Şah - 21. Bölüm

334 24 0
                                    

URAZ

Severek ayrılanlar diye bir gerçek vardır ya hani. En çok onlar bilirler ayrılığın acısını, pişmanlığını, özlemini...

Bond'la aramızdaki ilişki de tam anlamıyla buydu. İki sene önce Patron yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Yalnızlığımı paylaşan tek kişiyi kendi ellerimle birine vermiştim. İçim yana yana benden kopamayışını izlemiştim. Günlerce benden nefret etmesi için yaptıklarım aklımdan çıkmazken bağrıma taş basmıştım. Onu çok özlemiş, alışana kadar onu her sabah izlemiştim. Sağ olsun bunu yeni sahibi de anlayışla karşılamıştı ama Bond'un o anlarda beni aradığını fark edince buna bir son vermem gerektiğini anlamıştım.
İki senedir onu görmüyordum. Gerçekten çok büyümüştü. Başta sadece benzettiğimi düşündüm ama sahibinin 'Bond' diye seslenmesi tüm dengemi alt üst etti. Daha dikkatli bir şekilde baktım. Gerçekten oydu. Sağ bacağının üstündeki kahverengi leke bile olduğu yerde duruyordu.

İçim çocuksu bir heyecanla doldu. Ayşin'in etrafında pır dönerken gözümün önüne yaşadıklarımız geldi. Bir an ona koşup sarılmak istedim ama beni unutmuş olabilme ihtimali kendimi frenlememe neden oldu. Bunu kaldırabileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden sadece durup Ayşin'e şımarmasını izledim. Hâlâ aynı Bond'du. Didem'in gözlerini üzerimde hissediyordum. Göz ucuyla baktığımda kaşlarını hafifçe çattığını gördüm. Büyük ihtimal gülümsememin nedenini Ayşin'e bağlıyordu ama şu anda ona açıklama yaparak bu zevkli anı kaçırmak istemiyordum.

Emirhan'ın attığı şey tam önlerine düştüğünde kaşlarımı çattım. Gülümseyerek yürüyen zibidinin köpeğime yaklaşma ihtimali bile beni çileden çıkarırken oyun oynayacaklarını bilmek burnumdan solumama neden oldu. Bond'un havlamasıyla çatılan kaşlarım gevşedi. Saldırı pozisyonuna geçip havlamaya devam etmesiyle ufak bir kahkaha attım. İşte benim köpeğim; kime nasıl davranması gerektiğini çok iyi bilirdi.

Ayşin tasmasını tutmuş korkuyla etrafa bakarken göz göze geldik. Birden kaşları çatıldı. Sanırım o da onunla dalga geçmek için güldüğümü sanıyordu. Bond'u zor tuttuğunu fark ettiğimde bir şey yapmam gerektiğini anladım. Ağır adımlarla onlara doğru yürürken "Bond!" diye seslendim. Köpeğim aniden başını bana doğru çevirdi. Gözlerindeki ifade korkmama neden oldu. Daha önce bana hiç bu şekilde bakmamıştı. Yabancı gibi... Beni unutmuş olabilir miydi gerçekten?

Emirhan'ın yanına gittiğimde içimdeki korkuları bir kenara bırakıp "Otur!" dedim. Bir süre daha yüzüme baktı. Her geçen saniye kalbim bir tık daha güçlü atıyordu. İçimden beni hatırlaması için dua ederken gözlerindeki ifadenin doğru görüp görmediğini düşünen insanlar gibi olduğunu fark ettim. Birden ifadesi yumuşadı. Poposunu kumların üzerine koyduğunda derin bir nefes aldım. Unutmamıştı. Gülmemek için kendimi zor tutarken gözlerimi köpeğime diktim. "Ayşin tasmasını bırak." dediğimde elimden geldiğince ciddi durmaya çalışıyordum. Bond gözlerini benden ayırmadı. Hayvanlar sahiplerine benzermiş sözünü kanıtlayacak şekilde bana bakmaya başladı. Tereddütle tasmasını bırakan yer fıstığının bakışlarının ikimizin üzerinde dolaştığını hissediyordum. Havlamayı kesmişti. Hırlamayı da. Bana kırgındı bunu hissedebiliyordum ama tıpkı benim gibi özlem de doluydu. Sanki bana sarılmak için komutumu bekliyordu. Sabırsızlandığını hissediyordum. 'Acaba yaptıklarımızı tam anlamıyla hatırlıyor mu?' diye düşünürken "Bond!" diye seslendim. Birden ayağa kalktı. Arka arkaya üç kere havladı. Bu onun 'Efendim' deme şekliydi. Belli belirsiz gülümserken eğildim. Benim gibi hafifçe eğildi. Koşmadan önce her zaman bunu yapardı. Ellerimi havaya kaldırdım. Bu hareketimle bir kere daha havladı. Daha fazla sabrının kalmadığını anladığımda bacaklarıma vurarak "Gel buraya!" dedim. Son sürat bana doğru koşan Bond'la geri geri koşarken birden üzerimde bir ağırlık hissetmem ve sırtımın kumlarla buluşması bir oldu. Beni unutmamıştı. Rahatlamanın verdiği hisle kahkaha attım.

ŞAH MAT (TAMAMLANDI) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin