29- Çorba

6K 504 103
                                    

Keyifli okumalar <33


Şeriban teyzeler gittikten sonra ev aşırı sessizleşmişti. Agırla Behrama alıştığımızdan mıydı bilmiyordum ama çocuk sesleri iyi geliyordu. Narinin mırıldanmaları evi doldursa da yetmiyor gibiydi. Oluşan sessizlik biraz can sıkıcıydı..

"Anladın mı güzelim?" Onurun anlattığı kimya formülleri kafamı allak bullak ederken ofladım. Bugün cumartesi olduğu için Onurla sabahtan beri ders çalışıyorduk ve ben artık yorulmuştum.

"Biraz ara mı versek?" Onur kafasını sallayıp tüm gün olduğu gibi şimdi de hapşurduğun da bu sefer dayanamayıp ayaklandım. "Onur bak ateşin de var zaten diretme yat dinlen bende sana hemen bir çorba kaynatayım iyi gelir."

"Hazarım gerçekten bir şeyim yok sadece üşütmüşüm biraz." Onur burnunu çektiğinde elimi alnına bastırdım. Sabah az olan ateşi daha çok artmıştı sanki. Bu adam da ki inat kimse de yoktu gerçekten.

"Onur geç şu yatağa uzan bir daha söylemeyeceğim." Sert çıkarmaya çalıştığım sesim Onuru korkutmaktan çok gülümsetse de kafasını sallayıp ayaklandı. Yatağa geçip uzandığında yanına adımlayıp battaniyeyi karnına kadar çektim ardından yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Onur bur hareketimle sinsice gülümsedi.

"Bir kez daha öpsen iyileşirim gibi." Onurun dediği şeye kıkırdayıp diğer yanağına da minik bir buse kondurdum. "Şuradan da öpsen turp gibi olurum biliyor musun?" Onur dudaklarını büzüp bana doğru uzattığında gülümseyip dudaklarına da küçük bir öpücük bıraktım. "Şuraya da-"

"Onur ben şimdi çorba kaynatmaya gidiyorum sende ben gelene kadar dinlen biraz." Onur gülümseyerek kafasını sallayıp bana göz kırptığında arkama dönüp odadan çıktım. 

Mutfağa girdiğimde hep yaptığım çorba için dolaptan sebzeleri çıkartıp doğramaya başladım. O sırada içeriye giren Birgül ablayla ona dönüp gülümsedim.

"Kolay gelsin ablam." Birgül abla yanıma gelip yemek yapmak için kollarını sıvadığında hafifçe kenara çekildim.

"Sağ ol abla." Birgül abla gülümseyip doğradığım sebzelere bakmaya başladı.

"Ay o hep yaptığın sebzeli çorbayı mı yapacaksın? Canım çok çekiyordu iyi oldu valla." Hızla Birgül ablaya dönüp kaşlarımı kaldırdım.

"Abla söyleseydin ya bana yapardım hemen. Onur üşütmüş biraz onun için yapayım dedim yoksa haberim olmayacaktı canının çektiğinden." Birgül abla kıkırdayıp bana sıkıca sarıldığında bende sarıldım.

"Düşünmen yeter kuzum hem yapıyorsun ya işte yerim iki tabak çıkartırım acısını." Bende gülümseyip kafamı salladım ardından çorbayı yapmaya devam ettim. Doğradığım sebzeleri tencereye koyup ısladığım mercimeği de ekledim ardından ılık suyu üstüne boşaltıp tencerenin kapağını kapattım.

"Abla çorbaya arada bir bakabilir misin? Bir Onura bakayım ateşi vardı aklım kaldı." Birgül abla kafasını sallayıp olur diye mırıldandığında gülümseyip dolaptan küçük bir leğen çıkardım. İçerisine soğuk su koyup dışarı çıktığımda önce eve ardından da odaya girdim. Leğeni masaya bırakıp Onurun yanına ilerlediğimde elimi alnına atıp ateşine baktım. Dokunuşumdan irkilip gözlerini araladığında gülümseyip elimi çektim. Ateşi hala aynı gibiydi, ne azalmış ne de artmıştı.

"Nasılsın bir tanem?" Onur bana kısa bir bakış atıp kolunu kafasının altına koydu ardından  muzipçe gülümsedi.

"Çok iyiyim." Bu haline kıkırdayıp çekmeceden çıkardığım havluyu leğende ıslattım ardından suyunu iyice sıkıp Onurun yanına ilerledim. 

"Havluyu alnına koyayım ateşin artmasın." Kafasını sallayıp kendini sırt üstü yatağa bıraktığında havluyu alnına yerleştirdim. Tam elimi çekecekken Onurun bileğimden kavramasıyla öylece durdum. Elimi dudaklarına götürüp uzunca öptükten sonra parmaklarını parmaklarımdan geçirdi.

"Gitmesen mi?" Kıkırdayıp yanında ki boşluğa oturdum ardından boşta ki elimle kumral tutamları karıştırmaya başladım.

"Çorba kaynıyor." Omuz silkip kafasını bacaklarıma yasladığın da iç çektim. 

"Olsun kal sen." Kafamı sallayıp olur diye mırıldandıktan sonra alnına düşen kumral tutamları geriye doğru taradım. Hastayken çocuk gibi mızmızlanan Onurla tanışmak kanımın kaynamasına sebep olmuştu. Gözleri yavaşça kapanmaya başladığında dizlerimde uyuya kalan bedene bakıp iç çektim. Sonum olacak kadar başkaydı...

Onuru uyandırmamaya çalışarak kafasını yastığa bıraktım ardından alnında ki ıslak havluyu düzeltip üstünü iyice örttükten sonra odadan çıktım. Hızlı adımlarla mutfağa girdiğimde kaynayan çorbanın altını kısıp iyice karıştırdım. Birgül abla ise yaptığı yemeklerin altını kapatıp kendini sobanın yanına attı.

"Yorulmuşum ya." Birgül ablaya bakıp gülümsedikten sonra dolaptan iki tabak çıkartıp sıcak çorbayı içine boşalttım ardından dolaptan çıkardığım limonları içine sıkıp bir tabağı Birgül ablaya uzattım. "Ay sağ ol kuzum eline sağlık."

"Afiyet olsun abla." Birgül ablaya gülümseyip diğer tabağı da küçük tepsiye koydum. Yanına bir bardak su da aldıktan sonra Birgül ablaya haber verip mutfaktan çıktım. Eve girdiğimde salondakilere gözükmeden odaya gelip kapıyı açtım. Yatağa doğru ilerleyip tepsiyi komodinin üzerine bıraktıktan sonra Onurun ateşine bakmak için elimi alnına koydum. Şükür ki biraz düşmüştü.

"Sevgilim hadi kalk çorbanı iç..." Kumral tutamlara parmaklarımı daldırıp karıştırdım.

"Imm." Onur uykusunda mırıldanıp bana arkasını döndüğünde bu haline gülümseyip yanına oturdum. Zor bela uyandırdıktan sonra çorbasını içirip tekrardan uyuması için odadan çıktım. Akşama doğru da yemek getirip ilaçlarını içmesi için başında bekledim. Tekrardan uyumak istediğinde bu sefer beni bırakmayıp zorla yanına yatırdı. Yorganın içine girip kafasını göğsüme yasladığında iç çektim. Hasta olmasına dayanamıyordum..

"Bir an önce iyileş tamam mı?" Onur bir şeyler mırıldanıp boynumu öptüğünde gözlerimi kapatıp sıkıca kollarına sarıldım ardından gecenin köründe üstüme atlayacak Onurdan habersiz kendimi uykunun kollarına bıraktım.

                 

             Devam Edecek

İçime sinen bir bölüm oldu yav :D

LEVİRAT (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin