"Hayat; siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir" diye boşuna dememiş John Lennon.
♦
"Senlik bir şey yok" geldiğimizden beri ilk defa konuşarak denizdeki bakışlarının bana dönmesini sağladım. Başını eğip güldü. "Benlik bir şey yok? Neylik bir şey v...
Yıldızı doldurmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar ✨
Bu gıcıklık değil de neydi?
Bu insanı sinir krizine sokmak değil de neydi?
Bu aslan burcuna ihanet değil de neydi?
Cevaplayın bakalım...
Annemler gittikten sonra dudaklarını dudaklarımla buluşturup çekilmişti. Ben daha fazlasını isterken gülmüş ve "bu senin cezan," diyerek benim de öpmeme izim vermemişti.
Olduğumuz pozisyondan ayrılalı yarım saate yakın oluyordu. İkimizde koltuğa uzanmıştık. Film açalım mı, diye sorduğumda istememişti. Oturduğumuzdan beri saçlarımla, yüzümle oynuyordu. Bacaklarının arasındaki bacağımı hareket ettirdiğimde elini baldırıma koyup durdurdu. Zaten eli vücudumun herhangi bir yerindeyken hareket etme gibi bir lüksüm yoktu.
Parmaklarının değdiği her bir noktam yanıyordu. Ufacık bir temasımızda ona teslim olmak benim açımdan hiç iyi olmuyordu.
"Çok kıpır kıpırsın."
Başımı geriye atıp yüzüne baktım. Alnıma dudaklarını bastırdı. "Bebeğim kızma hemen. Oturduğun yerde çok hareket ediyorsun,"
Kollarımdan destek alıp bedenimi çevirdim. Şimdi ise yine bacaklarının arasında, bedenim üzerinde, kollarım iki yanında, çenem göğsüne yaslı durdum. Ani hareket etmem bir yerlerine uyarı göndermiş olacak ki elini belime atıp hareketimi duraklattı.
"Bir gün sonum olacaksın!"
Şirin olduğunu düşündüğüm bir gülümseme bahşettim. "Hiç gülme öyle. Bir gün kendimi tutamamaktan korkuyorum." Dudağımı büzdüm. O konuşurken beden dilim ile karşılık veriyordum.
Dudağıma bakıp başını arkaya yaslayarak tavana baktı. "Sen de hemen tetikleniyorsun," diye söylendim. Bir parmak dokunmam bile onu etkiliyordu.
Gözlerimin içine bakıp başını yaklaştırarak alınlarımızın değmesini sağladı. "Yirmi dokuz yıllık hayatımda bir kere bile bir kıza dokunmayıp, o işi yapmayan adamım, güzelim. Sevdiğim kadın ile temas halindeyken arzulamam sana komik gelmemeli. Senin yanındayken liseli ergenlerden farkım yok."
Çok güzel adamdı. Ben Kuzey'e aşık olmayacaktım da kime olacaktım?
Sizde benim yerimde olsanız hak verirdiniz. Ama olmayın, kıskanırım.
"Kuzey, seni çok seviyorum. İyi ki hayatımdasın. Öpeyim mi bir kerecik?" İlk öpücüklerimizi birbirimize verdiğimizden beri öpmek için yine izin istiyorduk. Bu kendimize ve karşımızdakine olan saygımızdandı. Deli gibi öpmek istesem de Kuzey hayır deyince dururdum. Hayır demezdi tabii orası ayrı konu.
