AYŞİN
Sırtımda bir ürperti hissettim. Son zamanlara bu çok fazla oluyordu, birinin beni izlediği hissi...
Emirhan her zamanki gibi bir şeyler anlatırken gözlerimi bahçede dolaştırdım. Çardağın altında hararetli bir şekilde konuşan Uraz'ı gördüğümde kalbim, göğüs kafesimden çıkmak istercesine atmaya başladı. Neden üzerimde böyle bir etki bırakıyordu? O kimdi ki? Kalbimi bu derece hızlı çarptırırken bir bakışıyla nasıl durabiliyordu? Korku değildi bu, ya da öfke... Daha farklı bir histi. Beni terslemesine rağmen ona kırılamadığım bir his...
"Ayşin?"
Emirhan'ın koluma dokunmasıyla irkildim. Panikle "Efendim?" diye cevap verince kaşlarını çattı.
"Beni dinlemiyor musun?"
Ne cevap vereceğimi bilemiyordum, "Dinliyorum." dedim. Hâlâ yüzüme sorgulayıcı bir ifadeyle bakıyordu. Şimdi en son ne dedim dese ne cevap verecektim. Gözlerim bahçeyi tarıyordu, o nereye baktığımı bilmese de bunu anlaması için çok uğraşması gerekmezdi ama yine de anlasın istemiyordum.
"Emin misin?" diye sorduğunda başımı tereddütle evet anlamında salladım.
"Gözüm dalmış, sende o sırada beni yakaladın."
"Bir şey mi düşünüyorsun?"
"Boş ver şimdi, ne diyorduk?"
Emirhan çok fazla kafasına takmak istemediğini belli eder şekilde gülümsedi ve yarım bıraktığı neyse onu anlatmaya devam etti.
Bir süre gözlerinin içine bakarak onu dinlemeye çalıştım ama gözlerim sürekli omzunun üstünden çardakta olanlara takılıyordu. Uraz, her zamanki gibi sinirliydi. Bunun onun doğal hali olduğunu bildiğim için Cankut'a baktım. Onun da benzer bir ifadeye sahip yüz hatları, konuştukları konunun iyi bir şey olmadığını belli ediyordu. İkisini de bu derece sinirlendirecek ne olmuş olabilirdi?
Sanki ona baktığımı hissediyor gibi konuşma arasında bakışlarını bana çeviren Uraz'a yakalanınca panik halinde Emirhan'a döndüm. Emirhan ne anlatıyordu takip etmemiştim fakat içimde sanki bir ateş yanıyordu, ellerimle kendimi yellemeye çalıştım. Nabzım o kadar hızlı atıyordu ki birazdan bayılabilirdim.
Emirhan'ın ses tonu ve havası değişmişti. Gözlerindeki endişeye odaklanamıyordum.
"Ayşin, iyi misin?" diyerek koluma tekrar dokundu. Başımı evet anlamında sallarken "Çok sıcak" deyip yellenmeye devam ettim.
"Saçların rüzgârdan karmakarışık oldu Ayşin. Nasıl terleyebiliyorsun?"
"Ha, bilmiyorum. Sanırım hasta olacağım"
Emirhan elleriyle alnımı kontrol etti. "Ateşin yok" dedi. Ben o sırada içimdeki merak duygusuna yenik düşüp, tekrar Uraz'a baktım. Hâlâ bize doğru bakıyordu. Bir an nedensizce mutlu olurken gülümsememi engelleyen tek şey bize olan bakışlarıydı. Şu anda kafamızı bedenimizden ayırmak istediğine yemin edebilirdim. Neden bu kadar sinirlenmişti?
"Böbreklerinle mi alakalı acaba? Revire gözükmek ister misin?"
Başımı hayır anlamında salladım. Emirhan'ın ellerini nazik bir şekilde yüzümden çekti.
"Sınıfa çıkalım mı?"
"Olur."
Emirhan'la ayaklanırken göz ucuyla Uraz'a baktım. Tekrar Cankut'la konuşmaya başlamıştı. Bize bakmıyor olması nedense rahatsız etmişti. Sınıfa doğru yürürken Emirhan'ın ara ara bana baktığını hissettim. Sanki dilinin ucundaki şeyi bir türlü kelimelere dökemiyordu. Umarım yine içindeki duygulardan bahsetmezdi. Onu çok seviyordum ama bu sevginin arkadaşlıktan öteye gitmeyeceğinin de farkındaydım. Bunu her seferinde kırmak pahasına ona söylüyordum. O da inatla umurunda olmadığını dile getiriyordu. Ona göre aşk tek kişilikti. Karşılıklı olduğunda hissettiğimiz duygu aşktan çok sevgiydi ve onun aşktan da güzel olduğunu söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT (TAMAMLANDI) +18
Genç KurguMerhaba! Eğer bu satırları okuyorsan, senin bir yerlerden dikkatini çekebilmişiz demektir. Şu anda girdiğin bu kitap, 2016 yılında Watty birincilik ödülünü kazanan ve çıktığı ilk andan itibaren çok satanlara giren üç kitaplık seriyi kapsamaktadır; Ş...