"Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir" diye boşuna dememiş John Lennon.
♦
"Senlik bir şey yok" geldiğimizden beri ilk defa konuşarak denizdeki bakışlarının bana dönmesini sağladım. Başını eğip güldü. "Benlik bir şey yok? Neylik bir şey v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi Okumalar✨
~YAZARIN ANLATIMIYLA~
Evlerin ışıklarını yitirip şehri yalnızca sokak lambaları ve ayın ışığı ile aydınlattığı gecede Kuzey Asel Aden'i evine bıraktığından beri toplantı odasında başkomiser ve timi ile plan yapıyorlardı.
Bir yılı aşkındır bir çetenin peşine düşmüş suç üzeri yakalamak için ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlardı. Takip ettikleri çete, her türlü yasaklı madde satışı yapıyordu. Üstelik hedefleri kadınlar ve çocuklardı.
Her baskın yaptıkları zaman diliminde şerefsizler bir yolunu buluyor, adeta yer yarılıp içine giriyorlardı. Aldıkları son haber ile çetenin oldukça işlek ve yerleşim alanı yüksek bir mahallede iş yürüttüklerini ve maddelerini sakladıklarını öğrenmişlerdi.
Şimdi tek yapmaları gereken oldukça gizli olup çeteyi çökertmekti. Evet, zor bir görevdi ama onlar Boran timi'ydi. Fridtjof Nansen'in de dediği gibi zoru yapmak kolaydı fakat imkansız zaman alırdı.
"Anlaşıldığımı umuyorum. Kısa sürede ve dikkatli olmak koşulu ile çökerteceğiz. Son öğrendiğim bilgiye göre yabancı, yasaklı madde ile birlikte el bombası ve silah pazarlığı da olduğunu öğrendim. Kimsenin kılına dâhi zarar gelmeden, sessizce bitirilecek," deyip kapıdan çıkmadan önce "Kuzey Demir her bir yeni bilgiden haberim olsun!" diyerek ekleyen başkomiser Turgut Söken ile Kuzey başını sallamış "emredersiniz başkomiserim!" demişti.
Turgut Söken odadan çıktıktan sonra tim Kuzey'e bakıp oturma izni istedi. Kuzey eli ile oturun işareti yapıp çenesini sıvazlayarak kalktığı yerine oturdu. Timi kendi aralarında fikir alış verişi yaparken Kuzey daima yaptığı gibi ince ayrıntıları düşünmek ile yükümlüydü.
Her görev olduğu gibi omuzlarına bir ağırlık çökmüştü. "Komiserim ne yapmamızı öngörürsünüz?" diyerek Kuzey ile ilk konuşmayı başlatan Yusuf'un ardından "ilk hamleyi ne zaman yapalım?" diyerek Baran bir soru yöneltti.
Baran için işin kısası makbuldü. Bir işi uzatınca o işin boku çıkardı. Yap bitsin onun anlayışıydı. Kuzey elinde döndürdüğü kalemi masaya atıp masadaki bakışlarını time çevirdi. "Bu zamana kadar topladığımız tüm bilgileri tekrar çıkarın. Başkomiserin de dediği gibi sessizce bitecek bu iş. Aksi takdirde ellerindeki patlayıcı madde ile vatandaşa zarar verilebilir."
Berfin ellerini göğüs hizasında bağlayıp gözünü Kuzey'e dikti. "Pazarlığı yurt dışına yapıyorsa deniz yoluyla iletişimi daha kolay olacaktır." Semih kollarını masaya dayayıp öne eğildi. "o zaman ilk olarak limanlara adam yerleştirelim. İlk adımımız bu olsun"
