89. вölüм / Toprak Yağmura, Ben Sana...

44 4 4
                                    

Yazardan...

Sabahın yedisiydi saat henüz. Bu saatten kalkıp merkezden uzak olan o eve gelmişti, kardeşini görmeye.

Bahçenin önüne yanaşan arabayı görünce kimin geldiğini hemen anlayan genç kız, ablasına haber verirken gözlerini bahçeye giren Yusuf'tan alamıyordu.

"Beyza abla, abin gelmiş." dediğinde, Beyza terasta oturmuş oğluna yemek yediriyordu. Asya'nın dediği şeyi duyunca ayağa kalktı ve terasın kenarına geldi.

Kafasındaki bereye kadar beyaz giyinmiş olan Yusuf, kış mevsimini görüntüsüyle bile hissettiriyordu.

Beyza'nın ona seslenmesine kalmadan, aşağıda karşılanmıştı bile.

"Hoşgeldin." demişti Turan Bey elini uzatıp sıkarak. Yusuf gülümseyerek adamın elini sıkmış, hâl hatır bile sormadan kardeşini sormuştu adama.

"Nerde Beyza? Evde mi?"

"Hayırdır sen bu saatte gelmişsin?"

Cevap vermeden önce hesap sormuştu adam. Yusuf bir şey demeden etrafa bakarken, kafasını kaldırdığı an Beyza'yı görmüştü terasta.

"Buldum." diye kendi kendine söylenip adamı orda bırakarak merdivenlere geçmişti.

Beyza masaya geri dönmüş, Deniz'e yemek yedirmeye devam etmişti bu arada. Asya, yukarı gelen Yusuf'u bekliyordu gitmek için. Onunla hiç konuşmamıştı şu ana kadar ama tanışmak istiyordu.

Yüzünde ciddi bir ifade olan Yusuf, terasa adımını atar atmaz kardeşine seslendi. Ses tonu daha çok 'iyi misin?' diye soruyor gibiydi.

"Beyza?"

"Hoşgeldin. Bir şey mi oldu?" dedi Beyza direkt sorarak. Haber vermeden gelmişti çünkü.

Yusuf yanına gidip kucağında oturuyor olan Deniz'i öptü ve karşıdaki sandalyeye oturdu.

"Bilmem, ne olduğunu sen anlatacaksın."
dedi kendinden emin bir şekilde. Göz göze geldiler o an. Beyza anlamaya çalışırken, Asya girdi araya.

"Abla ben, Deniz'i alıyım mı? Rahat rahat konuşun." demişti.

Yusuf'un, bırak selam vermeyi onu fark bile etmemiş olduğunu görmek bir tık kırılmasına sebep olmuştu. Çaktırmadan uzaklaşacaktı şimdi ordan.

"Al ablacım, yemeğini bitirdikten sonra su içir unutma tamam mı?"

Beyza'nın dediklerine kafa sallayıp, kucağında bebekle beraber terastan indi genç kız.

Yalnız kaldıklarında Beyza arkasına yaslandı Yusuf gibi. Ayaklarını yukarı çekip bağdaş kurduğunda oldukça rahat görünüyordu.

"Geçen gün beni aradığında ağlıyordun Beyza hatırlıyor musun?" diye sorarken masaya eğildi Yusuf.

"Evet hatırlıyorum. Ama o geçen günde kaldı. Aradan iki gün geçince gelip nedenini sorman biraz tuhaf kaçıyor şu an."

"Gelemedim."

"Fark ettim."

"Ama Berkcan yanındaymış diye çok üstlemedim zaten."

"Berkcan'ı isteseydim onu arardım Yusuf değil mi?"

Yusuf bi duraksadı. Ne diyeceğini bilemedi. Neden gitmemişti? Mehtap'ın daveti daha mı önemliydi kardeşinden? Hayır. Peki neden?

Belki sahneye çıkıp şarkısını söyleme fırsatını kaçırmak istemediğinden, ya da gece Bahar'la beraber vakit geçirmek istediğinden... Kendisi de bilmiyordu nedenini ama pişmandı şu an bir tık.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin