BÖLÜM 42

674 52 9
                                    

Selamlarrr ballarım, nasılsınızzz

16/06/2024

İnternetim olmadığı için babamdan dızlamak zorunda kaldım qkskdkdkdkfkri babam da şimdi çıkacağı için yarım saat erkenden bölümü yayınlasam bi şey olmaz deyip yayınlıyorum ❤️❤️

Kurban Bayramımız Mübarek Olsun🐑🍬💖

Yıldızı doldurmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen🤍 benim için önemli olduğunu belirtmek isterim.

İyi okumalar ✨

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar ✨

Kara bulutların yerini yağmur damlaları doldurmuştu ve sanki gökyüzü ağlıyormuş gibi bardaktan boşalırcasına bir yağmur yağıyordu. Yağmuru izledikçe gelen uykum, yağmurdan kaynaklı içeri girenlerden oluşan gürültü sebebiyle gözlerimi kapatmamı engelliyordu.

Allah aşkına hastane koridorlarında bağıranlar tam olarak ne yapmaya çalışıyorlardı? Amaçları neydi yani? Bırakında hastane de kafa dinleyelim yahu!

Gökyüzünden gelen şimşek sesi ile loş olan oda aydınlandı. Cama vuran yağmur damlası ile zihnimdeki hakaretleri susturup cama vurup beraberinde su damlalarını sürükledi. Kuzey elindeki telefonu baş ucuma koyup sıkıntılı bir nefes aldı. Son konuşmamızdan sonra telefonda işi olduğu için iletişimimizi kesip telefona bakmıştı ama sürekli bana bakıp sıkıntılı nefes alması bir şeylerin ters gittiğinin habercisiydi.

“Kuzey,” benim gibi camda olan gözlerini ona bakan kahvelerime çevirdi. “Efendim?”

“Sevgilim canını sıkan bir şey olduğu çok belli. Anlatmak ister misin?” Stresten salladığı ayağını durdurup şaşkın bir ifade ile yüzüme baktı. “Ne kadar saklamak, daha doğrusu sonra söylemek istesem de mesleğinin hakkını verip karşı çıkıyorsun.”

Dudaklarımda tebessüm peyda olurken yerinde dikleşti. “Söyler misin lütfen? Daha fazla içine atıp kendine acı çektirmeni istemiyorum.”

“Beni bilmem ama anlattıktan sonra bana kızacak mısın, tartışacak mısın yoksa nasıl bensiz yaptın deyip aramıza mesafe koyarsın bilmiyorum ama daha fazla dayanamadığımı söylemek isterim.” Neler oluyordu?

“Kuzey söyler misin artık!” Uzattıkça daha çok korkuyordum. “Daha söylemeden strese girdin! Aslında şuan tutuşmamın tek sebebi var; o da senin, beni birçok kez uyarman ve bu konunun senin için önemli olması. Gerçi korkacak bir şey yok gibi de,” sözünü kestim.

“Kuzey! Uzattıkça korkumu arttırıyorsun. Söyler misin artık?!” Elimi tuttu. Sanki bıraksa kalkıp gidecekmişim gibi sahiplenici ve korku dolu bir temastı bu. “Ben Emre’ye ilişkimizi söyledim. Özür dilerim, seninle söylemem gerekiyordu çünkü sen bunun senin için önemli olduğunu söylemiştin. İsteğini ve senin için önemli olan bir konuyu böyle bir anda söylediğim için özür dilerim.”

ADEN | PolisiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin