Şah - 18. Bölüm

276 18 0
                                    

AYŞİN

Benim Ayşin gibi bir kızla hiç işim olmaz

Bazen sağır olsam hayatımın daha kolay olacağını düşünüyordum. Özellikle benim yüzümden ailem kavga ettiğinde... Ama şu anda duyduğum şey, yaşadığım hiçbir şeyle kıyaslanamazdı. Tarifsiz bir acı kalbimin orta noktasında başlamış ve saniyesinde tüm vücuduma yayılmıştı. Gözlerim yanıyordu, dokunsalar ağlayacakmış gibi hissediyordum, kırılmıştım. Sanki okulun bütün havası vakumlanmış gibi olmuştu bir anda, nefes alamıyordum. Nefes almaya çalıştıkça kırılan kalbimin parçaları ruhuma batıyordu, hızlanan nefesim kulaklarımda uğulduyordu. Yutkunmak istiyordum. Boğazımı sıkan hayalet buna izin vermiyordu.

Didem'le göz göze geldiğim an birkaç basamak aşağı indim. Uraz'la karşılaşmak istemiyordum çünkü onunla yüzleşebilmem için duyduklarımı hazmetmem gerekiyordu. Geri dönerken biriyle çarpıştım ve acı bir feryat eşliğinde düşerek kalçalarımı merdivenin son basamağına çarptım. Gözlerim bir anlık karardı, acıyla inledim. Elim hızla belime giderken savaştığım gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü.

"Ayşin!"

Uraz'ın sesi korkusunu açığa vuruyordu, kolumun kavrandığını hissettim ve gözlerimi araladım. Ses tonu gibi az önceki havası da değişmişti, bana acıyor muydu? Çarptığım kız "Dikkat etsene ya!" diyerek arkadaşlarının yardımıyla ayağa kalktı.

"Özür dilerim."

"İyi misin?"

Uraz'ın elinden kolumu kurtardım, onun yardımına ihtiyacım yoktu. Yavaşça ayağa kalktım. Üzerimi silkelerken Didem'in rahatsız edici bakışları üzerimde dolaşıyordu. Benim geldiğimi gördüğüne adım kadar emindim. Sırf ben duyayım diye konuyu açmadıysa ne olayım.

"İyi işte Uraz, hadi gidelim."

Gözlerini benden ayırmayan Uraz'ın karşısında ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Kaçamak bakışlarından anladığım kadarıyla hâlâ cevap vermemi bekliyordu. İyiyim desem inanacak mıydı yani? Değilim işte. İyi falan değilim man kafa! Hiçbir şey söylemeden yürümeye başladım. Arkamdaki birkaç gözle sırtımın ürperdiğini hissettim.

Kızlar tuvaletine girdim. Zilin çalmıştı ve boşalmış tuvalete girip ağır adımlarla yürüdüm. Aynanın karşısına geçtiğimde aldığım kesik nefesler, sonu yokmuş gibi görünen gözyaşlarına dönüştü. Artık etraf o kadar bulanıktı ki hiçbir şeyi göremiyordum. Bağıra bağıra ağlamak isterken tek yaptığım şey elimi ağzıma bastırıp hıçkırıklarımın duyulmasını engellemekti.

Çoğu insan gerçeğin zararsız olduğuna inanırdı ama benim gibiler için gerçek fazlasıyla can yakıcıydı. Ufacık dünyamı güzel kılan tek şey hayallerimdi. Şimdi ise bir cümleyle hayallerim paramparça olmuştu. Benim Ayşin gibi bir kızla hiç işim olmaz. Ben nasıl bir kızım ki küfür eder gibi bir cümle kuruyorsun. Senin Didem gibi bir kızla mı işin olur? Sende gördüğüm o derinlik sadece sığlığın yanıltması mıydı yani. Sende mi diğer erkekler gibisin.

"Asıl benim seninle hiç işim olmaz!" diye kapıya doğru bağırıp olduğum yere çöktüm. Bacaklarımı kendime doğru çektim. Kollarımı bacaklarıma dolayıp başımı dizlerimin arasına yerleştirirken ve kapı açıldı.

"Ayşin?"

Duyduğum sesle kafamı kaldırdığımda ablam panikle içeri girdi. Yüzünde yabancı olduğum bir ifade vardı. Korkmuş muydu? Sanırım benim ilk kez böyle görüyordu. Annemin ölümünde bile sessizce akıtmıştım gözyaşlarımı içime. Onu görmemle daha sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Hızla yanıma çöken ablama sıkıca sarılırken "Abla!" diye haykırdım. "Şşş..." diyerek bir eliyle başımı tutan ablam diğer eliyle sırtımı sıvazlamaya başladı. Titreye titreye ağlarken "Abla." dedim.

ŞAH MAT (TAMAMLANDI) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin