirmek için birbirimize sözler verdik...


              Devam Edecek

Taslakta bölüm kalmadı bu yüzden bölüm yazmam gerekiyor ancak yazmak için de boş bir kafaya ihtiyacım var.. Bir iki gün özleşelim ben size cici bölümler yazayım sonrasında pazartesinden itibaren tam gaz devam edelim. Final de yaklaşmaya başlıyor zaten tahminen on beş bölüm anca kaldı. Bu da iki hafta demek yani geliyoruz bir hikayenin daha sonuna :D


LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin